16 Eylül 2017 Cumartesi

ABD Kürtleri Bölgede Bomba Gibi Kullanıyor



Avrasyacı düşüncenin günümüzde öne çıkan teorisyenlerinden, Rusya Dış Politika Danışmanı Aleksandr Dugin, Irak Merkezi Hükümeti ile Türkiye ve İran'ın karşı çıktığı Barzani'nin bağımsızlık referandumu için “Çok tehlikeli bir hareket” değerlendirmesinde bulundu. Referandumun, Irak Devleti’nin çöküşünün başlangıcı olabileceğini belirten Dugin, "Irak’ta etnik kimliğe dayalı bölücü hareketi genişletecektir” ifadelerini kullandı.

'SAVAŞI MEŞRU KILAR'

Bölgede ABD'nin rolüne işaret eden Dugin şunları söyledi:

“Referandum kolayca etki altına alınabilir ya da politik bir durum yaratılabilir. Hedef bölge ABD’nin jeopolitik ilgi alanıdır. Ama Kürtlerin ayrışması savaşı meşru kılar. Bölgeyi mahvetmek için Kürtler kullanılmaktadır. Irak’ı, Türkiye’yi, İran’ı ve Suriye’yi mahvetmek için Kürtleri bir tür bomba gibi kullanmaktalar. Aslında onlar Kürtlerin dostları değiller. Onlar Kürtleri bir tür enstrüman olarak kullanmakta oldukça ustalar. Onlar bölgeyi ele geçirmek için Kürtleri kurban ediyorlar. Bu Büyük Ortadoğu Projesi’dir. Kürtlere yardım adı altında bütün bölgeyi mahvedecekler.

Ama bu sürecin sonunda asıl heba olan Kürtlerin kendisi olacaktır. Hatalarının bedelini hayatları ile ödeyecekler. Bunu engellemek için yapabilecekleri hiçbir şey yoktur. Bu yüzden Kürtlerin çok dikkatli olması gerekmektedir. Çünkü dış güçler tarafından bir enstrüman olarak kullanılmaktadırlar. Onlara Atlantik tarafından bir rol biçilmiştir. Bizim için yapılabilecek en önemli adım bu problemi çözmektir. Referandumun ne anlama geldiğini, nereden yönetildiğini iyi anlamalıyız. Aslında bu jeopolitik savaşta Kürtler Avrasya cephesindedir ve Kürt halkı Avrasya halkıdır; ancak şu anda Atlantik tarafından kullanılmaktadırlar. Bizim yapmamız gereken Kürt halkının Avrasya’nın bir parçası olduğunu göstermektir. Şu anda Kürtler Ortadoğu’da ulusal varlığı olan devletlere karşı ABD tarafından yıkıcı bir silah gibi kullanılmaktadır. Bu bir Amerikan planıdır. Biz bu planın uygulanmasına izin vermemeliyiz. Bu tamamen yok edici bir stratejidir ve biz bu plana karşı gelmeliyiz.”

Kürt sorununun bölgedeki ulusal devletlerle diyalog içerisinde çözülmesi gerektiğini belirten Dugin, şöyle devam etti: 

“Kürtlerle ciddi ve gerçek bir diyalog başlatmalıyız. Kürtler bağımsız bir devlet olmak istiyorlar. Ama buna başlamak için şu anda uygun bir zaman değildir. Suriye, Irak, İran ve Türkiye’nin toprak bütünlüğünü korumalıyız. Bütün bu ülkelerde ciddi ve çok önemli Kürt nüfus vardır.

Bu referandum sorusu çok ciddi bir sorudur. Günümüzde Irak ve Türkiye’nin durumu ulusal devlet düzenidir. Böyle başarılı bir ulusal devlet düzeni için bu referandum bir testtir. Bağdat’taki Şii Hükümeti ile Türk Hükümeti bu Kürt problemini birlikte çözmelidirler. Kürtlere bazı özel haklarını vermemiz gerekir, ben böyle düşünüyorum. Bu durum, referandumun sonucu olarak Kürtlere mutlak bağımsız bir Kürt devleti kuma hakkının verileceğini göstermez. Bu da ayrı bir tartışma konusudur.”

YENİ BİR DEVLET TÜRÜ

"Irak’ın Kürt bölümü ile Merkezi Hükümet arasındaki ilişkileri organize etmeliyiz. Buna ulusal ekonomik bağımsızlığı da eklemeliyiz. Irak’ta hala bir iç savaş vardır. Bunu göz önünde bulundurmalıyız ve Irak’ı korumalıyız. Fakat bu kolay bir şey değildir. Irak’ın devlet düzenini yeniden inşa etmeliyiz. Bunun için de ulusal bir fikir olması gerekir. Bu ideolojide Kürtlerin çıkarlarını, kimliklerini ve ırklarını da göz önünde bulundurmalıyız. Mevcut Irak içerisindeki var olan Şii, Sünni ve Kürt gruplara bazı teklifler sunmalıyız. Bu teklif yepyeni bir devlet türü olmalıdır. Irak’ın devlet yönetimini bölge devletlerinin sıcak bakacağı şekilde yeniden kurmalıyız. Özellikle Türkiye, İran ve Rusya.”

ABD TÜRKİYE'DE İÇ SAVAŞI ZATEN DENEDİ

Alexandr Dugin, Amerikan Silahlı Kuvvetler Akademisi'nin Türkiye ve Rusya’da iç savaş çıkma ihtimali ve ABD’nin buna bir askeri müdahalesiyle ilgili raporunu da değerlendirdi:

“Amerikan Silahlı Kuvvetler Akademisi raporunda Rusya ve Türkiye’de olası bir iç savaştan ve buna askeri bir müdahaleden söz ediyor. Ama aynı olası durumun ABD ve AB’de de olabileceğine değinmiyorlar. Çünkü hem Avrupa hem ABD birçok ırksal, kültürel, ideolojik gibi kötü durumlarla karşı karşıyalar. ABD Trump’ın seçilmesinden sonra bir iç savaş süreci yaşamaktadır. Aynı durum göçmen politikaları, sosyal adaletsizlik, büyüyen liberal politikalar ve ahlaki durumdan dolayı AB ülkeleri için de geçerlidir. Objektif olmak gerekirse 10 yıl içerisinde ABD ve Avrupa ülkeleri için olabilecek iç savaş riski Türkiye ve Rusya için de vardır.

Rapora Türkiye açısından bakacak olursak zaten geçen yıl 15 Temuz’da Gülen’ci bir darbe girişimi yaşandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet, CIA ve önceki Başkan Obama tarafından devrilmek istendi. Türkiye’de yaşanan bu darbe girişimi gerçekçi bir iş savaş örneğiydi. Eğer Gülenci darbeciler başarılı olsalardı sadece rejim değişikliği yaşanmayacak; isyanlar başlayacak ve bunu fırsat bilen bazı Kürt vatandaşlar da batı yanlısı kantonlara ayrılmak isteyeceklerdi. Bunun sonucunda Vatansever güçlerle bölünmek isteyen güçler arasında bir iç savaş başlamış olacaktı. Yani ABD geçen yıl Türkiye’de bir iç savaş başlatmayı denedi. Bu raporun bize gösterdiği bu iç savaş denemelerini Türkiye’de devam ettirecekleridir. Bunun sonucunda özgürlük ve demokrasi adı altında bir ABD askeri müdahalesi amaçlanmaktadır.

ABD'Yİ BEKLEYEN İÇ SAVAŞ

Rapora Rusya açısından bakacak olursak tabi ki ABD’de ve AB’de iç savaş olabileceği gibi Rusya’da da olabilir. Rusya’daki sebep diğerlerinden farklı olarak nükleer açıdan güvenlik bahane gösterilerek iç savaş amaçlanıyor. Amerikalılar dikkatlerini iç savaş başlatmak istedikleri bu iki ülkeye yoğunlaştırmışlardır. Bir iç savaş başlatmak istiyorlar. Türkiye’nin ve Rusya’nın iç siyasetlerine de müdahale etmek istiyorlar. Amerikan halkını bekleyen bir iç savaş tehlikesi de vardır. Böyle bir felaketi önlemek için bence Türk ve Rus uzmanlarda bu şekilde bir rapor hazırlayabilirler. Bu rapora bakıldığında bile ABD’nin Türkiye ve Rusya için istediği kehanetler görülebilmektedir. Rusya ve Türkiye’de iş savaş olma ihtimali, ABD ve AB ülkelerinde olduğu gibi her zaman vardır. Ancak bu raporla Türkiye ve Rusya üzerinde psikolojik bir baskı yaratılmak istenmiştir. Bizde Türk ve Rus uzmanlar olarak özgürlüğümüzü korumalıyız, müşterek huzurumuzu sağlamlaştırmalıyız. Aynı zamanda başka ülkelerde yaşanabilecek bir iç savaş durumunda bu ülkelere nasıl yardımcı olacağımızın stratejilerini birlikte tartışmalıyız. Bunun yanında değişik radikal terör örgütlerine karşı da insanlığı korumalıyız. Böyle acil bir durumda ne yapacağız, nasıl davranacağız, böyle bir felaketten insanlığı nasıl koruyacağız bunun çalışmalarını yapmalıyız. Olası bir Amerikan iç savaşında Türkiye ve Rusya, Amerikan halkının demokrasisini yeniden inşa etmesinde birlikte hareket edeceklerdir. Bu durum iç savaş ihtimali olan diğer ülkeler için de geçerlidir. Bu ülkelerdeki demokratik düzeni ve güvenliği sağlamak için bizim de her zaman hazır olmamız gerekir.”

Berk ÖZER/AYDINLIK
10.09.2017