Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ), Hava
Kuvvetleri Komutanlığına ilişkin mahrem yapılanması ve örgüt üyesi Hava
Kuvvetleri Komutanlığı personeli hakkında hazırlanan "Mahrem
imamlar" iddianamesinde, terör örgütünün, Akıncı 4. Ana Jet Üs
Komutanlığı yapılanmasına çok önem verdiği vurgulanarak son yıllarda
F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi oldukları
belirlendi. Ayrıca örgüt üyesi olmayan subayların yıldırma,
eğiticiler tarafından düşük not verilme ve benzeri yöntemlerle jet pilotu
olmalarının engellendiği belirtildi. İddianamede, örgütün onay vermediği
kişilerin F-16 pilotu olamadıkları, son yıllarda F-16 pilotu olan subayların
büyük çoğunluğunun FETÖ üyesi oldukları, istisnai olarak örgüt üyesi olmamasına
rağmen F-16 pilotluğuna yükselen subayların ise örgütün kendi kadrolarının
yetersiz olması ya da kişisel başarı ve ilişkileri nedeniyle örgüt tarafından
konulan engelleri aştığı belirlendi.
TAMAMI ÖRGÜT ÜYESİ
Başsavcılığın iddianamesinde, "2013-2014-2015-2016
yıllarında Akıncı
4. Ana Jet Üs'süne F-16 pilotluğu eğitimi için gelen tüm kursiyer
sayısı ve örgüte bağlı kursiyer sayıları karşılaştırıldığında, son yıllardaki
kursiyerlerin neredeyse tamamının örgüt üyesi olduğu, bu bağlamda son yıllarda
F-16 pilotu olan subayların neredeyse tamamının örgüt üyesi olduğu, örgütün
başarısız darbe girişiminde F-16 ya da diğer jet uçaklarının pilotu olan
üyelerinin çok küçük bir bölümünü kullanmadığı" tespitleri yer
aldı.
Aydınlık,
iddianameye giren bu gerçeği tam 4 yıl önce attığı 10'a yakın manşetiyle
kamuoyuna duyurmuştu. İşte o manşetler:
Sağlam pilotlara uçamaz raporu (18 Ağustos 2014)
Havada isyan (31 Temmuz 2013)
100 savaş pilotundan 15'i istifa etti (4 şubat 2013)
Uludere pilotları istifa etti (11 Ağustos 2013)
Havacılara devlet şantajı (5 Şubat 2013)
Pilotlar istifaya zorlanıyor (31 Temmuz 2013)
İddianamenin
ayrıntılarında da çarpıca bilgilere yer verildi.
Örgütün, komutanlıkları kendi
içerisinde bölgelere ayırdığı, her komutanlığın bir "müdür"ünün bulunduğu, bu müdüre bağlı "müdür
yardımcıları", müdür yardımcılarına bağlı "öğretmen" grupları, öğretmenlere bağlı ise "öğrenciler" yani subayların yer aldığı aktarılan
iddianamede, müdürlerin tüm sorumluluk
bölgesini denetleme ve kontrol etme yetkisi bulunduğu, müdür yardımcılarının haftalık toplantılar düzenlediği, bu toplantılara
tüm öğretmenlerin katıldığı, öğretmenlerin öğrenci subaylardan aldığı himmet
adı altındaki aidat ve bilgileri müdür yardımcısına bu toplantılarda verdikleri
tespit edildi.
ÖĞRETMENLERE İKİ TELEFON
İddianamede, toplantıların başka örgüt mensupları adına kiralanmış
evlerde yapıldığı, toplantılara cep telefonu ile katılmadıkları, cep
telefonlarını açık olarak kendi ikametlerinde bıraktıkları, bir ilden başka bir
ile ataması yapılan subayın aynı zamanda örgütsel manada da devrinin yapıldığı,
hangi ile gidecekse mevcut ildeki sorumlu abisi tarafından o ile götürülerek
yeni abisi ile tanıştırıldığı anlatıldı.
Öğretmenlerde iki telefon bulunduğu, başkaları adına hatlar bulunan bu iki
telefondan birisi ile müdür yardımcısı, diğeri ile de kendilerine bağlı öğrenci
(subay) ile irtibat kurdukları belirtilen iddianamede,
öğrencilerin
(subaylar) öğretmenleri yani "sorumlu abi"leri kontörlü telefonlardan
arayarak irtibat kurdukları, müdür yardımcısında ise bu telefonlara ilave
olarak örgütün sivil, mahrem yapı dışındaki kanadı ile irtibat kurmak için
kullandığı bir telefon daha bulunduğu belirtildi. İddianamede,
son dönemde müdürlerin iletişimde tabletleri kullanmaya başladıkları,
müdürlerin kullandıkları telefon ve tabletlerde "Panik Buton" adında bir uygulama bulunduğu, bu butona
basıldığında cihazın tüm hafızasının geri getirilemeyecek şekilde silindiğinin
tespit edildiği kaydedildi.
FARKLI YAPILANMA
Bu bağlamda yapılan soruşturma sonunda, FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetleri
(TSK) içerisindeki uzantıları tarafından gerçekleştirilen 15 Temmuz 2016
başarısız darbe girişimi sonrası başlatılan operasyonlar sonucunda alınan
ifadeler, elde edilen bilgi ve belgeler ışığında yapılan çalışmalarda, örgütün TSK'da sivil yapılanmanın dışında farklı bir yapılanmaya gittiği,
tamamen hücre çalışması yapılarak birbirinden habersiz ve bağımsız üniteler
oluşturulduğu, bu ünitelerin de sivil abilerin/imamların sorumluluğunda üst
düzey kuvvet komutanları (general, albay, yarbay, binbaşı gibi), subaylar
(teğmen, üsteğmen, yüzbaşı gibi) ve astsubay gruplarından oluştuğu
tespitlerinin yapıldığı aktarıldı.
ANKARA'YI İKİYE AYIRMIŞLAR
İddianamede, örgütün "Hava Kuvvetleri Komutanlığının Ankara
Bölgesi Yapılanması"nı ikiye ayırdığı, "Ankara 1.
Bölge" ve "Ankara 2. Bölge"
olarak bir düzenleme yaptığı anlatıldı.
Ankara 1. bölgede,
"Merzifon 5. Ana Jet Üs Komutanlığı,
Ankara Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı,
Ankara Hava Lojistik Komutanlığı, Ankara 11. Üs Komutanlığı/Etimesgut Hava Hastanesi, Kayseri 12. Hava Ulaştırma Ana Üs
Komutanlığı"nın bulunduğu belirlendi. İddianamede, bazı şüphelilerin
ifadelerinden de anlaşılacağı üzere Hava Kuvvetleri Komutanlığına sızmış, Akıncı 4. Ana Jet Üssü Komutanlığında pilot olarak görev yapan örgüt üyelerinin başarısız darbe girişimi
öncesi Ankara'da olmaları yönünde verilen talimatlar da dikkate alındığında,
örgütün Akıncı 4. Ana Jet Üs Komutanlığı
yapılanmasını çok ciddiye aldığına işaret edildi.
KİRALIK EVLERDE GİZLİ TOPLANTILAR
Bu üs komutanlığında jet pilotları içerisinde en üst nokta
olduğu kabul edilen F16 pilotu yetiştirilen tek eğitim filosu olan "Öncel Filo" denilen 143. Filo'nun bulunduğu, yine üstte
görev yapan F-16 pilotlarının olduğu, bu nedenle örgütün bu üs komutanlığına
çok önem verdiği, yapılanmanın bu üs komutanlığında büyük bir gizlilik
içerisinde yürütüldüğü anlatılan iddianamede, örgüt adına faaliyet yürüten
sivil abiler yani imamlar ile kendi ders ve sohbet grupları içerisinde bulunan
subayların gerçek isimlerini değil, kesinlikle kod isim kullandıkları, daha çok
farklı bir örgüt mensubunun kiraladığı evlerde örgütsel toplantıların
yapıldığı, toplantılarda cep telefonlarının kullanılmadığı ya da şahıslar
tarafından kendi ikametlerine açık bir şekilde bırakıldığı tespitleri de yer
aldı.
EĞİTİMDE TASFİYE
Son yıllarda örgütün jet uçağı pilotu
olacak subayların belirlenmesinde etkisinin üst seviyelerde olduğu, Hava Harp
Okulundan mezun olan subayların İzmir
Çiğli'de bulunan uçuş okulunda eğitimleri sırasında sırasıyla
"başlangıç uçuş" eğitimlerinin yapıldığı 123. Filo, "temel uçuş" eğitimlerinin yapıldığı 122. Filo ve 121. Filo'da eğitim aldıkları, bu aşamada örgüt üyesi olmayan
subayların yıldırma, eğiticiler tarafından düşük not verilme ve benzeri
yöntemlerle jet pilotu olmalarının engellendiği belirtildi.
Bu aşamalardan başarıyla geçen
personelden alınan tercih formları ve başarı sıralamalarının jet pilotu olmak
için baz alındığı, örgüt tarafından örgüt üyesi subaylardan jet pilotu olmak
istemeyenlerin bu tercihlerinin kabul edilmediği, tercihlerini jet pilotu olmak
şeklinde yapmalarının istendiği aktarılan iddianamede, F-16 pilotluğu
eğitimi-kursu için bu üsse gelen subayların büyük bir bölümünün Hava Harp
Okulundan itibaren titizlikle elemeye tabi tutularak örgüt tarafından
belirlendiği kaydedildi.
23.03.2017
aydinlik.com.tr