14 Aralık 2016 Çarşamba

Türkiye Terörle Mücadele Uzmanlarının Tasfiyesi Nedeniyle Bedel Ödüyor

İstanbul, 10 Aralık’ta patlayan ve 3 düzineden fazla insanın ölmesine, 150 kişiden fazlasının yaralanmasına neden olan iki bomba sonrasında sersemlik geçiriyor. Hiçbir şey, bu tür bir terörizmi haklı gösteremez. Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım, “Bütün terör örgütleri, aynı şekilde alçaktır” derken haklıdır.

Soruşturma, şimdiden sorunludur. 3 eski Türk terörle mücadele görevlisine göre, polis, saldırılardan sonraki sabah, olay mahallini ve çevreleyen alanları temizledi. Böylece, olay mahallinin temizlenmesinden önce tüm kanıtların toplanması umudunu (ki bu, en az 2 günlük bir süreç olmalıdır) boşa çıkarmış oldular. PKK’nın yan örgütü olan Kürdistan Şahinleri (TAK) olayın sorumluluğunu üstlenirken, geçmişte TAK’ın üstlendiği safsatalar göz önüne alındığında, acemi Türk yetkilileri, bu konuda tam bir soruşturma yürütmeyi istemiyecekler gibi görünüyor. Saldırıların ardından gazetecilere sansür uygulanması da, belki önemsiz, ancak kuşkuyu büyütüyor. Bazı zamanlar, şeffaflık en iyi hareket tarzıdır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saldırıları, halkın duyarlılığını öfke yönünde tahrik etmek için kullanacaktır. Daha şimdiden, Türk polisi, Erdoğan’ın ihtiraslarına meydan okuyan Kürt siyasetçileri üzerindeki baskıyı arttırmaktadırlar.

Erdoğan’ın biraz içgörü sahibi olması gerekiyor, gerçekten de, yönetimi altında Türkiye’nin iç güvenliği yerlerde sürünmektedir. Son yıllarda, DAEŞ ya da Kürt gruplara atfedilen bir dizi terörist saldırı meydana gelmektedir. “Geri tepme” meselesini bir kenara koyalım: Türkiye radikal İslamcıları destekler ve donatırken, hatalı olarak, bu radikal grupların dönüp patronlarına yönelmiyeceği varsayımıyla hareket etmiştir.

Daha geniş kapsamlı bir sorun daha var: Erdoğan sürekli daha büyük bir güç sahibi olma peşinde koşarken, yetkinlikten çok sadakate öncelik verdi. Başarısız olan 15 Temmuz darbesi sonrasında, deneyimli binlerce terörle mücadele polisini tasfiye etti ve diğerlerini de en iyi bildikleri alanların dışına çıkardı. Aslında bu, Türk polis ve güvenliği kör bir şekilde çalışıyor anlamına gelmektedir. Erdoğan’ın içini boşalttığı herhangi bir özel birimde, tekrar deneyim kazanılması yıllar alabilir.

Erdoğan, bizzat kendi diktatöriyal gücü için desteklerini kazanmaya çalıştığı Türkleri öfke yönünde kamçılamaya yeltenebilir ve halkın hiddetini tercih edilen düşmanlara yönlendirmek amacıyla, TAK’ı PKK, YPG ya da HDP ile aynı noktada gösterebilir. Yine de, Türklerin kendilerine sormaları gereken gerçek soru, “neden teröristlerin, Erdoğan’ın gözetiminde Türk terörle mücadele güçleri tarafından oluşturulan kuşatma sayesinde uyku konumunda tutulduğu”dur. Türkiye, zorlu bir komşuluk ilişkileri içinde bulunmaktadır (bu Erdoğan’ın hatası değil). Özgür basının sonu Türklerin bunu yapabilmeleri için alanı kısıtlıyor olsa da, yine de onların sorması gereken en geçerli soru, “niçin Erdoğan’dan öncekilerinin  yaptıkları en iyi işin Türklerin güvenliğini korumak olduğu”dur.

Michael Rubin

12 Aralık 2016


Kaynak: American Enterprise Institute