6 Ekim 2010 Çarşamba

Masonlar gibi İsrail-MOSSAD efsanesi çöktü mü, tiyatro mu izliyoruz?

5 Ekim 2010
Sabahattin Önkibar

Dincilerin onlarca yıllık istismar argümanı!   Siyasal İslamcılar aslında iç içe olan bu iki kavramı yıllar yılı heyula diye sunmuştu!
Her taşın altında bunlar aranır, hoşa gitmeyen her şey bunlara mal edilirdi!
Dahası, acayip bir güç izafesi vardı!
Siyonistlere ve onların yerel örgütlenmeleri olarak görülen Masonlara  dünyamızın günümüzdeki egemenleri diye bakılırdı!
Tabii Siyonizm dendiğinde de akla İsrail getirilir ve hedefe o oturtulurdu!
Doğru-yalan, tespit buydu ve bugün AKP güruhu içinde yer alanların pek çoğu buna iman ederdi!
Gelelim realiteye?
AKP iktidarı ile görülmüştür ki Mason biraderler öyle dokunulamaz falan değiller!
Tersine o camianın pek çok yıldızı bugün yerlerde sürünüyor!
Her şeye muktedir diye görülen Masonların etki olarak artık esamesi bile okunmuyor!
İlginçtir Masonluk artık siyasal İslamın propaganda aracı olmaktan da çıktı!
Dün Bilderberg diye yırtınanlar, bugün Bilderberg’in sevgilileri oldular!
Keza İsrail’e ve MOSSAD’a izafe edilenlerin efsaneden ibaret olduğu da ortaya çıkıyor!
“İsrail Türkiye’de İsrail’den daha güçlüdür” diyenlerin tezleri iflas etti!
Hani MOSSAD Türkiye’deki karıncaları bile izleyip gözleyebiliyordu?
Bu nasıl bir gözlemdir ki tek bir tezahürü bile yok!
Mossad’ın İsrail ile kanlı bıçaklı(?) olan AKP ile ilgili bir bilgi veya belgesine şahit olunabildi mi?
Bırakın Mossad’ı peki ya İsrail Devletinin Dışişleri?
Bu aralar AKP’yi hasım ilan eden Tel Aviv Yönetimi, dünyadaki Musevi lobileri neden harekete geçirmiyor?
O lobiler ki küresel finansın baronlarıdır ve dünyadaki sıcak paraya hükmederler, dolayısı ile istedikleri an Türkiye’de kriz bile çıkaracak güce sahiptirler; çünkü Türk ekonomisi malum her şeyini o sıcak paraya endekslemiş durumda, kazara o para çıktığı gün Türk ekonomisinde tufan başlayacaktır!
Yoksa Yahudi lobileri de gücünü yitirdi ya da İsrail’i mi umursamıyor veya İsrail bu gücünü Haziran 20011’deki genel seçim öncesinde mi kullanacak?
Bütün bunlara ilaveten, Tel Aviv’in yutkunması İran faktöründen  midir?
Görüyorsunuz, sorular ardı ardına ekleniyor!
Bir başka boyut, AKP ile İsrail arasında yaşananların kayıkçı kavgası yani danışıklı dövüş olmasıdır!
Türkiye’nin Güney sınırını yani mayınlı bölgeyi İsrail’li bir firmaya  vermek için seferber olan bir Başbakan’ın, birden İsrail düşmanı olmasına pek ihtimal verilemiyor!
Üstelik o Başbakan, en yakın danışmanının ABD’de Musevi lobilerine  “Onu deliğe süpürmeyin” demesine ses çıkarmamış biriydi!
Görüyorsunuz muğlaklık ve bilinmezlikler diz boyudur!
Ancak benim kesin olarak bildiğim bir şey var:
Musevilerin küresel etkinliği asla tartışılamayacağına göre,  Yahudilerin son Türkiye politikalarında bir tiyatro var gibi görünüyor!

BİR BÖLÜMÜ…
Hücuma uğrayanların listesi!Malum, toplum olarak hafıza özürlüyüz. Bundan ötürü biz bugün AKP’ye muhalefet ettikleri için türlü metot ve teşebbüslerle susturulup etkisiz hale getirilmeye çalışılanların mini bir listesini sunacağız.
1) Türk Silahlı Kuvvetleri 2) Deniz Baykal 3) Cem Uzan 4) Sinan Aygün 5) Aydın Doğan 6) Doğu Perinçek 7) Emin Çölaşan 8) Yaşar Nuri Öztürk 9) Mustafa Balbay 10) Tuncay Özkan 11) İlhan Selçuk 12) Prof.Mehmet Haberal 13) Bekir Coşkun 14) Emin Şirin
15) Erhan Göksel (ABD’de oteldeki odasında ölü bulundu). 16) Mustafa Özbek 17) Necati Doğru 18) Hanefi Avcı 19)Emin Gürses 20) Diğer Ergenekon mağdurları
ÜLKEM ADINA…
Evet DP’ye başkan arıyorum!
Kendisine şahsen minnet dolu olduğum bir büyüğüm  “Sabahattin işi gücü bıraktı, DP’ye başkan arıyor” değerlendirmesini yaptı. Doğrudur aynen böyle yapıyorum, zira kusura bakmasınlar, DP’nin kanaat önderlerinin hiç biri ya farkında değil ya da şahsi hesaplar adına umursamıyorlar. DP bu haliyle barajı aşamayacağı gibi güçlendirilmeden ve Özal’ın ANAP’ıyla Demirel’in DYP’sine dönüştürülmeden, yani milliyetçi-muhafazakar bir görüntüye sokulmadan AKP’nin iktidardan indirilmesi mümkün olmayacaktır. Bunun için de biz ısrarla DP’de bir arayış olsun diye çırpınıyor ve bu zemini yaratmak için çabalıyoruz. Bunu yaparken hiç bir ismi dayatmıyoruz, zira bu bizim haddimiz değil. Başkaları bunu kendine görev edinmese de ben ülkem ve bekası adına bunu kendime görev biliyorum!
MERAK…
Pozitif muhalefet ve Kılıçdaroğlu!
Yapıcı muhalefetin karşılığı olduğu tartışılamaz, dahası negatif muhalefetin de AKP’yi büyüttüğü vakıadır. Buradan hareketle CHP’nin pozitif muhalefet stratejisini temelde olumlu buluyoruz zira kamplaşma  hiç kuşku yok AKP’ye yarıyor. Ancak bir başka doğru da Türkiye’nin güçlü bir muhalif sese ihtiyaç duyması hadisesidir. Eğer bu olmazsa  AKP karşıtı cephe kendini sahipsiz görüyor ve siniyor. Dolayısı ile  Kemal Kılıçdaroğlu pozitif muhalefet yapacağım diye bu olguyu görmezden gelmemelidir. Bakın hakkını teslim edelim, Sayın Baykal son döneminde her Salı gününü insanların zihnine oturtmuş ve grup toplantısı vesilesi ile kitleleri televizyona bağlamıştı. Kılıçdaroğlu da aynı şeyi yapmalı yani insanları, ’Kemal Bey bu hafta ne diyecek’ merakına sevk etmelidir.

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder