20 Ekim 2017 Cuma

Hesap Sormanın Amerikancası! Cin Şişeden Çıktı mı?

Hesap Sormanın Amerikancası!

Hesabını tutmadık ama Türk halkının çoğu bilir ki, Türk Silahlı Kuvvetleri, silahını ve teçhizatını hep Amerika’dan almıştır.

1952 yılından buya, ne silah almışsak, Amerika ve NATO üyesi ülkelerden satın aldık. Bize güvenmedikleri için de bazı silahları bize satmadılar.

Satmadılar, başka ülkeden satın alınmasına izin vermediler, üretilmesine mani oldular. Bizi hava savunma silahlarından mahrum bıraktılar.

CHP bu süreçler yaşanırken hiç sesini çıkarmadı. Hiç eleştiride bulunmadı. Ne zaman Rusya’dan S-400 satın aldık, başladı hesap sormaya…

CHP Meclise soru önergesi vererek, S-400 silahlarının yerli üretimi var mı diye soruyor.

Sadece sorunun kendisine bakarsanız çok haklı, tabi soracak diyebilirsiniz.

Ama gerçek durum bu değil.

Aslıda Amerika’ya selam gönderiyor. Bak ben AKP’nin Rusya’dan silah almasına tarife dışı engeller çıkarıyorum. Haberin olsun demeye çalışıyor.

Amerika’dan silah alınırken hiç sesini çıkarmayanlar iş Rusya olunca, milliyetçi kesildiler.

Elbette kendi silahımızı kendimiz yapsak, istenen budur. Lakin 60 yıldır Amerikan bağımlısı bir ülke olmanın felaketlerini yaşadığımızı bilmemiz gerek.

Bir kısım enteller diyor ki aman yönümüzü Avrasya’ya dönmeyelim. Batıdan kopmayalım.

Biz böyle bağımlı düşündükçe, onlar kuşatmayı daraltıyorlar. Biz çare aramaya çıkınca, aman Avrasya’ya gitmeyelim diye yaygara başlıyor.

Hava savunma sistemlerinin Çin’den alımı da bu sebepten iptal edilmişti. S-400 alımı da sancılı yürüyor. Çünkü ABD hala belli odakları kullanarak hava savunma silahlarının alımını engellemeye çalıyor.

Bu endişenin iktidarda da olduğu anlaşılıyor ki, Erdoğan’ın son ABD ziyaretinde, 11 milyar dolarlık sivil uçak alımı ortaya çıktı.

İktidar, ABD’nin hışmını üzerine çekmemek için ABD’ye, beli ki rüşvet veriyor.

Ne yapalım, ABD Rusya’dan silah alma dedi diye biz savunma hakkımızdan, şimdiye kadar yaptığımız gibi, vaz mı geçeceğiz?

CHP yönetiminin bilmediği veya anlamak istemediği bir husus var.

Türkiye’de, artık hükümetleri ABD belirleyemiyor. Amerika’nın Türkiye’deki operasyon aleti Gladyo artık iş göremez haldedir.

Amerikancılık ülkemize çok büyük zararlar vermiştir. En sonunda da Suriye’nin kuzeyinden, Irak’ın kuzeyinden ülkemiz kuşatma halindedir.

Silaha ihtiyacımız var. Kim bize silah satıyorsa oradan almak durumundayız.

CHP Amerika’nın müttefik değil, düşman olduğunu bilmeli ve muhalefetini buradan yapmalıdır.

Sinsi Amerikancılık dönemi, hem iktidar hem de muhalefet için bitmiştir.

Bülent Esinoğlu
ulusal.com.tr / 04.10.2017


Cin Şişeden Çıktı mı?

Amerikan vesayetinin hâkim olduğu günlerde, bizler Amerika’nın ülkemiz üzerindeki planlarını deşifre etmeye çalıştığımız da, mecburen, kurduğumuz cümlelerin içinde, hep ABD karşıtlığı olurdu.

Sözde aydın kesimden, o günlerde bize yöneltilen temel eleştiri; “siz Amerika’dan başka bir şey bilmez misiniz? Her konunun altında Amerikan parmağı arıyorsunuz. Kafayı ABD ile yemişsiniz derlerdi.

Sözde Batı değerleri ve ittifaklar adına konuşan “akil kişiler” gelişen her kritik konuyu uluslararası hukuku konuşuyormuş gibi yapıp, Amerika’nın ülkemiz içindeki çıkarlarını ve ABD’nin bölge çıkarlarını savunurlardı. Bunları da tüm halkımıza yuttururlardı. Çünkü iktidarlar da muhalefetler de Amerikan vesayetini kabullenmede hemfikirdiler.

Her zaman hükümetler kurup, hükümetler yıkan, koalisyon formülleri üretip, iktidar koltuklarına Amerikan devşirmelerini oturtan ABD, 15 Temmuz’da başarısız olunca, işler değişti.

“Akil Kişiler”, şimdilerde kritik konularda, sözde Batı değerleri, özde Amerikan çıkarları çerçevesinde savunma yapmaya çalışıyorlar.

İşleri çok zor.

Cin şişeden çıktı. Amerikan vesayetinin “akil kişileri” bugünün “hain kişileri” olmaya adaydırlar. Konuştukları her konuda, gerçek kimlikleri hızla ortaya çıkıyor.

Amerika Türkiye ile açıktan savaşırken, “akil kişiler” hala sanıyorlar ki, Amerikancılığımızı anti Erdoğancılık kisvesiyle yürütürüz.

Vize Krizi konusunda bile hala Erdoğan’ı suçladığını sanarak, Amerika’yı dolaylı olarak savunmaya çalışıyorlar.

Amerika ile Türkiye arasında daha çok krizler çıkacak. Çünkü ABD Suriye’nin kuzeyinden namlularını Türkiye’ye doğrultmuş. Her gün bir yerden ateş ediyor.

Eskinin akil, şimdinin hain kişileri her şey ortadayken Amerika’yı hala savunmanın bir yolunu bulsalar da çember daralıyor.

Amerika’nın bölge çıkarlarını savunan akil kişiler şunu iyi bilmelidirler; Amerika’nın bölgemizde Büyük Kürdistan kurma projesi, onun için hayati önemdedir. Artık PKK onun için Türkiye’den daha değerlidir.

Kürdistan kurularak bölgenin sürekli istikrarsızlık içinde tutulması ABD için temel stratejidir.

Çünkü petro-doların hakim olması için Suudi Arabistan ve İran’ın sürekli birbirine karşı provoke edilmesinin gerekli olduğunu ABD biliyor.

Suudi Arabistan’a, “ben seni İran’a karşı korurum” vaadi ile Suudilerin petrolünün dolarla satmasını sağlama alıyor.

Bölgede Kürdistan, sadece Şii Sünni savaşları olursa kurulur. Türkiye’nin buna müsaade etmemesi ve İran Rusya ile birlikte davranması ABD planlarını alt üst etmiştir.

Kriz vize krizi değil, petrolün dolarla satılıp satılmaması krizidir. Çünkü altına konvertibl Çin Yuan’ını, Suudi Arabistan eninde sonunda kabul etmek zorunda kalacaktır.

Petro-dolar bittiğinde, Amerikan doları da biteceğinden, Kürdistan kurulması, bölgenin istikrarsızlaştırılması ABD için birinci önceliktir.

Yaşadıklarımızın arkasında enerji çıkarları vardır. ABD’nin petro-dolar çıkarı Türkiye’den daha önemlidir.

Bu sebepten, PKK Amerika için Türkiye’den daha değerlidir.

Bülent Esinoğlu
ulusal.com.tr / 11.10.2017