19 Haziran 2016 Pazar

DÜNDEN BUGÜNE NASIL GELİNDİ:ÖNGÖRÜLER

Tarih 20 Ekim 1996; İktidarda Necmettin Erbakan’ın Başbakan olduğu REFAHYOL HÜKÜMETİ var. İstanbul’da da, yaklaşık 31 aydır Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanı…

Haftalık AYDINLIK DERGİSİ’nin 20 Ekim 1996 tarihli 487.sayısının kapağında Recep Tayyip Erdoğan’ın bir portresi mevcut ve portrenin üzerinde de şu manşet yer alıyor:


“Merak edilen gizli mesajı açıklıyoruz
Abramowitz Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor!”


Aydınlık- 20.10.1996


Sinan Onuş imzalı haber; derginin 4, 5 ve 6. sayfalarında yer alıyor: “Amerika Tayyip’e oynuyor... Abramowitz ile Tayyip Erdoğan’ın 6 yıl önceye dayanan dostluğu ... RP’deki ‘sivil toplumcu’ görüntünün mucidi Abramowitz... Helsinki Yurttaşlar Derneği üyesi Ali Bulaç, Tayyip Erdoğan’ın konuşmalarını yazıyor... Tayyip Erdoğan’ın destekçisi MÜSİAD, ABD ile iç içe... RP’li üst düzey yetkili: ‘Cemaat operasyonu Amerikan politikası’...”


15 Ekim 1996 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan makamında ABD Ankara eski büyükelçisi Morton ABRAMOWİTZ’i ağırlıyordu. Sinan ONUŞ, haberinde Abramowitz ile Erdoğan arasındaki diyaloğu şu şekilde aktarıyordu:

“…Aydınlık’ın Refah Partisi’ne yakın kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Abromowitz’le Erdoğan arasındaki konuşmanın mesaj içeren bölümü şöyle:

ABRAMOWİTZ: Siz İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde bu kadar başarılara imza attınız. Bundan sonra artık kendinizi Türkiye çapında bir insan olarak tanıtmanın yollarını bulmalısınız.

TAYYİP ERDOĞAN: Ben herhangi bir mücadelenin, veliahtlık, başkanlık yarışının içine girmek istemiyorum. Böyle bir niyetim yok.

ABRAMOWİTZ: Biz niyetiniz olsun diye söylemiyoruz. İstanbul, Ortadoğu’nun başkentidir. Siz burayı yönetip yıldızınızı parlatabildiğinize göre, Türkiye için de çok şey yapabilirsiniz. Bunun adını illa liderlik koymayalım…”


    Bu haberden yaklaşık 4 ay sonra, 16 Şubat 1997 tarihli Cumhuriyet Gazetesi’nde, Leyla Tavşanoğlunun o zamanki İŞÇİ PARTİSİ Genel Başkanı DOĞU PERİNÇEK ile yaptığı bir söyleşi yayınlanıyor. Bu tarihte; Necmettin Erbakan halen Başbakan ve Recep Tayyip Erdoğan da belediye başkanı…28 Şubat’a daha 12 gün ve AKP’nin kurulduğu 14.08.2001 tarihine henüz daha yaklaşık 4,5 yıl var.


CUMHURİYET

PAZAR KONUĞU
16 ŞUBAT 1997 PAZAR / SAYFA 8

SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU




·        


  •   Peki bu dinci gericiler demokrat olduklarını söylüyorlar. Buna katılıyor musunuz?

-Tarihe baktığımız zaman hiçbir ülkeye demokrasi Aczmendiler, Ali Kalkancılar, Damat Feritler'le gelmemiştir. Demokrasi bir yurttaşlar rejimidir. Kulla efendinin olduğu yerde demokrasi olamaz. Ya da Sedat Bucak'ın marabalarıyla bir demokrasi kuramazsınız. Bunlar birey olarak varlığa, özgürlüğe, tercih hakkına sahip değillerdir.

   Demek ki demokrasi için öncelikle ağalık, şeyhlik, ortaçağ ilişkileri ve kurumlan tasfıye edilmelidir.

      




  • Refah o nedenle mi ipleri geriyor?


- Bu önemli bir soru. Öncelikle neden Taksim'e cami, devlet dairelerine türbanlı kadınlar alınması, Sincan olayı sorunlarının yaratılması akıllıca gibi görünmüyor.

 Biz önce, "Çiller gidiyor. Bu hükümet yaşayamayacak. Bari kendi tabanımı toparlayayım. Onun için de bu çıkışları yapayım", hesabı içinde olabilirler diye düşündük. Ama son zamanda bize ulaşan önemli bilgiler ABD'nin Refah'a yöneldiği ve onu iktidarın asli partisi olarak görmeye başladığı yönünde.

   Ocak sonunda CIA'nın yan kuruluşu olan Rand Corporation bir rapor hazırlayarak ABD hükümetine verdi. Bu raporda, "İran'da Şah'ı terk etmede ABD gecikti. Türkiye'de aynı hatayı yapmayalım. Geleneksel ANAP, DYP gibi partilerle Türkiye'yi artık denetim altında tutma imkânları kalmamıştır. Türkiye'de artık İslamcı partiyle ABD, çıkarlarını koruyabilir ve Türkiye'ye uygun gördüğü misyonu uygulatabilir. Bu bakımdan gecikmeyelim. Artık Refah Partisi'ni iktidar seçeneğimiz olarak destekleyelim”, deniyor. Bu rapor bize de geldi.

 Bunu doğrulayan pek çok işaret var. Refah, Fehim Adak'ı ABD'ye gönderdi. ABD'yle Abdullah Gül arasındaki ilişkiler iç içe. Hatta Abdullah Gül, Refah'ın ABD'deki temsilcisi mi, yoksa ABD'nin Refah Partisi içindeki temsilcisi mi? Oraları da karışık gözüküyor.

 Tayyip Erdoğan'la Abramowitz arasında görüşmeler var. O görüşmelerin içerikleri de ortaya çıktı. Tayyip Erdoğan'a veliaht ve geleceğin başbakanı gözüyle bakılıyor. ABD kaynakları Abdullah Gül'den de geleceğin dışişleri bakanı olarak söz ediyorlar. Bundan Refah Partisi'nin Türkiye'nin gelecekteki tek iktidar partisi olacağı çıkıyor. Geleceğin iktidar formülü de böylece belirmiş oluyor.





·        Yani Refah sizce ABD’nin desteğiyle mi bu kadar cesur davranabiliyor ?

Evet. Refah Partisi, ABD’den destek aldığı ve kendini ılımlı İslamın temsilcisi olarak ABD’ye kabul ettirdiği için daha kabadayı tavırlar alabilmektedir. Örneğin, “Sincan’da tanklar milletin üzerine yürüyor”, diyebilmektedirler. Eskiden beri şeriatçıların en çok korktukları güç ordudur. Bizim şeriatçılarda devlete ve orduya isyan geleneği yok.

Daha çok devletin içine yuvalanarak bir yerlere gelme çabası göstermişlerdir. Refah Partisi’nin, ABD’nin planına kendini uyumlu hale getirerek iktidarı hedeflemesi gerçekçi bir tutum. Sincan’da Kudüs gecesi yapıyorlar, ama öte yandan İsrail’le silah anlaşması yapılıyor. Bu korkunç bir ikiyüzlülük, Erbakan’ı görüyorsunuz, bugün NATO’yu geliştirmekten söz edebiliyor.