“40 senedir talebe okutuyorum. Bunların içinde müezzin, imam, vaiz, avukat, doktor ve profesörler de var. Alparslan Arslan’ı bana avukat Süleyman Esen getirdi. Alparslan bana gelmeye yaklaşık 5 ay devam etti. Sonra 2-3 ay yanıma gelmedi. Bir dahaki gelişinde bana para verdi. O dönemin parasıyla 3 milyar parayı bana zorla verdi. Evime televizyon falan da aldı. Gayet sakindi. Başım ağrıyor derdi. Alparslan, Danıştay saldırısından 5 gün önce yanıma geldi. ‘Ben bir adam öldürmek için Ankara’ya gideceğim’ dedi. Ben bunun kafayı oynattığını düşündüm... Daha sonra Alparslan’la Süleyman’ın babaları ‘Sen teşvik ettin’ diye beni öldürmeye teşebbüs etti. Ben vaizim. Beni Gültepe’de, Beşiktaş’ta herkes tanır. Ben, hiç siyaset ve güncel konularla ilgili konuşmam. Konuşmalarım dini sohbetlere dayalıdır.”
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, Kurter’e “Din eğitimini nereden aldın? Diploman var mı? Tarikat mısın, cemaat mi? Şeyh misin?” sorularını yöneltti. Kurter, bu sorular üzerine, “O zamanlar hoca kıtlığı vardı. Diyanet, ‘Dini bilgisi olan, konuşmayı bilen gelsin’ dedi. Benimki gönüllü yani. Benim camilerde, cemaat gibi cemaatim var” diye konuştu.
KURTER’İ AKLAMA ÇABALARI
Cemaat medyası, medyada “Nurcu lider” olarak tanımlanan Salih Kurter’e sahip çıkmadı. Nur cemaatinden Mehmet Nuri Güleç, Mehmet Fırıncı, Mehmet Emin Birinci, Necmettin Şahiner, Yavuz Bahadıroğlu gibi isimler Salih Kurter’i tanımadıklarını ve bu şahsın Nurcularla hiçbir alakasının bulunmadığını belirttiler. Nurcular, Kurter’e pek bulaşmak istemiyor ve onun tarikatlarla ilişkisi olmadığını kanıtlamaya çalışıyorlardı.
KİM BU ŞEYH?
Çevresinde ‘Salih Hoca’ olarak anılan Salih Kurter, Bulgaristan doğumlu. 1955’ten beri İstanbul’da yaşıyordu. Beş çocuğunun hepsinin akıl sağlığı bozuktu. Kurter, İETT’den emekli olduktan sonra vaktinin çoğunu Harmantepe Camisi’nde geçiriyordu. Sürekli Kuran okuması ve dini sohbetler yapması nedeniyle çevresinde onu dinleyen bir topluluk oluştu. İmamın izniyle vaazlar veriyordu.
ASLAN’IN BABASI AYDINLIK’A KONUŞTU
Şimdi Aydınlık’ta Önder Öztürk’ün 24 Eylül 2013 günlü haberine bakalım. Önder Öztürk soruyor:
Alparslan’ın, Danıştay saldırısında yer alması için o evde ikna edildiği söyleniyor...
“Bu konuyla ilgili bir şey diyemem. Ama Alparslan, cinayetten önce yine Salih hocaya gitmiş, ‘Ankara’ya gideceğim’ demiş. Salih hoca sessiz kalmış ve olumsuz bir yanıt vermemiş. Alparslan da ‘Sükut ikrardan gelir’ diye düşünüp Ankara’ya gitmeye karar vermiş. Ama bu yüzden hoca tarafından yönlendirilmiştir diyemem, bilmiyorum.”
Oğlunuzun Fethullah Gülen Cemaati tarafından kullanıldığından hiç şüphelenmediniz mi?
“Kemalettin Gülen’le görüşmesi şüphelendiriyor. Ama görüşme açık ve hem Alparslan’ın hem de Kemalettin Gülen’in açıklamaları birbiriyle örtüşüyor. Mahkemede, ‘Fethullah Gülen’i üzdüysem özür dilerim’ demişti. Bu da ilginç ama nedenini bilmiyorum.
Alparslan’ın Gülen okullarıyla bir ilgisi oldu mu?
“Alparslan, 1977 yılında doğdu. İlkokul ve ortaokulu Elazığ’da okudu. Lise 1 ve lise 2’yi İstanbul’da Burhan Felek Lisesi’nde okudu. Lise son sınıfta tekrar Elazığ’a döndük. Burada Fethullah Gülen dershanesine kaydoldu. FEM, Elazığ’daki adıyla EFEM’e gitti. Derslerini geliştirmek için Işıkevlerine gittiğini de biliyorum.”
ŞEYH ZAMAN’A KONUŞTU
“Beni ‘Danıştay Cinayetini Yönlendiren Şeyh’ diye tanıttılar”, böyle diyor, Salih Kurter. Ergenekon davasında beraat ettikten sonra 11 Ağustos 2013 günlü Zaman’a açıklama yapan Kurter, saldırının faili Arslan’ı emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in yönlendirdiği yalanını tekrar ediyor. “Her şeyi o yüzbaşı planlamıştı. Alparslan’ı sohbetlerime gönderip benimle ilişkilendirdi. Yazıklar olsun beni bu işlere karıştıranlara” diye konuşuyor. Kurter, “Bizi haberimiz bile olmayan işlerin içine attılar. Davayı mütedeyyin kesimin üzerine yıkmaya çalışarak iftira attılar” diyor.