Suriye’deki iç savaşın bir paylaşım savaşı olduğunu artık çocuklar dahil herkes biliyor. Üstelik bu konuda savaşa müdahil olan her ülkenin kendine özgü bir planı olduğu veya gizli ajandası olduğu açık. IŞİD tehdidini bertaraf etmek ve bölgeyi bu terör örgütünden temizlemek için “mücadele(!)” edilmekle birlikte ülkeler fırsat buldukları anda kendi planlarını uygulamakta ya da kendi planları doğrultusunda hareket etmekte, IŞİD terör örgütünü de istihbarat teşkilatları vasıtasıyla buna göre yönlendirmektedirler.
ABD’NİN PLANI
ABD’nin amacı Suriye kuzeyinde bir Kürt bölgesi.
(Akdeniz’e kadar uzanan), bir Sünni bölgesi, bir Nusayri Bölgesi oluşturmak (belki Dürzilerden ve Hristiyanlardan oluşan bir başka bölge de olabilir) ve başlangıç olarak Suriye’yi üçe bölmek. Bu planda Esad yok.
Eğer bu olmazsa, B planında yine Suriye’nin üçe bölünmesi var ancak bu defa Esad’ın başkanı olduğu bir Nusayri bölgesi (Lazkiye ve civarında), Türkiye sınırında Akdeniz’e kadar uzanan bir Kürt devletçiği ve Rakka bölgesinden Irak’a uzanan bir ılımlı İslam Devletçiği(!) yani Esad’lı çözüm. ABD’nin stratejisinde Suriye Ulus Devleti diye bir plan yok. Daha doğrusu parçalanmış bir Suriye var.
RUSYA’NIN PLANI
Rusya’nın planlarında Suriye’nin bir bütün olarak muhafazası olmakla birlikte bu bütünlüğü sağlamak için Kürt’lere otonomi verilmesi var. Yani Rusya bir taraftan Suriye’yi desteklerken diğer taraftan Kürtlerin Suriye içinde kalmasını ve ABD planlarına göre kullanılmasını önlemeyi ve oluşturulmak istenen ABD/İsrail koridorunu (Körfezden- Akdeniz’e) engellemeyi amaçlıyor.
Peki İran ne yapıyor, İran için tabii ki Suriye’nin bütünlüğü önemli ancak bunu sağlayamazsa İran- Irak - Lübnan bağlantısını sağlayacak, kendisine müzahir veya kendi kontrolündeki bir bölgenin oluşturulmasını sağlamaya çalışacaktır. Bu arada Türkiye güney sınırında oluşacak bir Kürt koridorunu istemedikleri de açık.
Katar ve Suudi Arabistan Suriye’nin parçalanmasını ve İran’ın Irak- Suriye- Lübnan bağlantısının kopmasını istiyor. Tabii ki Esad’ın da gitmesini. Onlar için bölgede bir Kürt Devletinin tesisi ve Körfezden Akdeniz’e ABD/ İsrail koridorunun oluşması, İran’ın etkisinin kırılması için çok önemli.
Peki Suriye ne yapıyor ya da Esad. Esad ülkesinin bütünlüğünü korumaya çalışıyor. Bu işi tek başına yapması mümkün değil. Onun için Rusya ve İran’ın yardımına ihtiyacı var. Bazı konularda onlarla aynı düşünmese bile genelde onlarla birlikte hareket etmek zorunda.
KRİTİK NOKTA HALEP
Suriye’de düğümü çözecek olan kim? Hangi plan uygulanacak ve bunu kim nasıl sağlayacak? Sanırım dönüm noktası ya da kritik eşik Halep’in kimin tarafından ele geçirileceğidir. Halep Suriye tarafından ele geçirildiği takdirde, harekat Rakka’ya doğru gelişecek ve Suriye’nin IŞİD’den ve diğer terör örgütlerinden temizlenmesi sağlanacak ve Suriye’nin bütünlüğü korunacaktır. Bu durumda Kürtler de Esad’ın yanında yerini alacaklardır. Ancak Halep ABD’nin desteklediği unsurlar ve IŞİD tarafından ele geçirilirse Suriye’nin parçalanması kaçınılmaz olacak ve Esad, Lazkiye civarındaki bir Nusayri Devletine razı olacaktır. Suriye’deki kaos daha da artacaktır.
Türkiye’nin hedefi ne ya da ne olmalı ? Öncelikle Suriye’nin bütünlüğünün sağlanması, iç savaşın durdurulması, güney sınırımız boyunca Akdeniz’e uzanacak bir Kürt koridorunun oluşmasının önlenmesi, Suriye ile işbirliği yaparak Halep’in ele geçirilmesinin sağlanması olmalıdır. Bununla birlikte diğer ülkelerin ve bölgedeki grupların amaç ve hedefleri dikkate alındığında;
Halep’in diğer güçler tarafından ele geçirilmesi durumunda Türkiye hem koridora mani olmak, hem de o bölgede kendine yönelecek tehdidi önlemek için kendi kontrolünde güvenli bölge tesis etmek durumundadır. Fırat Kalkanı Harekatı bunun için çok önemlidir ve diğer ülkeler tarafından desteklenmemesinin nedeni Türkiye’nin bölgede insiyatif almasının önlenmesidir.
Türkiye’nin bu harekatı bir işgal değil, gelişen/ gelişecek durumlara karşı tedbir almak ve ülkenin bekasını sağlamak için yapılması zorunlu bir harekattır.
İsmail Hakkı PEKİN
Aydınlık/09,11,2016