16 Eylül 2017 Cumartesi

Arakan'da 'Katliam' ve Münafıklık (1)

Myanmar, resmî adıyla Myanmar Birliği Cumhuriyeti ve ayrıca bilinen adlarıyla Burma ya da Birmanya, Güneydoğu Asya'da, Andaman Denizi ve Bengal Körfezi kıyısında, Hindistan, Bangladeş, Çin, Laos ve Tayland arasında yer alan devlet. ‘Altın Ülke’ ismiyle de bilinir.

2016’da yapılan nüfus sayımına binaen ülkede 50 küsur milyon insan yaşıyor. 676.552 kilometrekare büyüklüğünde. Burman veya Bamarlar ülkenin en kalabalık etnik topluluğu. 950 sene önce Kral Ana-Wrahta Myanmar bölgesinde yaşayan farklı toplulukları yönetimi altında birleştirmeyi başarır. Başkent Pagan merkezli bir Krallık inşa eder.

Hindistan’dan ithal edilen Budizm, Krallığın resmi itikadı olur. Hint-Çin kültürü, edebiyatı, itikadı ve siyasi gelişmelerin ülke üzerinde ciddi tesiri var. Vietnam, Laos ve Kamboçya’yı hallaç pamuğuna dönüştüren Hollanda, İngiltere, Fransa, Japonya, ABD Emperyalist işgal ve talana karşı Burma’da da isyan hareketleri ivme kazanır. Sovyet Bolşevik İnkılabı, Hindistan Bağımsızlık Mücadelesi ve Çin Devriminin de ülkenin aydınları ve subayları üzerinde ciddi etkileri olur.

1885’ten sonra İngiltere işgal ordusu altında yaşayan Burma 1948’de “bağımsızlığını” kazanır. 1962’de “solcu subaylar” U NE Win önderliğinde iktidarı ele geçirir. “Sosyalist” tek partili sivil-askeri yönetim 1989’da ülkenin adını Myanmar Birliği Cumhuriyeti olarak değiştirir. BM tarafından onaylanan isim değişikliğine Kanada, İngiltere ve ABD onay vermez. 2011 senesine kadar ülkenin mutlak hâkimiyetini elinde tutan “sol” asker-sivil yönetim Kasım 2010’da seçim yapılmasına izin verir.

Mart 2011’de “uzlaşma” sonucu tesis edilen “ulusal” hükümete uzun yıllar ev hapsinde tutulan ” “barış güvercini Lady” Suu Kyi dahil edilmez. 1972’de İngiliz asıllı Michael Aris ile evlenir. 1999’da ölen İngiliz eşinden iki çocuğu olur. Eroin bağımlısı kocası ve eşinin sülalesi, İngiliz casus Arap Lawrence misali, Küba, Myanmar ve Uzak Doğu Asya’da cirit atar. İngiltere adına casusluk ama malum hikayesiyle özgürlük ve demokrasi mücadelesi içinde aktif yer alır. İngilter-ABD arasında mekik dokuyan Lady Suu Kyi 1988’de Myanmar’a giriş yapmasına izin verilir. 1989’da “yabancı ülkeler adına casusluk faaliyeti ve ülkede birliği sağlamak yerine yabancı çıkarlar uğruna siyasi fitne çıkarmak” suçlamasıyla ev hapsine alınır.

1990’da yapılan seçimlerde çoğunluğu elde ettiği iddia edilir. Askeri yönetim seçim sonuçlarını kabul etmez. 1995’te ev hapsinden çıkarılan Lady Suu Kyi 2000’de tekrar ev hapsine mahkûm edilir. 2002’de yeniden serbest bırakılır. 2003’te, bugün Venezüella’dan aşikâr olduğumuz sokak eylemleri misali, Myanmar sokaklarında hükümet yanlıları ile Lady Suu Kyi’nin taraftarları arasında şiddetli çatışmalar yaşanır. Yeniden ev hapsine alınır.

2009’da evine gizlice giren ABD’li John Yettaw ile yakalanır. ABD’nin baskıları sonucu Yattaw ile birlikte Lady Suu Kyi ülkeden çıkarılır. “Yabancı ülke ajanlarıyla işbirliği” suçlamasıyla gıyabında hapis cezasına çarptırılır. 2010 Arap Kanlı baharı ile başlayan süreç Hindu-Çin coğrafyasında da tatbik edilir. 2010 seçimlerine katılması için BM Genel Sekreterliği, İngiltere, ABD ve İsrail Myanmar hükümeti üzerinde baskılarını artırır.

Myanmar anayasasına binaen yabancı vatandaşlarla evli ve hapis cezası almış olanların seçime katılması yasaktır. Seçimler Lady Suu Kyi’nin partisi olmadan gerçekleşir. Batı devletleri seçim sonuçlarını kabul etmez. En nihayet 2012’de yapılan seçimlere katılmasına izin verilir. Bağımsız aday olarak Seçimlerde bir koltuk kazanan Lady Suu Kyi parlamenter olur. 2015’te yapılan seçimlere Ulusal Demokrasi Birliği partisi olarak seçime katılır ve çoğunluğu elde eder. Seçimlerde onlarca milyon dolar rüşvet ve kazanması halinde Lady Suu Kyi önderliğinde ülkenin Batının ekonomik yardımlarıyla şahlanacağı ve istikrara kavuşacağı şırıngası verilir.

İngiltere ve ABD öncülüğündeki Batı devletleri ekonomik baskı, tehdit, şantaj, medya operasyonları, Nobel Barış ödülü ve daha nice araçları devreye sokarak Myanmar’ı diz çökmeye zorlar. Kasım 2015’te yapılan ikinci seçimlere katılan Lady Suu Kyi hükümeti kurması için gerekli olan sandalye sayısını elde eder. Almanya şansölyesi Merkel misali Myanmar’ın Şansölyesi olur. Parlamentoda çoğunluğu elde eden Lady Suu Kyi, yabancı bir vatandaşla evli ve anayasaya binaen devlet başkanı olamadığı için danışmanı Htin Kyaw’ı devlet başkanı tayin eder. Ancak siyasi bir makam ve statüye haiz olması için kendisine has “Devlet Şansölyesi” adıyla bir ofis tesis edilir. Perde arkasında partinin ve devletin yegane yöneticisidir.

Blair’den Clinton’a Obama’dan birçok Batılı devlet erkânı için Lady Suu Kyi Hindu-Çin coğrafyasına açılan altın kapının anahtarı kabul edilir. Ulusal Demokrasi Birliği Partisinin başında olan Lady Suu Kyi “özgürlük ve demokrasi kahramanı” sıfatlarıyla Nobel ödülüne layık görülür.

Mehmet YUVA
Aydınlık/30.08.2017