22 Aralık 2015 Salı

Erdoğan, iktidarını NATO’ya sigorta ettirdi-1

“Yol kazası” olmadığı kesinleşti.
Temel soru şu: Rus uçağını düşüren asıl irade kim?
Erdoğan iktidarı mı? ABD mi?
Bir başka ifadeyle: NATO’yu bölgeye kim çekmek istedi?
Erdoğan mı, ABD mi?
***
Büyük fotoğrafa bakalım. Durum hızla netleşmekte.
Görünen: Uçak tertibinin asıl mimarı ABD.
Erdoğan üzerinden de sahneledi.
“Bizimki” dünden razıydı zaten.

***
Sonucu baştan yazayım.
7 Haziran’dan sonra Erdoğan ABD’yle pazarlığa oturdu.
Bir al-ver yaptı.
Aldığı: Kişisel iktidarını sigorta ettirmek.
Verdikleri: NATO’yu bölgeye çekmek.
TSK’yı ABD jandarması olarak Ortadoğuya sürmek.
Yani: Kişisel iktidarı için Türkiye’yi ateşe atmak.
***
Şu sorular anlamlı: Aşırı yüksek riskler ortada.
Öyleyse, Erdoğan nasıl bu kadar gönüllü oldu?
Bu gözükaralığı nasıl yaptı?
***
Burada filmi biraz geriye sarmamız lazım.
1990’ların başına gitmemiz gerekiyor.
Sovyetler Birliği çökmüş. ABD eksenli tek kutuplu dünya kurulmuş.
Batının tehdit değerlendirmesi değişmiş.
Yakın tehdit: İslam ülkeleri kaynaklı Batı karşıtı hareketler
Buldukları çare: “Ilımlı İslam.”
Yani: “ABD ile uyumlu İslam.”
***
Hesap: “Uyumlu”lar üzerinden İslam dünyası kontrol etmek.
Gerektiğinde Batı aleyhtarlarına karşı “uyumlular”ı sahaya sürmek.
İslamcı-laik farketmiyor.
İran’a, Afganistan’a, Saddam’a, Kaddafi’ye, Esad’a yapıldığı gibi.
***
Bu çerçevede AKP öne çıkarıldı. “Ilımlı İslam”ın örnek modeli olarak.
Fakat olayın püf noktasını doğru anlayalım.
AKP “başarılı” olduğu için “model” seçilmedi.
Potansiyeli görüldü. Daha baştan “model” seçildi. Önü açıldı.
Yani: “Model” seçildiği için “başarılı” oldu.
***
AKP ve Erdoğan’ın iki görevi vardı.
İçte: Türkiye’nin laik/ulus devlet sistemini çökertmek.
İki tarafın de kendi projesi vadı: Ulus devlet buna engeldi.
Hedefe büyük oranda ulaştılar..
Dışta: Bütün Müslüman dünyada “ılımlı İslam” rejimleri kurmak.
Yani: Sünni mezhepçi rejimler.
Pratikteki anlamı: İhvan’ı (Müslüman Kardeşler) Arap dünyasında hakim kılmak.
Erdoğan’ın hesabı ise: İktidarda temelli kalmak.
***
“Arap baharı” vesile oldu.
Tunus ve Mısır’da kolay sonuç aldılar.
Arap dünyasıda İhvancı rejimler yayılıyordu.
Fakat: Batı ve İsrail’de alarm zilleri çaldığını duydunuz mu?
Herkes mutluydu: Batı, İsrail, Erdoğan.
***
Projenin yönünü Suriye’ye çevirdiler.
Sonuçtan çok emindiler.
Erdoğan bütün varlığını masaya sürdü.
“2 ayda tamam” dediler. “Emevi camiinde cuma namazı” randevusu verdiler.
Fakat tutmadı hesapları: Suriye direndi. Bölge direndi. Avrasya direndi.
Ayrıca: Suriye politikasında Batıyla farklılıklar ortaya çıktı.
Yöntem, zamanlama ve hangi muhaliflerin destekleneceği konusunda.
Sonuç: Erdoğan’ın İslam dünyasında kullanım değeri kalmamıştı.
***
İçte de benzer süreç yaşandı.
Önce 2010 Anayasa referandumu. Ardından 2011 seçimi.
Erdoğan “başarı”nın zirvesinde.
Ergenekon ve Balyoz operasyonları derinleştirildi.
Bir kritik adım daha attı: Cemaat ve liberallerle iktidar koalisyonu bozdu.
Bütün iktidarı kendinde topladı.
***
Türkiye’de toplumsal tepki büyüdü.
2013 Mayıs/Haziran: Gezi olayları patladı.
Farklı toplum kesimleri Erdoğan karşıtlığında birleşmişti.
Erdoğan ilk kez “düşme” korkusuna kapıldı.

Rafet BALLI / 05.12.2015 / Aydınlık