16 Mart 2017 Perşembe

Türkiye ‘Sizinle’ Rezil Oluyor!

Başımıza musallat olan laiklik karşıtı, siyasal İslamcı, fanatik ve yobaz zihniyet Türkiye’ye hemen her alanda büyük zararlar veriyor ve yalnızlaştırıyor.

Ekonomide de, diplomaside de ülkeyi batırıyor ve rezil ediyorlar maalesef.

Hamaset, efelenme, babalanma, hakaret, kahvehane üslubu ile ağzına ve aklına geleni bağıra-çağıra söylemek, yani kaba-düzeysiz ve fanatik bu kafa yüzünden, Türkiye ekonomide de, turizmde de, dış politikada da irtifa ve itibar kaybediyor.

Türkiye dış politikasıyla bugün, “Tasmanya ve Patogonya” haricinde ilişkili ve irtibatlı olduğu neredeyse tüm ülkelerle kavgalı, münakaşalı, geçimsiz ve güvenilmez bir görüntü veriyor.

Suriye’yi harap eden, binlerce Suriyelinin ölümüne, onbinlerce Suriyeli çocuğun yetim kalmasına, milyonlarca Suriyelinin evini-ülkesini terk ederek kaçmasına neden olan, Muaviye Mezhepçilerinin kanlı ve haksız savaşında Suudi ve Katarlı kanlı-petrol dolar şeyhleriyle birlikte taraf oldular.

O nedenle, bugün Suriye sınırlarımızda, IŞİD’inden PYD’sine, El Nusrasından ÖSO’ya kadar birçok radikal- vahşi ve kanlı çete ve oluşumların Türkiye’ye tehdit haline gelmesine ve 3 milyonu aşkın Suriyelinin Türkiye’ye sığınmak zorunda kalmasına, uyguladıkları siyasal İslamcı politikalar yüzünden neden oldular.

“Sözde” Irak’ın toprak bütünlüğünü savunuyoruz derken, Kukla Kürdistan’ın başaktörü Barzani’yi, VIP’den Kürdistan bayrağı çekerek karşıladılar, Irak’la kötü oldular.

İran’la mezhepçi saplantıları yüzünden güvenilmez ve istikrarsız bir ilişki sürdürüyorlar.

Rusya’nın uçağının düşürülüp, Büyükelçisinin öldürülmesinden sonra, turizmden-ihracata Türkiye ve Türk insanına ağır zararlar verip, bedeller ödettiler.

Yunanistan’ın, yanı başımızdaki adalara fiilen el koyup, güç gösterisi yapmasına kayıtsız kaldılar.

İsrail’le Mavi Marmara’da “para” karşılığı sulh oldular.

İsrail’in ezana getirdiği hoparlör yasağına “gıklarını” bile çıkaramadılar.

Son olarak, Türkiye’nin ihracatının yarısından çoğunu yaptığı, en çok dış ticaret hacmine sahip olduğu, en çok dış yatırımın ve para harcayan turistin geldiği, milyonlarca yurttaşımızın ise, “emekçi” olarak çalışıp, ekmek parasını kazandığı, Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika ve Danimarka özelinde neredeyse tüm AB ülkeleri ile tam anlamıyla ve amiyane tabir ile “papaz” oldular.

Diplomasinin inceliklerini, nezaketini, deneyimini, aklını, bugünün bir yarını da olduğunu, Avrupa’da yaşayan ve çalışan yurttaşlarımızın güvenliğini hiç düşünmeden ve/veya bilerek kaba-saba, içi boş, kof tehditler savurarak Türkiye’yi dünyaya rezil ettiler.

AB’ye “vizesiz” gireceğiz nutukları atarken, tarihte ilk kez Bakanlarımızın uçağının Avrupa’ya inişine ve bu ülkelere girişine izin verilmemesine neden oldular.

Türkiye, demokrasi tarihinde görülmemiş bir biçimde hem dış ilişkilerinde, hem de ekonomide tam bir savrulma ve çöküş yaşıyor.

Hiç sıkılmadan, bir de havuz müteahhitlerinin parasıyla ve belediyelerin imkanlarıyla meydanlara toplamaya çalıştıkları -”taşıma kalabalıklara”- “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diye bağırtıyorlar.

Halbuki, bu sloganın doğrusu -bugün- şöyle olmalıydı; “Türkiye sizinle rezil oluyor!”

Ufuk SÖYLEMEZ
Aydınlık/16.03.2017