Bekleniyordu: Yine "ikiz" bomba.
İstanbul/Beşiktaş'ta vurdu.
* * *
Geceden ilan edilmişti. Teröre karşı yürüyüş yapılacak diye.
Eminönü'nden Beşiktaş stadına doğru. İki saat boşuna bekledim. Gelen giden yok.
* * *
Sonunda Stadın oraya geçtim. Bombalı aracın patladığı yere.
Bir-iki yüz kişi. Çoğu da gazeteci.
Partiler ilgisiz. Konuşmaktan organizasyona vakit bulamamışlar.
* * *
4-5 İslamcı genç. Slogan atmayı deniyor: "Kahrolsun Avrupa, işbirlikçi PKK!"
Sordum: Niye Amerika değil?
Beis yok. "Amerika da kahrolsun!"
Nerede yazdığımı öğrenince yakınıyorlar: "Nerede '68 kuşağı? Nerede anti-emperyalist olduğunu söyleyen sol?"
* * *
Tekrar bombalara dönelim.
Standart iki soru.
Bir: Kim yaptı?
İki: Amacı ne?
* * *
İki yanlış cevap.
Bir: Erdoğan başkan olsun diye.
Adres: Dünyaya "Tayyip" takıntısıyla bakanlar.
Ve bu takıntıyı bilerek besleyenler.
* * *
İki: Erdoğan başkan olmasın diye.
Adres: Erdoğan'ın kendisi.
Aynen şunları söyledi: "Türkiye ne zaman, geleceğe yönelik olumlu bir adım atsa, cevabı hemen, terör örgütleri eliyle kan, can, vahşet, kaos olarak önümüze gelmektedir." (11.12.2016).
Olumlu adım dediği: Başkanlık teklifinin Meclise verilmesi.
* * *
"Reis" toplumu şöyle biçimlendirmek istiyor:
PKK ya da IŞİD. Farketmiyor.
Bombalar, Erdoğan'ın başkanlığına karşı patlatıldı.
* * *
Kurduğu denklem açık.
Teröre karşı mısın?
Kaosa karşı mısın?
Huzur istiyor musun?
Yani: Suriye ve Irak olmaya karşı mısın?
Çare: Erdoğan'ın başkan olması.
* * *
Evet: Fazla kaba. Fazla düz.
Olsun: Erdoğan'ın iş yapma tarzı böyle.
Ama sınanmış: Genellikle sonuç alıyor.
Tutar mı? Daha çok CHP'ye bağlı.
Belki: PKK/HDP ile ayrı durmayı akladerler.
* * *
Devam edelim. Tekrar soralım: Bombaların adresi neresi?
İki olağan şüpheli: PKK ya da IŞİD idi.
Akşam saatlerinde TAK üstlendi. Maskeli PKK.
Gerçekte pek farketmiyor.
Çünkü: İkisinin de sıklet merkezi Suriye. İkisi de bir büyük projenin parçası.
* * *
Sahaya bakalım.
Öncelikli tespit: Beşiktaş bombaları ilk değil. Bir "terör" zincirinin son halkası.
20 Temmuz 2015'te Suruç'ta başlatıldı. Ankara'da, İstanbul'da devam ettirildi.
Bazen PKK sahneye çıkarıldı. Bazen IŞİD.
Kritik tarih: 24 Temmuz 2015. PKK'nın hendeğine karşı harekate geçilmesi.
Bombalı eylemler bu tarihten sonra yoğunlaştı.
* * *
Asıl önemlisi bombaların amacı.
Terör, "kör" değildir. Politik bir eylemdir.
Ya: Bir şeyi yaptırmak ister.
Ya da: Yaptırmamak.
* * *
Aslında: Harita, "amacı" anlatıyor.
Türkiye'nin komşularını gözümüzün önüne getirelim.
Her biri ile ne kadar sınırımız var?
Bulgaristan: 269 km.
Yunanistan: 203 km.
Gürcistan: 276 km.
Ermenistan: 328 km.
Azerbaycan: 18 km.
İran: 560 km.
Irak: 384 km.
Suriye: 911 km.
* * *
En uzun sınırımız hangisiyle?
Kağıt üstünde cevap belli: Suriye.
Gerçekte: Birileri Suriye tarafını paylaşmış durumda.
600 kilometresi PKK'nın kontrolünde.
250 kilometresi de El Kaide türü radikallerin elinde.
Münasebetsiz ama yerinde bir soru: En uzun sınır aslında hangi "komşu"yla?
Beğenmeseniz de cevap belli: PKK.
Önümüzdeki dönemi belirleyecek olan da bu gerçek.
* * *
Eğer: TSK 24 Ağustos 2016'da harekete geçirilmeseydi.
Eğer: Cerablus-Azez arasındaki alana girilmeseydi.
Eğer: 98 km'lik bu hat tutulmasaydı.
En son: 35 km derinlikteki El Bab'a ulaşılmasaydı...
Bir: Suriye, geri dönülmez şeklinde parçalanacak.
İki: Musul-Kerkük'ten Akdeniz'e bir koridor tamamlanacaktı.
Adı "Kürt", gerçekte bir "Amerikan koridoru" kurulacaktı.
Bölgemizdeki bütün devletlerin haritası değiştirilecekti.
* * *
İşte: TSK, bunu önlemek için Suriye'de.
Şehirlerimizdeki bombalar bunun için patlatılıyor.
El Bap'taki TSK'ya Beşiktaş'ta cevap veriliyor.
* * *
Can alıcı iki soru var.
Birincisi: Beşiktaş'taki bombalar son mu?
Suriye tablosu böyle devam ederse, hayır.
İkincisi: TSK'nın El Bap'a girmesi, sorunu bitirir mi?
Yine hayır. ABD'nin "koridor"a abanacağı görülüyor.
* * *
Çare: Topyekün siyasi seferberlik.
İçte: En geniş cephe.
Dışta: Suriye, Irak ve İran'la barışma.
İki stratejik hata:
Bir: Başkanlık girişimi saatli bomba gibi. Sanki iç cepheyi engellemeye ayarlı.
İki: Suriye ile barışmanın ertelenmesi. Sadece maliyet artırıyor.
Rafet BALLI
Aydınlık / 12.12.2016