“Korsanlık Ortaçağ’da açık denizlerde, ya da Deli Dumrul öykülerinde kaldı” diyenler, çok yanılıyor, çok!
Şimdikiler eskilere taş çıkartır. Nasıl mı?
İşte bir korsanlık öyküsü:
1. adım: Mesela sigorta pazarını yabancılara mı sunacaksınız? Önce 1990’da, Milli Reasürans T.A.Ş.’nin tekelini, sigorta aracılarının (broker, prodüktör ve eksper) Türk olma zorunluluğunu kaldıracak, tarife sistemi değiştirerek, özel sigorta şirketlerinin faaliyet alanını genişleteceksiniz. Bu arada da, sadece şube açma izinleri olan yabancı sigorta ve reasürans şirketlerine, serbestçe kurulma imkanı sağlayacaksınız.
2. adım: Yabancı sigorta şirketlerine iç pazarınızı açınca onlar da durur mu! Hücum edecekler. Kısa zamanda yerli şirketleriniz bile yutacaklar. Sektördeki yabancı payı 2007’de yüzde 29’a, 2011’de yüzde 75’e tırmanacak. Böylece emperyalist tekellerin sigorta pazarınızı ele geçirme işi tamamlanmış olacak.
3. adım: “Her şey plan dahilinde mi” diye, IMF, Dünya Bankası, OECD ve Avrupa Birliği emirleri sık tekrarlayacaklar. Gururunuzda beş paralık bile değer kalmasın diye, basına da verilecek bu emirler ve “harfiyen yerine getiriliyor mu” diye, karşılıklı emir tekrarı yapılacak.
4. adım: Sıra geldi emeklilik pazarına. Önce emeklilik yaşını uzayacak, prim sahipleri SSK’dan kaçırtılacak. Bunun için 1999’da Gölcük depremini de fırsat bilecek, millet acısıyla meşgulken, sen “mezarda emeklilik” yasasını çıkaracaksınız.
5. adım: DSP-MHP-ANAP Hükümeti olarak, CHP ve DYP’nin desteğiyle, Meclis’ten geçirdiğin ‘2002 Ulusal Program’ında, “Reformun bu aşamasında özel emeklilik sisteminin kurulması ile ilgili çalışmalara sıra geldi” diye yazıp, müjdeyi vereceksiniz emperyalistlere.
6. adım: Şimdi de ABD’nin adamının tehdit etmesi zamanı. Kemal Derviş ABD’ye gider ve seslenir: ‘15 kanunu 15 günde Meclis’ten geçirmezseniz, gelmem’. 15’ten biri de özel emeklilik şirketlerine kuruluş izni vermektir tabi.
7. adım: Emeklilik pazarındaki para 200 milyar dolar. Çok büyük para. Emperyalist tekeller ellerini ovuşturuyor. Derken, yasa çıkar, üşüşürler hemen. 14’ü yabancı, 20 şirket peydah olur.
8. adım: Sonra SSK’yı batırmada sıra. Planın kalanını AKP devralır. 2003 Ulusal Program’ında AB’ye şu sözü verir; “... sosyal güvenlik sistemine bütçeden yapılan transferler azaltılacaktır.”
9. adım: Mezarda emeklilik olayında bir hamle de AKP yapar. Emeklilik prim gün sayısı 9000 güne, emeklilik yaşını 68’e çıkarılır, emeklilik maaşı yüzde 31 oranında düşürülür. Millet BES’e sürülmektedir gayri.
10. adım: Tek hamleyle hepsini yıkmak için devletin emeklilik şirketlerini bir çatıda birleştirmek lazımdır şimdi de. IMF’nin emir de bu zaten. 2004 kredi dilimini, bu şarta bağlamıştı. Derken, CHP’nin de desteğini alan AKP, birleştirme yasasını çıkarır. İşçinin parası ve özel yasayla kurulan SSK, resmen gasp edilmiştir gayri.
11. adım: Birleştirilen kurumlar toptan batırılabilir gayri. Devlet desteği kesilir, prim alacakları 18 kez affedilir. 2013’te SGK’nın 20 milyar lira olan borcuna karşılık, 33 milyar TL alacağı vardı, ama alması engelleniyordu.
12. adım: Bu sırada emperyalistlere ait özel emeklilik şirketlerine “yürü kulum” denmişti. Bireysel Emeklilik Sistemi’ne (BES) girenlerin sayısı 2005’te 673 bin iken, 2015’te 6 milyona, topladıkları para ise 36 milyona çıkmıştı.
13. adım: Bu yetmezmiş gibi, SGK’nın alacakları tahsil edilmez, teşvikleri de esirgenirken, 2013 yılından itibaren BES’lere, topladıkları prim başına yüzde 25 oranında para desteği başlatıldı. BES’e akıtılan para 1.5 yılda 2 milyar liraya ulaşır. Şu sıra 5 milyarı bulmuştur.
14. adım: Hükümet, milletin vergisini emperyalist tekellere yedirmekle de yetinmiyor. Şu sıralar 45 yaşının altındaki her çalışandan her ay 100 lira gasp ederek bu şirketlere yedirecekmiş.
Tiyatroya bakar mısınız.
Fabrikaları, bankaları satmış, ülkeyi boğazına kadar borca batırmış hükümet, emeklilik ve sigorta pazarını da yedirdiği emperyalist tekelleri daha çok beslemek için, milleti haraca bağlayacak, sonra şişmanlattığı bu kumarcı şirketlerden borç alarak devlet çarkını çevirmeye çalışacak.
Allah size akıl fikir versin.
Düyun-u Umumiye’dir bunun adı.
Mehmet AKKAYA
Aydınlık / 15.06.2016