1: Cemaat Bize Oy Verirse Memnun Oluruz
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kendisine yönelik "FETÖ'cü" suçlamalarına, “Bütün hayatım FETÖ ile mücadeleyle geçti" diye yanıt veriyor. Oysa gerçekler çok farklı. Kılıçdaroğlu'nun FETÖ ile mücadelesine dair kimse tek bir örnek gösteremez. Öncesi bir yana, genel başkanlığı döneminde Kılıçdaroğlu, Fettullah Gülen'e ve gizli örgütüne hep yakın durdu, arka çıktı ve asla laf söyletmedi.
CHP yönetiminde ve milletvekilleri arasında FETÖ'cü Gladyo'nun uğursuz rolünü bilen ve mücadele eden kişiler elbette oldu. Ama o isimler partide barındırılmadı ve tasfiye edildiler.
Geçmişe değil önümüze bakıyoruz. Amacımız geçmişteki hataları yüze vurmak değil, ders alınmasına katkı sunmaktır. Bu yazı dizisinde sıraladığımız gerçekler henüz çok tazedir, tümü belgelidir ve arşivlerdedir.
İLK GÜNDEN SAVUNDU
Kılıçdaroğlu daha genel başkanlığının ilk aylarında tarikat ve cemaatlere kucak açtı: “Ben cemaatlere saygılıyım, insanlarımız manevi duygularında cemaatlere yakın olabilir. Nurcu da olabilir, Süleymancı da” diyordu. (Akşam, 21 Eylül 2010.)
Cemaatten kastedilenin Fetullah olduğu açıktır. Bir yıl kadar sonra ise Cemaat’ten CHP’ye oy vermeleri istenmektedir. Kılıçdaroğlu şöyle diyordu: “Bir seçimde A partisine, bir seçimde B partisine oy verebilirler. Demokrasinin gereği budur.” (Habertürk TV’den akt. Aydınlık, 22 Nisan 2012.)
2013 yılı sonunda artık daha açık konuşmaktadır: “Cemaat bize oy verirse memnun oluruz.” (CNN Türk’ten akt. Milliyet, 5 Aralık 2013.)
Artık, Gülen’in fetvası ile, müritlere blok oy kullandırması "serbest irade" diye sunulmaktadır: CHP Genel Başkan Yrd. Faruk Loğoğlu şöyle diyordu: “Bu insanlar TC vatandaşı değil mi? Oy hakları var. Serbest iradeleri var. Bizim düşüncelerimiz onları ikna ediyorsa…” (4 Aralık 2013, www.hurriyet.com.tr/dunya/25274105.asp)
BU İSİMLERİ KİM MİLLETVEKİLİ YAPTI?
2011 seçimlerinde “CHP üyesi olmadığını” bizzat kendisi açıklayan Faik Tunay, İstanbul’dan aday gösterildi ve milletvekili yapıldı. Tunay, “Bediüzzaman Said-i Nursi’ye önyargıyla yaklaşanlara Risale-i Nur okumalarını tavsiye ediyorum” diyordu. Her fırsatta Cemaati ve okullarını övüyordu. Tunay kimliğini hiç saklamadı ve Fetullah’ın CHP içindeki sözcüsü oldu.
Tunay, “Benim görüşlerimi genel başkanımız Kılıçdaroğlu biliyordu ve beni CHP’ye özellikle kabul etti” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun milletvekili seçtirdiği diğer bir isim Bülent Kuşoğlu’dur. Genel seçimlere 1,5 ay gibi bir süre kala, hem de 23 Nisan Bayramı'nın ertesi günü Tekke ve Zaviyelerin “yeniden kurulmaları için hazırlık yapılması gerektiğini” söylemişti.
"Fetullah’ın CHP İmamı” diye bilinen Muhammet Çakmak ise İstanbul’dan seçilebilecek bir sıraya konulduğu halde milletvekili seçilemedi. Ancak her dönem Kılıçdaroğlu’nun özel ilgisi ve himayesi altında oldu. Parti Meclisi’ne alındı. Meclis Grubu’nda maaşlı danışman yapıldı.
Çakmak, Fetullahçı örgütlenme içinde önemli bir işlevi olan “Abant Toplantıları”nın daimi katılımcısıydı. “Elinde belge olmadan Fetullah Gülen’e iftira atan yüzyılın müfterisidir. Bu büyük ahlaksızlıktır. Fetullah Gülen bilgedir, saygıyla selamlıyorum” diyordu. (Emin Çölaşan, Sözcü, 12 Mayıs 2011.)
“Cemaat Türkiye’nin bir büyük gelecek projesidir” diyen Çakmak, 2014 yerel seçimlerinde Bağcılar Belediye Başkan Adayı yapıldı. Hükümet operasyonlarının “zalimce” olduğunu öne süren Çakmak, Cemaat’e şu çağrıyı yaptı: “Sebat edin, sabırlı olun ve asla korkmayın, ümitsizliğe kapılmayın.” (28 Ocak 2014, www.zaman.com.tr)
Aykan Erdemir gibi Bursa'dan milletvekili yapılmış isimler de var ama bu üçlü CHP'ye özellikle Fetullahçı oldukları için alındılar.
CHP YÖNETİMİNDE FETULLAH MUHİPLERİ
Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin daha 2011 yılı başında, Fetullahçı Zaman gazetesini 25. kuruluş yılında şu sözlerle kutlamıştı: “Zaman’ı tek kelimede anlatmak gerekirse bence o kelime vicdandır. Nice 25 yıllar diliyorum.”
Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak ise “Zaman her gün takip ettiğim bir gazete. İnşallah bu ülkeye daha uzun yıllar hizmet eder” diyordu. CHP, Zaman'ın yıldönümü toplantısına, AKP’yi de geride bırakan ağırlıkta bir heyetle katıldı. İki genel başkan yardımcısının yanı sıra milletvekilleri Faik Öztrak, Mehmet Ali Susam, Aydın Ayaydın ve Ferit Mevlüt Aslanoğlu da konuklar arasındaydı.
YARGIDAKİ FETÖ'CÜLERİ SAVUNDULAR
Cemaat’in emniyet ve yargı içindeki gizli örgütlenmesinin ayyuka çıktığı 2012 yılı başlarında Kılıçdaroğlu şöyle diyordu: “Yargı içinde böyle bir kadrolaşma vardır demeyi doğru bulmuyorum.” “Elimizde somut bir veri yok. Elde somut bir veri olmadan bir tarafı suçlamak yanlıştır.” (Aydınlık, 17 Şubat 2012.)
Kılıçdaroğlu bu görüşlerini hiç bir zaman değiştirmedi. Fetullah Gülen’e; Emniyet, Yargı ve MİT içindeki gizli örgütlenmesine asla laf söyletmedi.
Parti tabanından ve yurtsever çevrelerden gelen eleştirilere karşın Cemaat’e kalkan olma tavrını sürdürdü: “Poliste ve Yargıda F tipi örgütlenme var mı” sorusuna şu yanıtı veriyordu: “Elimizde böyle bir veri yok. Ben bir belge görmeden anlatımlardan yola çıkamam. Benim bir şeyi dillendirmem için bir kaynak bir belge olması lazım.” (Aydınlık, 22 Nisan 2012.)
FETULLAH İÇİN BOSNA ZİYARETİ
Bosna ziyareti Cemaat/CHP ilişkilerinde dönüm noktası oldu. 2012 Nisan’ında düzenlenen gezide Kılıçdaroğlu’yla birlikte iki genel başkan yardımcısı; Faruk Loğoğlu ve Erdoğan Toprak da yer aldılar. Fetullah’ın “CHP imamı” olarak bilinen Parti Meclisi üyesi Muhammed Çakmak ise gezinin mimarı ve mihmandarıydı.
Bosna’da CHP heyetini, Gülen okullarının öğrencileri karşıladı. Akşam ise onuruna verilen yemekte Kılıçdaroğlu, Cemaat’e ait Saraybosna Türk Koleji'nden genç kızların müzik şölenini dinledi. Genç Müslümanlar Derneği ile Bosna Hersek Müftülüğü de ziyaret edilen yerler arasındadır. Gazetelerde ziyaretteki “din vurgusu"na dikkat çekildi. Ama o din Fetullah’ın diniydi! Heyete eski Üsküdar Müftüsü CHP Milletvekili İhsan Özkes'in alınmaması anlamlıdır. Bosna Hersek Müftüsü Mustafa Ceric de Kılıçdaroğlu ile randevusunu iptal etti ve görüşmedi.
Ana Muhalefet Partisi Lideri, yabancı bir ülkeye ziyaret yapıyor, ama o ülkenin siyaset adamlarından; iktidar veya muhalefetten tek bir kişiyle bile görüşmeden dönüyordu. Bosna, Fetullah’ın merkez karargâhlarından biridir. Bosna gezisiyle CHP/Fetullah ilişkileri perçinlendi.
FETÖ''NÜN OKULLARINA DESTEK
2005 yılında Mustafa Gazalcı ve 69 CHP milletvekilinin Meclis’e verdikleri Gülen okulları üzerine araştırma önergesinde Kılıçdaroğlu’nun da imzası vardı. 2013 Aralık ayında Amerika seyahatinde bu önergenin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi: “Bir şeyin araştırılması onun mutlaka olumsuz sonuçlanacağı anlamına gelmez.” (Milliyet, 6 Aralık 2013.)
Yıllar içinde Baykal ve Kılıçdaroğlu Gülen okullarının en hızlı savunucuları oldular. Deniz Baykal’daki bu değişimin açıklaması vardır. Yayımlanan ve yayımlanacağı ihtar edilen kasetler Baykal’ı “ikna” etmeye yetti. Peki Kılıçdaroğlu nasıl ikna edildi? Genel başkanlığının Baykal'ı indiren o kasetle gerçekleşmesi sorunun yanıtını içeriyor.
KENDİLERİNİ ÖNLERİNE ATTILAR
2014 Mart ayında Tayyip Erdoğan'ın “Bundan sonra Türkçe Olimpiyatlarını yapamazlar, o iş bitti” sözlerine tepki Cemaat’ten önce CHP’den geldi. Kılıçdaroğlu "olimpiyatların Türkiye’nin gururunu okşadığını, ileride bu olimpiyatlara katılabileceğini” söyledi.
Cemaat okulları Ardahan milletvekili Ensar Öğüt’ü de çok heyecanlandırmıştır: “Yurtdışına gittiğim zaman okulları ziyaret ediyorum. Açık ve net konuşuyorum, Gülen’i beğeniyorum.” (Zaman, 25 Şubat 2012.)
YARIN: FETÖ bağlantılı ABD ziyaretleri
TURAN ÖZLÜ
Aydınlık/04.09.2017