12 Mart 2017 Pazar

Amerikan İpiyle Bağımsızlık Rüyası!


17-19 Şubat 2017 günleri, Münih Güvenlik Konferansı (MGK) programında resmi açıklamalar ve toplantılar yanında ikili görüşmeler ve kapalı toplantılar da yapıldı. Bu görüşmelerde atılan adımlardan birisi de Türkiye’de asılan “Kürdistan” bayrağı, Barzani ziyareti ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IBKY)’nin ayrı devlet fikrinin altını ısrarla çizmeleri oldu.
Alman dış politikasına yön veren enstitü ve vakıfların görüşlerine dayanarak yayınlanan German Foreign Policy (GFP) bülteninin 27.02.2017 tarihli sayısında da “Berlin tarafından himaye edilen IKBY, Irak’ı bölmek ve bağımsız bir devlet kurmak istiyor” deniliyor.
Barzani, “Ayrılmak için bir referandum ‘Kürdistan’ halkı için doğal ve Allahın verdiği bir haktır” dedi. IKYB Dışişleri Bakanı Falah Mustafa da “bu talep tartışmasız devlet bağımsızlığıdır” açıklamasında bulundu.
İŞGALLE GÜNDEME GELDİ
IKBY’nin bağımsız devlet kurma isteği, 2003’te Amerika’nın Irak’ı işgal etmesi ve fiilen bölmesinden beri hep var. Bağdat’ta BM Misyonu (UNAMI)’nda görev alan yayıncı Willfried Buchta, Alman Güvenlik Politikaları Akademisi’ne hazırladığı raporda; Güneyde Şiiler, Başkent ve batısında Sünniler, Kuzey’de Kürtler artık İŞID’a karşı daha ne kadar birlikte tutulabilecekler. IKYB’nin 2005 Irak Anayasasına göre bir otonomi hakkı ve peşmerge kuvveti var. 2014 yılında Kerkük’ü istila ederek bölgesini yüzde 40 genişletti. Kerkük’ün aidiyeti konusu Bağdat ve Erbil arasında tartışmalı. Musul’un IŞİD’den alınması durumunda bu tartışma büyüyerek bir savaş nedeni olabilir (Buchta, GFP bülteni, 27.02.2017.)
Barzani Klanı için ayrılığın fikri zemini büyük ölçüde 2005 yılındaki anayasa çalışmaları sırasında oluşturuldu. Almanya Liberal Partisi FDP’ye yakın Friedrich Naumann Vakfı, Iraklı ileri gelen politikacılarla bir dizi seminer yaptı. “Federal yapıların pratikleri” üzerine yapılan seminerlerde, Irak Merkezi Hükümeti’nin itirazları dikkate alınarak bölgesel yönetim fikri üzerine detaylı çalışıldı. Daha sonra Berlin politik ve ekonomik olarak bölgeyi güçlendirdi. Amerika’nın bir projesi olan Irak işgalinin sonuçlarından yararlanma konusunda Almanya’nın kendi hesapları olduğunu söylemeye gerek yok sanırım.
DAĞILAN YUGOSLAVYA HAYRANLIĞI
Almanya 2014’ten beri Peşmergeleri IŞİD’e karşı başarılı mücadele adı altında eğitip silahlandırıyor. Bu arada insan hakları örgütleri, Peşmergelerin Arap halkın evlerinin yıkılarak Kerkük civarından sürüldüğününün, Almanya tarafından görmezden gelindiğini belirtiyorlar. IKBY’nin bağımsızlık talebi etrafında yürüttüğü bu ve Musul’un kaderi gibi başka etmenler bir iç savaş tehlikesini büyütüyor. Gözlemciler Peşmergenin bölünmeyi başaracak güce ulaşmasının tehlikeleri üzerine uyarıyorlar. “Kürtlerin bu derece silahlandırılması teorik olarak ayrı devletin tanınmasıdır.” Siyaset bilimcisi ve yazar Abdel Muttaleb El Hussein ise şöyle diyor:“Bu şekilde Irak’ın devlet olarak dosyasını kapatabiliriz. (www.focus.de, 23.08.2014.)
Mesud Barzani geçtiğimiz Cuma günü (24.02.2017), Alman gazetelerine verdiği demeçte (Bağımsız devlet için) bir referandum tertipleyeceğini üstüne basa basa açıkladı. “Bir referandum örgütlemek Kürdistan halkının doğal ve Allah tarafından verilen bir hakkıdır. Bağdat bizi engelleyemez. Eğer bunu yapmaya kalkarsa da bizi tutamaz” dedi. (Frankfurter Allgemeine Zeitung, 24.02.2017.)
Berlin’in desteklediği Barzani, “Yugoslavya’ya ne oldu? Hepimiz biliyoruz. Kabul etmek gerekir ki resmi sınırların artık bir anlamı yok. Hepsi hikâye oldu.”
Barzani ayrı devlet projelerinin Suriye ve Türkiye’deki Kürtlerin yaşadığı bölgeleri de kapsamadığını belirttiyor ve “Yıllardır Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la işbirliği yaptığını” ekliyor. (GFP, 27.02.2017.)
Geçtiğimiz hafta sonu IKYB Dışişleri Bakanı Falah Mustafa, ayrı bir devlet taleplerini yineledikten sonra “Kendi kaderini tayin hakkı masaya gelmek zorundadır. Bağdad’la sağlıksız ilişkileri bitirmeye mecburuz” dedi. (www.theguardian.com, 25.02.17.)
BAĞIMSIZLIK’ RÜYASI
MGK üzerine çıkan haberlere göre Barzani, “Devlet bağımsızlığının önüne geçilemez” dedi. IKYB Başkanı Barzani davet edildiği Münih Güvenlik Konferansı (MGK) çerçevesinde kamuoyunda beklenen görüşmeleri gerçekleştirdi. Barzani, Amerika Başkan Yardımcısı Mike Pence ile MGK çerçevesinde basına tam olarak yansımayan görüşmelere göre gerekli kararları ve beklenen destek sözlerini almış. IKBY Dışişleri Bakanı’nın açıklamaları da bunu teyit etmektedir.
Ayrı bir devlet kurma girişimi Peşmergenin 2014 yazından beri işgal ettiği bölgelerde yaptıklarıyla iyice su yüzüne çıkıyor. İnsan hakları örgütü gözlemcilerine göre, Peşmerge, Arapların evlerini yakmakta, yaşam şartlarını ortadan kaldırmaktadır. Tespit edilebilen 21 köyün 17’si Kerkük civarında. Ayrıca uydu fotoğraflarına göre yerleşim birimi de aynı durumda. Amerikalı uzmanların 2015’teki tesbitlerine göre, IŞİD’e karşı savaş rüzgârlarının gölgesinde yürütülen ‘etnik temizlik kampanyası’, öngörülen bağımsız Kürt devletinin lehine yapılmaktadır. (Sara Elisabeth Williams, foreignpolicy.com, 23.07.2015.)
VER ‘EVET’İ, AL ‘BAĞIMSIZLIĞI’
Bilindiği gibi Başbakan Binali Yıldırım, Almanya’da 17-19 Şubat’taki Münih Güvenlik Konferansı’nda Barzani ile görüştü. Gerçi Başbakan’ın aklı Oberhausen kentinde “Hayır” kampanyası için toplanan Türk vatandaşlarındaydı ama, bu arada Barzani’nin Türkiye ziyaretinin konuşulduğu da anlaşılıyor. Barzani’nin “EVET” kampanyası için gayret göstermesi karşılığında bağımsız bir devlet başkanı gibi karşılanması ve olmayan bir devletin flamasını Türk Bayrağının yanına asması tam birbirini tamamlıyor.
Türk Ordusu, ABD-İsrail projesi olan büyük Kürdistan’ı engellemek için canını dişine takarak mücadele ederken, Hükümetin başındakiler onları arkadan hançerliyor.
Şurası açıktır ki, Suriye’nin kuzeyinde TSK’nın engellemeye çalıştığı Kürt Koridoru’nun (Büyük Kürdistan’ın) başlangıcı Kuzey Irak Kürt bölgesidir.
Rakka operasyonu ve teröre karşı mücadele bağlamında Amerika ile birlikte hareket etme, ondan yardım isteme açıklamaları, Barzani’ye yapılan muamelelerle birleştiğinde daha bir anlam kazanıyor. Barzani, Amerikan saldırgan politikalarının en mutemet adamlarından birisidir. Ona verilen her taviz Türkiye’nin bölünme girişimlerine de bir katkı sağlar.  
Ali MERCAN
Aydınlık/11.3.2017