HDP liderlerinin tutuklanması konusundaki tavırlar, Türkiye’deki cepheleşmeyi yansıtıyor.
CHP YÖNETİMİNİN HDP DAYANIŞMASI
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, HDP ile dayanışmanın başını çekiyor. Türk Ordusunun komutanları ve Vatan Partisi yöneticileri Ergenekon-Balyoz tertipleriyle hapislere atılırken, “darbeciler yargılansın” diyerek gladyo operasyonunu destekliyordu. O tutumuyla FETÖ’nün ve PKK’nın yanındaydı, şimdi de aynı yerde. CHP sözcüsü Selin Sayek Böke’nin, MYK’nın olağanüstü toplantısından sonra yaptığı açıklama CHP’nin bir kısım milletvekili tarafından da seslendirildi. CHP yöneticileri, HDP ile birlikte “faşizme karşı mücadele hattı inşa etme” çağrısında bulunuyorlar. Kılıçdaroğlu, CHP’nin HDP ve benzeri Türkiye düşmanı güçlerle işbirliğine “Demokrasi Cephesi” adını veriyor.
CEPHENİN ÜÇÜNCÜ ORTAĞI
CHP’nin inşa etmeye kalkıştığı cephenin üçüncü ortağı da hemen kendisini belli etti. Fetullah Gülen cemaatinin Ekrem Dumanlı, Tuncay Opçin, Bülent Keneş, Mahir Zeynelov ve Tarık Toros gibi temsilcileri de hemen “faşizme karşı” cephede yerlerini aldılar. Açıklamalarında HDP, CHP, FETÖ’den başka AKP’nin kurucularının da bu cephe içinde olduklarını dile getirdiler. FETÖcüler de tıpkı CHP gibi HDP’yi “milli iradenin temsilcisi” ve “Kürtlerin temsilcisi” olarak ilan ediyorlar.
DÖRDÜNCÜ ORTAK
Cephenin Abdullah Gül-Davutoğlu kanadı da AKP’nin eski liderlerinden Mehmet Ali Şahin’in ağzından HDP ile dayanışma mesajını açıkladı.
Zaten bir kısım CHP ve HDP milletvekili 28 Haziran günü “Demokrasi için Birlik İnsiyatifi” oluşturmuşlardı. Şimdi cephenin FETÖ’yü ve AKP’nin Gül-Davutoğlu kanadını da kucakladığı görülüyor.
ABD GÜDÜMLÜ ANTİ-FAŞİST KAHRAMANLAR
CHP yönetimi, HDP-PKK, FETÖ ve AKP’nin Gül-Davutoğlu kanadı “faşizme karşı birleşmek” iddiasında.
Arkalarında ABD emperyalizmi var. Açın Amerikan gazetelerini, her gün aynı söylem. Yatıp kalkıp Türkiye’nin faşist diktatörlüğe gittiğini yazıyorlar. Çünkü Türkiye ABD emperyalizmine karşı vatan savaşı veriyor.
Öncelikle şunu saptayalım: Bugün dünyada faşist bir rejim ancak ABD ile işbirliği yapılarak kurulabilir.
Faşizm, emperyalizmin en ırkçı, en şoven, en bağnaz, en saldırgan kesimlerinin diktatörlüğüdür.
Dün faşizmin ekseni Nazi Almanyası ve Faşist İtalya idi, bugün Amerikan emperyalizmidir.
FAŞİZMİ ALKIŞLAMA ŞANSINI KAYBEDENLER
İşte o faşist diktatörlük girişimini, Türkiye 15 Temmuz gecesi gördü. O sabah FETÖ faşizmini alkışlama şansını kaybedenler, şimdi “faşizme karşı savaş” cephesi oluşturuyorlar.
Böylece insanlık, ABD emperyalizminin güdümündeki “faşizme karşı mücadele” savaşçılarıyla tanışmış oluyor.
Evet alkışlayacaklardı. Hatta darbe gecesi alkışlamaya başlamışlardı bile. FETÖ darbesinin bildirilerini okudular. Yeşilköy Havalimanı VIP salonunda FETÖ darbecilerinin çayını kahvesini içtiler. FETÖ tanklarına selam verdiler. Çünkü darbe Tayyip Erdoğan’ı deviriyordu.
UÇURUMDAN ÖNCE SON ÇIKIŞ
HDP-PKK ve FETÖ’nün ABD güdümünde Türkiye’ye karşı savaştıklarını herkes biliyor. Ama şimdi CHP yönetimi ve AKP’deki FETÖ dostları da onlarla cephe birliğine yönelmiş bulunuyorlar.
Umarız Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül ve Davutoğlu bu yoldan dönerler. Çünkü oluşturdukları cephe vatan bütünlüğüne karşıdır, Cumhuriyet'e karşıdır.
Eğer Türkiye’de bir faşizm tehdidi varsa, o tehdit Amerika güdümlü FETÖ-PKK ittifakından gelmektedir.
GAYRİ MİLLİ İRADE
PKK ve FETÖ ile aynı cephede konumlanmaktan utanmayanlar, bu girişimlerini “Tayyip Erdoğan düşmanlığı”, “demokratlık” ve hatta “milli irade” gibi söylemlerle perdeliyorlar.
PKK ve FETÖ ile birlikte cephe oluşturanlar, Tayyip Erdoğan’ı güçlendiriyorlar. Çünkü milletin birlik ve bütünlüğünü savunmayı AKP’ye ikram ediyorlar. Böylece Tayyip Erdoğan yönetimine son verme iddialarını sonsuza kadar yitiriyorlar. Bir kez daha ortaya çıkmaktadır: AKP yönetimine karşı iktidar seçeneği ancak milli duruşla yaratılabilir. Vatan Partisi bunu yapmaktadır.
PKK ve FETÖ ile birlikte demokratlık taslamak gerçekten tuhaftır. Demokrasi ancak PKK’nın ve FETÖ’nün ezilmesiyle inşa edilir.
Hele HDP-PKK’yı “milli iradenin temsilcisi” olarak görmek, millete ve vatana ihanetten başka bir anlam taşımıyor. HDP milletvekilleri, ne Kürt halkının temsilcisidir ne de milli irade kavramı içindedirler. HDP milletvekilleri, Amerikan bayrağı altında savaşan PKK’nın temsilcileridir.
QUO VADİS CHP
“Nereye CHP?” sorusu artık yalnız CHP’nin vatansever üyelerinin değil, Türk milletinin sorusudur.
PKK ve FETÖ ile stratejik bir dayanışma çukuruna yuvarlanan CHP yöneticileri Türk milletinin hiçbir zaman affetmeyeceği bir sürecin içindedirler. Artık onlara tek umut kalıyor: ABD askerinin gelip Ankara’yı ele geçirmesi. Bu da umut değil hayaldir. Daha vahimi CHP’de yönetime muhalif olduğunu söyleyenlerin PKK ile dayanışmaya karşı bir duruşları yok.
CHP yönetimi buraya nasıl geldi?
Önce ABD projesi kapsamında FETÖ’nün kasetiyle CHP’de iktidar oldular. Arkasından emperyalizmin iktidar planlarında rol üstlenerek Tayyip Erdoğan’ı baş düşman kabul ettiler.
Bu mevzilenmenin doğal sonucu olarak vatan savaşına saray savaşı çamurunu attılar. En sonunda PKK ve FETÖ ile işbirliği çizgisine yuvarlandılar.
ABD emperyalizmini değil ABD emperyalizmi ile karşı karşıya gelen Tayyip Erdoğan’ı baş düşman alırsanız gidebileceğiniz başka bir yer bulunmuyor.
TÜRKİYE CEPHESİ
Evet, faşizme karşı birleşik cephe var.
O cephe, Türkiye Cephesi'dir.
Faşizm vatan savaşı verenlerin değil, mazlumlar dünyasına karşı savaşan emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin rejimidir.
Faşizm Türkiye’nin yanında değil, Türkiye’nin karşısındadır.
PKK’nın hendeklere gömülmesinde, FETÖ’nün ezilmesinde ve Fırat Kalkanı'nda cephe tutanlar, faşizme karşı Türkiye Cephesi'ndedirler.
Doğu PERİNÇEK
Aydınlık/08.11.2016