24 Haziran 2014 Salı

MEHMET ALİ GÜLLER/ Musul'u almak Diyarbakır'ı vermektir

mehmetaliguller
 
IŞİD'in Musul'u işgali, Musul fetihçilerinin iştahını açtı. AKP'den başlayarak kimi Sol Kemalist çevrelere kadar uzanan bir yelpazede yine "Musul'u almalıyız, Atatürk'ün vasiyetidir" fikirleri işlenmeye başladı.
 
Mustafa Kemal'in Cumhuriyet mirasına ve onu koruma vasiyetine değil de, Musul vasiyetine sahip çıkanlar kuşkusuz bizi şaşırtmıyor. Ama kimi Cumhuriyetçilerin, üstelik Özal'ı da referans göstererek "Musul'u almalıyız" demesi düşündürücüdür.
 
YALÇIN KÜÇÜK'ÜN TEZİ
 
AKP'nin "merkez" gazetesi Sabah da "Musul fetihçiliğine" soyunanlardan...
 
Ferhat Ünlü, dünkü "Ankara-Erbil ittifakı" başlıklı yazısını bu konuya ayırmış. Hem de Yalçın Küçük'ün "Musul'u almazsanız, Diyarbakır'ı verirsiniz" tezine sarılarak...
 
Yalçın Küçük bu tezini çok uzun bir zamandır savunuyor. Hatta Cemaat'in 2009'daki Abant toplantısını Erbil'de yapmasını da bu tezi doğrultusunda olumlu değerlendirmişti: "Eğer Musul'u almazsanız Diyarbakır'ı verirsiniz. Söylenenler, Musul ile Diyarbakır'ın birleşmesi yönünde bir ataktır. Fethullah Hoca taraftarlarının Erbil'de yapmış oldukları toplantı Musul'la Diyarbakır'ı birleştirmeye yöneliktir." (Odatv, 18 Şubat 2009)
 
'TÜRKİYE'Yİ KÜRTLERLE BÜYÜTME' YALANI
Ferhat Ünlü ise bu teze şu farkla sarılıyor: "Yalçın Küçük'ün Diyarbakır-Musul öngörüsü küçük ama önemli bir farkla gerçekleşti. Küçük, belki de eski devletin düşünsel kodlarını taşıdığı için Musul'un Kürtlere verilmemesi gerektiğini söylüyordu. Ama bugün Türkiye Musul'u alacaksa bunu ancak Kürtlerle yapabilir. Yani Türk-Kürt ittifakı tam anlamıyla gerçekleşirse Türkiye esneyerek büyür. Gerçekleşmezse Türkler de Kürtler de kaybeder."
 
Ünlü'nün bu söyledikleri, aslında Erdoğan'ın eşbaşkanlığında uygulanan ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'nin ana tezlerinden biridir: Ortadoğu haritası, Türk-Kürt ittifakı ile yeniden çizilecek!
 
AKP'nin Kürt Açılımı da, Suriye düşmanlığı da, Erbil'i Bağdat'tan koparmaya çalışması da hep bu nedenledir...
 
Ve bu nedenle de AKP sözcüleri uzunca bir süredir hep "Türkiye'yi Kürtlerle büyütmek" tezlerini işlemektedir.
 
IRAK VE SURİYE BÖLÜNEMEDİ
 
Bu tezler birkaç nedenle yanlıştır:
 
1) Bu tezin Yalçın Küçük versiyonu da, Özal versiyonu da, Erdoğan versiyonu da "Irak'ın bölüneceğini" esas almaktadır.
 
Ancak Irak (ve Suriye ile İran) bölünmemiştir, bölünmeyecektir. Hatta denilebilir ki Irak artık birlik yönünde ilerlemektedir. Dolayısıyla Yalçın Küçük'ün Musul'u Kürdo-Judaik'lere kaptırma endişesi gereksizleşmektedir.
 
2) "Türkiye'yi Kürtlerle büyütmek", ABD'nin "Türkiye himayesinde Kürdistan" planının bir başka adıdır.
 
Irak'ı işgal ederek kuzeyinde bir yapı kurmaya çalışan ABD, bu yapının ancak Türkiye tarafından himaye edildiği takdirde yaşayabileceğini saptamıştı.
 
3) "Türkiye'yi Kürtlerle büyütmek" pratikte Türk ve Kürt'ü, Fars ve Arap'la düşman yapmaktır! AKP iktidarında Türkiye'nin aynı anda hem İran'la, hem Irak'la ve hem de Suriye'yle düşman olması bu nedenledir.
 
Zira "Türkiye'yi Kürtlerle büyütmek" bu ülkelerdeki Kürtlerin çoğunlukta yaşadığı coğrafyalara göz dikmektir.
 
4) Türkiye'de Kerkükçülük ve Musulculuk, gerçekte Türkçülük değildir. Nitekim AKP hükümetinin 12 yıllık iktidarı aynı zamanda Irak Türkmenlerinin unutulmasının tarihidir. Barzani, Erdoğan'la ortaklığına güvenerek Kerkük'ü işgal edebilmektedir.
 
MUSUL'U ALMAK TÜRKİYE'Yİ BÖLER
 
Bize göre ise Musul'u almak, Diyarbakır'ı vermektir!
 
Musul'u alan, daha doğrusu Erbil merkezli Kuzey Irak'la genişleyen bir Türkiye, hadi sürekli bölgede savaşmak zorunda kalacağı gerçeğini geçtik, ama bir süre sonra Diyarbakır merkezli olarak bölünecektir.
 
Irak, İran ve Suriye'deki Kürt çoğunluklu coğrafyaları Bağdat, Tahran ve Şam yönetimlerinden koparabilen bir Ankara, bu coğrafyalara gerçekte egemen olamayacaktır. Bu coğrafyalar, Diyarbakır merkezli olarak "Büyük Türkiye"den kopacaktır.
 
Bu durumda "Türkiye'yi Kürtlerle büyütme" hedefi de küçülmüş Türkiye ile sonuçlanacaktır!
O tehlikeyi gördüğümüz için de sık sık belirtiyoruz: Türkiye, İran, Irak ve Suriye'nin birliği, Kürt sorununa barış ve kardeşlik temelinde bir bölgesel çözüm getirecektir!
 
AYDINLIK / Pazartesi, 16 Haziran 2014