Tarih
20 Ekim 1996;
İktidarda Necmettin Erbakan’ın
Başbakan olduğu REFAHYOL
HÜKÜMETİ var. İstanbul’da da, yaklaşık 31 aydır Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanı…
Haftalık AYDINLIK DERGİSİ’nin
20 Ekim 1996 tarihli 487.sayısının
kapağında Recep Tayyip Erdoğan’ın bir portresi mevcut ve portrenin üzerinde de
şu manşet yer alıyor:
“Merak edilen gizli mesajı
açıklıyoruz
Abramowitz Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor!”
Aydınlık- 20.10.1996
Sinan Onuş imzalı haber; derginin
4, 5 ve 6. sayfalarında yer alıyor: “Amerika Tayyip’e oynuyor... Abramowitz ile Tayyip Erdoğan’ın 6 yıl
önceye dayanan dostluğu ... RP’deki ‘sivil toplumcu’ görüntünün mucidi
Abramowitz... Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi Ali Bulaç, Tayyip Erdoğan’ın
konuşmalarını yazıyor... Tayyip Erdoğan’ın destekçisi MÜSİAD, ABD ile iç içe...
RP’li üst düzey yetkili: ‘Cemaat operasyonu Amerikan politikası’...”
15 Ekim
1996 tarihinde İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan makamında ABD Ankara eski büyükelçisi Morton
ABRAMOWİTZ’i ağırlıyordu. Sinan ONUŞ,
haberinde Abramowitz ile Erdoğan arasındaki diyaloğu şu şekilde aktarıyordu:
“…Aydınlık’ın Refah Partisi’ne
yakın kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Abromowitz’le Erdoğan arasındaki konuşmanın mesaj içeren bölümü şöyle:
ABRAMOWİTZ: Siz İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nde bu kadar başarılara imza attınız. Bundan sonra artık kendinizi
Türkiye çapında bir insan olarak tanıtmanın yollarını bulmalısınız.
TAYYİP
ERDOĞAN: Ben herhangi bir
mücadelenin, veliahtlık, başkanlık yarışının içine girmek istemiyorum. Böyle
bir niyetim yok.
ABRAMOWİTZ: Biz niyetiniz olsun diye
söylemiyoruz. İstanbul, Ortadoğu’nun başkentidir. Siz burayı yönetip
yıldızınızı parlatabildiğinize göre, Türkiye için de çok şey yapabilirsiniz.
Bunun adını illa liderlik koymayalım…”
Bu haberden yaklaşık 4 ay
sonra, 16 Şubat 1997 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde, Leyla Tavşanoğlu’nun o zamanki İŞÇİ PARTİSİ Genel Başkanı DOĞU
PERİNÇEK ile yaptığı bir söyleşi
yayınlanıyor. Bu tarihte; Necmettin Erbakan halen
Başbakan ve Recep Tayyip Erdoğan da belediye başkanı…28 Şubat’a daha 12
gün ve AKP’nin kurulduğu 14.08.2001 tarihine henüz daha yaklaşık 4,5
yıl var.
CUMHURİYET
PAZAR KONUĞU
16 ŞUBAT 1997 PAZAR / SAYFA 8
SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU
·
- Peki bu dinci gericiler demokrat olduklarını söylüyorlar. Buna katılıyor musunuz?
-Tarihe baktığımız zaman hiçbir ülkeye demokrasi Aczmendiler, Ali Kalkancılar, Damat Feritler'le gelmemiştir. Demokrasi bir yurttaşlar rejimidir. Kulla efendinin olduğu yerde demokrasi olamaz. Ya da Sedat Bucak'ın marabalarıyla bir demokrasi kuramazsınız. Bunlar birey olarak varlığa, özgürlüğe, tercih hakkına sahip değillerdir.
Demek ki demokrasi için öncelikle ağalık, şeyhlik, ortaçağ ilişkileri ve kurumlan tasfıye edilmelidir.
- Refah o nedenle mi ipleri geriyor?
- Bu önemli bir soru. Öncelikle
neden Taksim'e cami, devlet dairelerine türbanlı kadınlar alınması, Sincan
olayı sorunlarının yaratılması akıllıca gibi görünmüyor.
Biz
önce, "Çiller gidiyor. Bu hükümet
yaşayamayacak. Bari kendi tabanımı toparlayayım. Onun için de bu çıkışları yapayım",
hesabı
içinde olabilirler diye düşündük. Ama son zamanda bize ulaşan önemli bilgiler
ABD'nin Refah'a yöneldiği ve onu iktidarın asli partisi olarak görmeye başladığı
yönünde.
Ocak
sonunda CIA'nın yan kuruluşu olan Rand Corporation bir rapor hazırlayarak ABD
hükümetine verdi. Bu raporda,
"İran'da Şah'ı terk etmede ABD gecikti.
Türkiye'de aynı hatayı yapmayalım. Geleneksel ANAP, DYP gibi partilerle Türkiye'yi
artık denetim altında tutma imkânları kalmamıştır. Türkiye'de artık İslamcı
partiyle ABD, çıkarlarını koruyabilir ve Türkiye'ye uygun gördüğü misyonu
uygulatabilir. Bu bakımdan gecikmeyelim. Artık Refah Partisi'ni iktidar
seçeneğimiz olarak destekleyelim”, deniyor. Bu
rapor bize de geldi.
Bunu doğrulayan pek çok işaret
var. Refah,
Fehim Adak'ı ABD'ye
gönderdi. ABD'yle Abdullah Gül arasındaki
ilişkiler iç içe. Hatta Abdullah Gül, Refah'ın
ABD'deki temsilcisi mi, yoksa ABD'nin Refah Partisi içindeki temsilcisi mi?
Oraları da karışık gözüküyor.
Tayyip
Erdoğan'la Abramowitz arasında
görüşmeler var. O görüşmelerin
içerikleri de ortaya çıktı. Tayyip
Erdoğan'a veliaht ve geleceğin başbakanı gözüyle bakılıyor. ABD kaynakları Abdullah Gül'den de geleceğin dışişleri
bakanı olarak söz ediyorlar. Bundan Refah Partisi'nin Türkiye'nin gelecekteki
tek iktidar partisi olacağı çıkıyor. Geleceğin iktidar formülü de böylece
belirmiş oluyor.
·
Yani
Refah sizce ABD’nin desteğiyle mi bu kadar cesur davranabiliyor ?
Evet. Refah Partisi, ABD’den destek aldığı ve
kendini ılımlı İslamın temsilcisi olarak ABD’ye kabul ettirdiği için daha
kabadayı tavırlar alabilmektedir. Örneğin, “Sincan’da
tanklar milletin üzerine yürüyor”, diyebilmektedirler.
Eskiden beri şeriatçıların en çok korktukları güç ordudur. Bizim şeriatçılarda
devlete ve orduya isyan geleneği yok.
Daha çok devletin içine
yuvalanarak bir yerlere gelme çabası göstermişlerdir. Refah
Partisi’nin, ABD’nin planına kendini uyumlu hale getirerek iktidarı hedeflemesi
gerçekçi bir tutum. Sincan’da Kudüs gecesi yapıyorlar, ama öte yandan
İsrail’le silah anlaşması yapılıyor. Bu korkunç bir ikiyüzlülük, Erbakan’ı
görüyorsunuz, bugün NATO’yu geliştirmekten söz edebiliyor.