Türkiye Cumhuriyeti ulus devlet olarak kurulmuştur ve ulus devlet olarak devam etmek mecburiyetindedir. Bu coğrafyada başka türlü yaşama şansımız yoktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu babaları başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bu ülkeyi bir ulus devlet olarak kurgulamışlar ve bütün politika/stratejilerini buna göre belirlemişlerdir.
Balkanlardan, Kafkaslardan ve Osmanlı’nın egemenlik tesis ettiği topraklardan Anadolu’ya ve Trakya’ya gelen milyonlarca insanın, değişik etnik gruplara mensup insanların, büyük çoğunluğu Müslüman olan insanların, bir arada yaşamaları ve bu toprakları vatan olarak benimsemesi için Türk milleti oluşturma/meydana getirme projesi bekamızı sağlayacak en önemli projedir ve başarılı olmuştur.
Atatürk’ün Milli Mücadele sonrasında uygulamaya koyduğu ve bu toprakları vatan olarak belleyip bağımsız olarak yaşamamız için elzem olan Türk milleti oluşturma projesi Türkiye Cumhuriyeti ve ülkemizin vatandaşları için hayati önemdedir ve başarılmıştır.
ABD ve Batı’nın Atatürk’ün izlerini silme hamleleri ve bunun için içimizdeki işbirlikçileri kullanma girişimlerinin nedeni Türk milletini parçalamak, Atatürk’ün mayaladığı ve başarılı olan Türk milleti projesinin tutmasından duydukları korkudandır.
Türkiye Cumhuriyeti ve onun içinde yaşayan hangi etnik veya dini/mezhebi yapıdan olursa olsun Türk vatandaşı olarak tanımladığımız ve kendilerini Türk milletinin ayrılmaz bir unsuru olarak tanımlayan vatandaşlarımızın birlik ve beraberliğinin, güçlü ve bağımsız bir devlet oluşturmalarının, ABD ve Batı’nın gelecekteki hedeflerine engel teşkil edeceği kaygısıdır.
Geçmişte çoğu zaman Türkiye Cumhuriyeti emperyalizmin bölgedeki planlarına engel teşkil etmiş ve etmeye de devam etmektedir. Bu gelecekte de sürecektir. Asıl korkuları budur. Bunun için Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti’ni etnisite ve mezheplere göre ayrıştırmaya çalışmaktadırlar.
Türkiye bu maksatla ABD ve Batı’nın hedefindedir. Mevcut haliyle Ortadoğu’daki, Asya’daki, Balkanlardaki ve Afrika’daki ülkelere, toplumlara örnek olmaktadır. ABD ve Batı için Türkiye Cumhuriyeti’nin ulus devlet vasfının kaldırılması ve üniter yapısının bozulması kendi çıkarları açısından hayati önemdedir.
Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetenlerin mutlaka uymak zorunda oldukları ve beka sorunu olarak tanımlayacağımız en önemli görevi Türkiye’yi ulusal devlet olarak muhafaza etmek ve üniter yapısını korumaktır.
Kim hangi projeyle ya da hangi ideoloji ile iktidara gelirse gelsin Türkiye Cumhuriyeti’nin bekasını sağlamak için Atatürk’ün koyduğu temel prensipleri muhafaza etmek ve uygulamak zorundadır. İktidarda olanların yeni denemelere ( ki bunlar yeni de değildir, Osmanlı döneminde de denenmiştir) ve arayışlara girmeleri ve bu temel prensipleri değiştirmeye kalkmaları ülkeye sadece felaket getirir. Yabancı güçlerin amaçlarına hizmet eder.
Atatürk’ün koyduğu prensipleri uygulamadan ve benimsemeden Türkiye Cumhuriyeti’ni düze çıkarmak, sorunlarından arındırmak, ABD ve Batı’nın Türkiye Cumhuriyeti’ni parçalama gayretlerini önlemek mümkün değildir. Türkiye’yi yönetmenin en önemli şartının Atatürk’e sımsıkı sarılmak olduğu unutulmamalıdır.
İsmail Hakkı PEKİN
Aydınlık/13.12.2016
