İşçilerimizin büyük bölümü
1950-1960 döneminde Demokrat Parti’ye (DP) oy verdi. DP, Türkiye’yi ABD üsleri
ve tesisleriyle doldurdu. Demokrat Parti, 1945 yılında kabul edilen Çiftçiyi
Topraklandırma Kanunuyla yapılması öngörülen radikal toprak reformunu engelledi.
Demokrat Parti, laiklik karşıtı güç ve hareketlere yol verdi.
Eğer tarih bilmiyorsanız,
bunlardan hareketle DP karşısında tavır alırsınız. Anlayışınız böyleyse,
işçilerin Demokrat Parti’yi desteklemesini işçilerin cahilliğine ve din
istismarcılarına kanmasına bağlarsınız. Kendinizi tutamazsanız, işçilerin zeka
düzeyine ilişkin yorumlar da yapabilirsiniz.
Ve büyük bir hata
yaparsınız. Aynen bugün bazı kişilerin yaptığı gibi.
Halbuki biraz tarih
çalışsanız, 1950’li yıllarda sıradan bir işçinin Demokrat Parti’yi
desteklemesinin son derece normal olduğunu, işçilerin (bugünkü gibi) tam bir
“homo economicus” olarak, kısa vadeli çıkarlarını ön planda tutarak hareket
ettiğini görürsünüz.
1950’LERDE REFAH DÜZEYİ
YÜKSELDİ
1950’li yıllarda halkın
refah düzeyinde ciddi gelişmeler sağlandı.
Kısaca özetleyeyim.
Çarıktan kara lastiğe ve
kunduraya geçildi. DDT, köylünün yaşamında önemli bir sorun olan haşerata (bit,
tahtakurusu, pire) karşı etkili bir araç olarak kullanılmaya başlandı.
Antibiyotik olarak ilk kez penisilin kullanıma girdi ve verem ve frengi gibi
yaygın ve öldürücü hastalıklarla mücadelede önemli başarılar elde edildi. Radyo
yaygınlaştı. Tereyağı veya zeytinyağı alamayan margarin yiyebilmeye başladı.
Mangalın yerini gazocağı aldı; ardından tüpgaz geldi. Köylere elektrik ve yol
gitti. Hızlı yol yapımı sayesinde köylü ürününü kente kolayca getirdi; geçici
sürelerle şehre gidiş kolaylaştı ve ucuzladı. Montaj biçiminde başlayan ithal
ikameci sanayileşmeyle birlikte, bazı dayanıklı tüketim mallarının üretimi başladı
ve yaygınlaştı.
Tarımdaki makineleşme, tam
olarak mülksüzleşmemiş bazı köylüleri kente itti; kentlerin olanakları bu
insanları kente çekti. Gecekondular hızla çoğalmaya başladı. İnsanlar, bugünkü
ölçülere göre çok geri olan bazı olanaklardan kentlerde yararlanabildiklerinde,
kendilerini köylerine göre çok daha rahat hissettiler. Kentin yetersiz eğitim,
sağlık, iş, eğlence olanakları bile, “nispi bir refah” sağladı. Jandarma
baskısı kalktı, memurların halka tepeden bakan anlayışı değiştirildi.
1950’LERDE İŞÇİLERE
MEVZUATLA ÖNEMLİ HAKLAR VERİLDİ
1950’li yıllarda işçilerin
risk alarak eylem yapmasına veya çeşitli biçimlerde bedel ödemesine gerek
kalmaksızın, işçiler lehine önemli değişiklikler yapıldı. Bunların yalnızca bir
bölümünü aşağıda özetliyorum.
İşçilere
hafta tatili ve genel tatillerde çalışmadan tam ücret ödenmeye başlandı.
Asgari
ücret uygulamasına geçildi.
Kıdem
tazminatı hakkı genişletildi.
Basın İş
Kanunu kabul edildi.
DP
işçilerin işyerlerindeki sorunlarına önemli çözümler getirdi.
Kamu kurum
ve kuruluşlarında çalışanlara ikramiye (“ilave tediye”) verildi.
Deniz İş
Kanunu kabul edildi.
Sendikal
güvenceler geliştirildi. Sendika özgürlüğünün işverence ihlali durumunda bir
yıllık ücret tutarında tazminat getirildi.
İşçilere
yıllık ücretli izin hakkı tanındı.
DP işçiye
değer verdiğini gösteren davranışlarda bulundu.
Başbakan
Menderes 1960 yılında 1 Mayıs’ı İşçi Bayramı olarak kutladı.
İşçi
konut kooperatifçiliği teşvik edildi.
Bunlar, DP’nin işçiye
sağladığı yararların yalnızca bir bölümü. Eğer bunları bilmez veya göz ardı
ederseniz, yanlış değerlendirme yaparsınız.
Sıradan bir işçi, DP’yi
desteklemekte haklıydı.
Yıldırım KOÇ
Aydınlık/21.11.2016