9 Ekim 2010 Cumartesi

EFSANESİNİN YAŞARKEN YARATMIŞ BİR ŞAİRDİ..

Cumhuriyet 12.10.2005
Attilâ İlhan, Türk edebiyatına damgasını vuran şiirlerinin yanı sıra senaryoları, ''Hangi'' sorusuyla başlayan serisi, Ulusal Kurtuluş Savaşımıza ve Cumhuriyet tarihine ilişkin araştırma ve incelemeleriyle de geniş kitlelerde derin izler bıraktı.

15 Haziran 1925'te İzmir'in Menemen ilçesinde doğan İlhan, ilk ve ortaöğreniminin büyük bölümünü, kaymakam olan babasının görevi nedeniyle İzmir'in yanı sıra Anadolu'nun farklı ilçelerinde yaptı. İzmir Atatürk Lisesi 1. sınıf öğrencisiyken mektuplaştığı bir kız arkadaşına yazdığı Nâzım Hikmet şiirleriyle yakalandığı için, 1941 yılında 16 yaşındayken tutuklandı ve okuldan uzaklaştırıldı. Üç hafta gözaltında kalan İlhan, 2 ay hapis yattı. İlhan, ''Türkiye'nin hiçbir yerinde okuyamayacağına'' dair belge verilince, öğrenimine ara verdi. Danıştay kararıyla 1944 yılında okuma hakkını yeniden kazanınca İstanbul Işık Lisesi'ne kaydoldu. Lise son sınıftayken CHP Şiir Armağanı'nda ''Cebbaroğlu Mehemmed'' şiiriyle ikincilik ödülünü, pek çok ünlü şairi geride bırakarak aldı. Daha sonra kaydolduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeyken ''Yığın ve Gün'' gibi dergilerde şiirleri çıkmaya başladı. 1948'de ilk şiir kitabı ''Duvar'' 'ı kendi olanaklarıyla yayımladı.

1949'da üniversite ikinci sınıftayken ''Nâzım Hikmet'i kurtarma hareketine'' katılmak üzere gittiği Paris'e, 1951'de ''Gerçek'' gazetesindeki bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğrayınca, yeniden gitti. Türkiye'ye döndükten sonra Hukuk Fakültesi'ne devam etti, ancak son sınıfta gazeteciliğe başlayınca, öğrenimini yarıda bıraktı. 1953'te Vatan gazetesinde sinema eleştirileri yazmaya başladı.

Sekiz yıl İzmir'de kaldığı dönemde Demokrat İzmir gazetesinin başyazarlığını ve genel yayın yönetmenliğini yürüttü. 1957'de askerliğini Erzincan'da muhabereci olarak yaptı. 1973'te Bilgi Yayınevi'nin danışmanlığını üstlenerek Ankara'ya taşındı. 1981 yılına kadar Ankara'da yaşadı, ''Fena Halde Leman'' adlı romanını tamamladıktan sonra İstanbul'a yerleşti. Gazeteciliğe Milliyet ve Gelişim Yayınları ile devam etti, Güneş ve Meydan gazetelerinde yazdı, 1996 yılında gazetemizde yazmaya başladı. Yazarlığının yanı sıra yıllarca TRT 2'de, son olarak da Kanaltürk'te haftada bir gün ''Attilâ İlhan'la Sohbet'' programında izleyicileriyle buluşmaktaydı.

Şiir kitapları :

Duvar, Sisler Bulvarı, Yağmur Kaçağı, Ben Sana Mecburum, Bela Çiçeği, Yasak Sevişmek, Tutuklunun Günlüğü, Böyle Bir Sevmek, Elde Var Hüzün, Korkunun Krallığı, Ayrılık Sevdaya Dahil, Kimi Sevsem Sensin.

Romanları-Öyküleri :

Sokaktaki Adam, Zenciler Birbirine Benzemez, Kurtlar Sofrası, Aynanın İçindekiler, Bıçağın Ucu, Sırtlan Payı, Yaraya Tuz Basmak, Dersaadet'te Sabah Ezanları, O Karanlıkta Biz, Fena Halde Leman, Haco Hanım Vay, Allahın Süngüleri, Yengecin Kıskacı.

Denemeleri- Anıları :

Abbas Yolcu, Yanlış Kadınlar Yanlış Erkekler, Anılar ve Acılar, Hangi Sol, Hangi Batı, Hangi Seks, Hangi Sağ, Hangi Atatürk, Hangi Edebiyat, Hangi Laiklik, Hangi Küreselleşme.

Senaryoları :

Senaryolarında ilk yıllarda Ali Kaptanoğlu adını kullanan İlhan'ın en ünlü senaryoları Sekiz Sütuna Manşet, Kartallar Yüksek Uçar, Yarın Artık Bugündür, Yıldızlar Gece Büyür. Ayrıca Şoför Nebahat, Yalnızlar Rıhtımı, Devlerin Öfkesi filmlerinin de senaryolarını yazmıştı.

Attilâ İlhan'ın Defteri :

Gerçekçilik Savaşı, İkinci Yeni, Faşizmin Ayak Sesleri, Batı'nın Deli Gömleği, Sağım Solum Sobe, Ulusal Kültür Savaşı, Sosyalizm Asıl Şimdi, Aydınlar Savaşı, Kadınlar Savaşı.

Cumhuriyet Söyleşileri :

Gazetemizdeki söyleşilerini topladığı, Bir Sap Kırmızı Karanfil, Ufkun Arkasını Görebilmek, Sultan Galiyef, Dönek Bereketi.

Çevirileri :

Kanton'da İsyan (Malraux'dan), Umut (Malraux'dan), Basel'in Çanları (Aragon'dan)