19 Mart 2017 Pazar

Hayrullah Mahmud'dan Okuma Önerileri: 'Alman Derin Devleti'

Kitabın adı: ALMAN DERİN DEVLETİ















Yazarı: Talip Doğan Karlıbel
Profil Yayınları
1. Baskı / Mayıs 2012

Sayfa 27:
Uzun Bıçaklar Gecesi!
(Mesaj: “Neo Uzun Bıçaklar Gecesi’nin arifesindeyiz!” HM)
(…)

Sayfa 48:
E. GEHLEN ÖRGÜTÜ (BND) – İSTİHBARAT BİRİMİ
(…)

Sayfa 66:
1945 yılının Kasım ayında yapılan bir askeri mahkemede, Gehlen ve adamları beraat etmişlerdi.
(Tercümesi: “İstihbarat oyunları, illüzyonları!” HM)
(…)

Sayfa 66:
ABD’de istihbarat o dönemde pek de bilinmeyen bir konuydu. Askeri istihbarat birimleri ise ancak 1944’te kurulmuştu. Gehlen ve ekibinin yaptığı sınır ötesi operasyonlar ABD’lilerin çok ilgisini çekiyordu.
(Mesaj: “ABD’de istihbarat Almanlar’ın kontrolünde!” HM)
(…)

Sayfa 66:
Almanlar’ın savaşı kaybetmesinden sonra ABD’ye belgeleri teslim eden Gehlen, bu aşamadan sonra da, OSS (Amerikan Stratejik Hizmetler Bürosu) ve CIA’nın kontrolü altında bir istihbarat örgütü kurdu. Ve Gehlen örgütü giderek CIA’nın Doğu Avrupa ile Sovyetler Birliği’ndeki gözü kulağı oldu.
(Tercümesi: “Soğuk Savaş’ta ABD ve SSCB üzerinden Dünya’yı Almanlar yönetti, yönlendirdi!” HM)
(…)

Sayfa 67:
ABD Merkez Komutanlığı’nın emriyle ve ABD Başkanı’nın izniyle, 1945 yılının Aralık ayında, Almanya’nın Bavyera Eyaleti’ndeki Oberusel adlı küçük bir kasabada bulunan ABD askeri üssünde “Organisation Gehlen” (Gehlen Grubu – Gehlen Organizasyonu) adında bir Alman – ABD ortak İstihbarat Servisi kuruldu. Bu kuruluşun başında denetmen olarak Binbaşı James H. Chritchfield getirildi ve onunla birlikte kırka yakın ABD subayı bu gruba dahil edildi. Bütün ABD subayları, 18 Eylül 1947’de kurulacak olan CIA’nın ilk kurucu elemanları olacaktı.
(Tercümesi: “Almanlar, ABD’nin içinde istihbarat servisi kurdular! ‘CIA’, BND’nin taşeronu!” HM)
(…)

Sayfa 71:
Yakın tarihe ait en çok bilinen 10 gizli operasyon, istihbarat birimleri tarafından gerçekleştirildi. Bu 10 gizli operasyonun, çoğunda Alman gizli servisinin parmağı vardı!(Mesaj: “İstihbarat savaşları! Adres belli, açığa düşmüş ve/veya sahte bayrak operasyonları! Yenileri geliyor!” HM)
(…)

Sayfa 87:
Alman istihbarat ajanlarının en ünlüsü, Sovyetler Birliği’ne (Gehlen Örgütü olarak da bilinir) karşı casusluk harekatı kurması için kullanılan Reinhard Gehlen, görevlendirildi. Gehlen ayrıca İsrail Özel Kuvvetleri MOSSAD’ı eğitmek için de yardımcı oldu. Alman Gizli Servisleri, kendi aralarındaki istihbarat birimleri ve diğer ülkelerin istihbarat birimleri ile tıpkı günümüzdeki gibi birbirleri ile ilişki içerisinde çalışmaktaydılar.
(Mesaj: “BND, CIA’dan sonra MOSSAD’ın çekirdeğine de yerleşti!” HM)
(…)

Sayfa 91:
Reinhard Gehlen, BND’de olduğu süre içerisinde dünyanın en iyi istihbarat servislerinden birini yaratmıştı. BND, en modern teknolojik imkanlarla kısa sürede dünyanın en iyi istihbarat servisi durumuna gelmişti.
(Mesaj: “BND artık yaygın bilinen bir marka! Neo Roma’daki son savaş kapsamında daha gizlisini, BND’ye kontrollü kontra operasyon yapanını kurduk! Onu da deşifre ettiler!” HM)
(…)

Sayfa 91:
1990’dan itibaren BND, Doğu Bloğu’nun dağılmasıyla ve rakibi Doğu Alman Gizli Servisi’nin kapanmasıyla birçok konuda işsiz kalmıştı. Çünkü artık doğuda düşman yoktu ve dünyadaki siyasi ve ekonomik konjonktür değişmişti.
(Tercümesi: “BND elemanları şirketlerin içine nasıl sızdı, küresel sermaye operasyonu nasıl yapıldı!” HM)
(…)

Sayfa 95:
Amerikalılar ondan zeki istihbaratçı diye söz ederler.
“R. Gehlen, o bir savaş zekasıdır!”
(…)

Sayfa 98:
Anti – Komünist Gehlen için ABD, “Düşmanımın düşmanı” statüsünde idi. Hatta o dönemde, Harry S. Truman, “Başkan, Amerika’da eski Nazi ile nasıl çalışacağız, olur mu bu?” itirazlarına karşılık, Başkan “İsterse gitsin keçilerle münasebeti olsun. Beni ilgilendirmez, işimize yarar birisi olduktan sonra sorun değil” cevabını vermiş ve her dönem Gehlen’i korumuştur.
(Tercümesi: “Naziler, Gehlen, Truman’a günah defteri üzerinden şantaj yapıp etki altına almışlar! Sonra da ABD’de at koşturmuşlar!” HM)
(…)

Sayfa 99:
Mehmet Eymür’ün anlattığına göre, Hiram Abas, Gehlen’in anılarını başucu kitabı olarak telakki etmiş ve üst üste okumaktan dolayı aşındırmış. Gehlen, o dönemde MİT’ten de önemli isimleri yetiştirmiştir. Bunların başında Fuat Doğu gelir. Gehlen’i en iyi Talat Turhan özetlemiştir: “20. Yüzyıl istihbarat dünyasının en yetenekli kişisi ve en büyük haini…”
(Tercümesi: İstihbarat dünyasında ihanet olmaz! Bir istihbaratçının hain olup olmadığını anlamak için yüz yıl dahi az gelir. İstihbaratçı kendine dönük çalışır, sadece ana hikayeye bağlıdır. Alman İstihbaratı’nın bugün ulaştığı güç karşısında Gehlen için kim hain diyebilir ki?! Rolünü çok iyi oynamış! Satranç tahtası üzerinde her yeni hamle, istihbarat dünyasında bir başka oyun’dur! Doğu üzerinden MİT’in içine yerleşmişler! Almanlar adına Müsteşarlığa çıkmaya kalkışan Hiram Abas ise istihbarat savaşları kapsamında harcanmış! MİT’i tehdit ediyorlar! “Oyun bitti”, çanını çalmışlar! HM)
(…)

Sayfa 102:
PKK, aşırı dinci vb… Bavyera ise bu yıkıcı faaliyet gösteren gruplara toleranslı davranmıyordu.
(Tercümesi: AKP’ye ve dinci akımlara, PKK’ya kapıyı göstermişler. Yeni süreç’i hatırlatmışlar! Oyun bitti, Türk ‘çelik çekirdek’i ile uzlaştık, mesajı vermişler! HM)
(…)

Sayfa 105:
Almanlar’ın burada en önemli felsefesi şudur:
“En iyi ajan, ajan olduğunu bilmeyen ajandır!”
(Tercüme: “Kitabın yazarı ile inceden dalgalarını geçmişler!” Mesaj: “Birileri bu sözü Gülen, Gül ve Erdoğan’a okumalı! Gökçek hariç, o daha neye bulaştığını bilmiyor! Janjanlı bir piyon! HM)
(…)

Sayfa 108:
Sonuç olarak, Türkiye’nin de acil şekilde MİT ve Emniyet Teşkilatı’nın dışında yeni bir iç istihbarat teşkilatı daha kurması gerekmektedir.
(Mesaj şu: “Biz ‘çelik çekirdek’ ile uzlaştık, onların kurduğu yapıya resmiyet kazandırın ki, sizinle iş yapabilelim, aynı dili konuşmasak da aynı duyguları paylaşabilelim! Duygudaşlık! HM)
(…)

Sayfa 116:
Alman yetkililerin, uyuşturucu kaçakçılığı ve satıcılığı işi içerisinde PKK kadar, Türk mafyalarının da pay sahibi olduğunu iddia etmeleri, işin içyüzünde PKK’nın olduğunu bildiklerini gösterir. Hatta Alman istihbaratı, Türk Güvenlik Güçleri’nin ve çeşitli aşiretlerin, Güneydoğu’da uyuşturucu işini beraber yürüttüklerini ispatlar raporlar hazırlamaları da aslına bakıldığında ülkemiz hakkındaki oyunları bizden bile daha fazla bildiklerini ortaya çıkarmaktadır.
(Tercümesi: Uyuşturucu kaçakçılığı işi ile iştigal edenlere, uyuşturucu ticareti üzerinden ticarete bulaşan “iş”adamlarına, MİT, Emniyet, Asker ayaklarına ve PKK’ya mesaj var burada; “Ne yaptığınızı biliyoruz, oyun bitti!” AKP’den uzaklaşın! HM)
(…)

Sayfa 125:
Almanlar, Türk istihbaratçıların yapamadığı işleri yıllar öncesinde yapmaktaydılar. Potansiyel suç işleyebilecek kişi veya grupları önceden analiz edebilmektedirler.(Mesaj: “Potansiyelin farkındayız, her an için o potansiyeli eyleme dönüştürebiliriz! Tehdit! Eğer, oyun bitmedi diyorsanız…” HM)
(…)

Sayfa 127:
Çocuk pornografisi konusunda da BKA iç ve dış ceza tahkikat makamları arasında ulusal merkezi değerlendirme ve koordinasyon vazifesini yerine getirmektedir.
(Tercümesi: Çocuk pornosuna bulaşmış özelikle cemaat içindeki işadamı, politikacı, yüksek bürokrat ve gazetecilere uyarı mesajı; “Bilgisayarınızın içinde ne haltlar karıştırdığınızı biliyoruz, özel hayatınızdaki iğrenç sırlara sahibiz!” HM)
(…)

Sayfa 131:
Alman Derin Devleti’nin Türkiye’deki Gizli (!) Ajanları!
12. yüzyıldaki II. Haçlı Seferi sırasında, Kutsal Roma Germen İmparatoru I. Friedrich Barbarossa, ordusunun başında Selçuklu başkenti Konya’ya kadar gelmiştir. İmparator Konrad, Anadolu Selçukluları Devleti Sultanı I. Rükneddin Mes’ud ile çatışmış olmasına karşın, iki lider arasında dostça ilişkiler de kurulmuştur.
(Tercümesi: “Türk Devleti’nin içinde yaşayan bir organizmayız!” Mesaj: “Zapsu bizim saha elemanımız!” HM)
(…)

Sayfa 132:
Türk ve Alman askerlerinin birbirleriyle çatıştıkları son savaş ise 1683 yılındaki İkinci Viyana Kuşatması olmuştur.
(Tercümesi: “Türkler’le savaşacak kadar aptal değiliz!” İhtiyaç olursa tarih'te olduğu gibi Türk'lerden yardım isteriz. HM)
(…)

Sayfa 135:
II. Wilhelm, 1888 yılında izlemeye başladığı “Dünya Politikası” (Weltpolitik) çerçevesinde Osmanlı İmparatorluğu ile yakın ilişkiler kurulmasına özen göstermiştir.
(Mesaj: “İlişkimiz, derindir!” HM)

Cumhuriyet Mitingleri’ni şişirerek, o zamanlar Tuncay Özkan’ın kanalı olan Kanal Türk ve Aydın Doğan’ın kanalları aracılığı ile kamuoyuna basın yayın yolu ile psikolojik baskı uygulamışlardır.
(Tercüme: “Cumhuriyet Mitingleri’nin finansman ve kamuoyuna aktarımı kapsamında çorbada bizim de tuz’umuz var! Bizi düşman olarak görmeyin!” HM)
(…)

Sayfa 210:
STASİ ve Türkiye Masası!
(Tercümesi: Aktif, Neo Rus İmparatorluğu ve/veya Neo Putin operasyonu üzerinden çalışmaya devam ediyor! Medya büyük oranda bu servis’in kontrolünde! Oyun bitti! Medyada büyük değişiklik zamanı! HM)
(…)

Sayfa 222:
RAND, 1948 yılında ABD Hava Kuvvetleri tarafından kurulmuştur ve 1955 yılından itibaren de Alman Gizli Servisi BND ile ortak projelere imzasını atmıştır. Bu şirketin 600 personeli vardır, 150’ye yakını Alman gizli servisi personelidir. Eski CIA şefi Graham E. Fuller, J. Barkey, BND’nin kurucusu Reinhard Gehlen ve eski Alman Dışişleri Bakanlığı ve BND başkanlığında bulunan Klaus Kinkel, RAND’ın elemanlarıdır.
(Tercümesi: “Enerji bazlı BOP operasyonu “Neo Turan”dır! İngilizler üzerinden Yahudiler’in eli ile oynadık, elimize yüzümüze bulaştırdık! Özür!” HM)
(…)

Sayfa 225:
Alman ırk bilimcileri ve arkeologlarına göre “Dolikosefal kafatasına” sahip Ari Erler yani Almanlar’ın (büyük büyük ataları!) Anadolu’dan gelmiştir ve bu da Anadolu’nun, Alman vatanı olduğunu ispatlamaktadır.
(Tercümesi: “Bir Alman fantazisi ve/veya kaba ironisi!” HM)
(…)

Sayfa 229:
Osmanlı İmparatorluğu’nun I. Dünya Savaşı’na girişinden bir gün önce Almanya’dan 5.000.000 Osmanlı Lirası borç almak için imzaladığı gizli anlaşmanın belgesi 1996’da yayınlandı. Almanya adına Baron Wangenheim, Osmanlı İmparatorluğu adına Talat Paşa, 10 Kasım 1914 yılında bu gizli anlaşmayı imzaladı. Bu belge ile hem Osmanlı cepheye gidip Almanya için savaşacak, hem Almanya’ya yüzde 0,6 faizle borçlanacaktı! I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Ordusu tümüyle Alman komutasının emri altına girmişti. Osmanlı Genelkurmay Başkanlığı’na da Alman Friedrich Bronsart Von Schellendorff getirildi. 1915 Ermeni Tehciri’nin de (!) Alman komutanların buyruk ve denetiminde gerçekleşmediği iddia edilebilir mi?!
(Tercümesi: “Parayla her şeyi satın alabilir, çözebiliriz zannettik, kaybettik! Yahudi soykırımı, Ermeni tehcirinin perde arkasında biz varız! Kabul! Ama İngiliz, Fransız, İtalyanlar’ın, Vatikan’ın payına düşeni de unutmayın! Her şeyin sebebi biz değiliz! Ayrıca, satın aldığın, devşirdiğin her adam, bir süre sonra kendi doğal özelliğini kaybediyor, kötü bir taklidin oluyor! Bu defa satın aldığın adamlar kendi özelliklerini kaybettikleri için bilmeden operasyonu baltalıyor! Zincir, zayıf halkadan geçilmez oluyor! Örnek Gül, Gülen, Erdoğan, Zapsu vb… Sizin deyişle başparmak faktörü ve/veya ilahi adalet! Pes! Allah’a tam teslim!” HM)
(…)

Sayfa 245:
ABD, NATO için Almanya’nın Hof şehrinde dünyanın en büyük dinleme tesisini kurmuştur ve bu tesis ABD Gizli Servisi, NSA (National Secret Administration) tarafından “Hofa Kupe” adında işletiliyor. NSA’nin bu dinlenme tesisinde, dakikada 20 milyon telefon, faks, bilgisayar ve telsiz sistemi dinleme imkanı mevcuttur. Bu dinleme tesisi ile ABD, 80’li yıllarda birçok olabilecek saldırı planlarını ve suikastleri deşifre etmiş ve önlemini almıştır. Bu sistemi NATO namına kuran şirket de WANDEL UND GOLTERMANN’dır. NASA’nın bütün uzay araçlarının komünikasyon sisteminden tutun da, İngiliz, Fransız ve İsrail Gizli Servisleri için tüm telekomünikasyon ağlarını da bu şirket kurar.
(Mesaj: “Avrupa’nın istihbaratına sahibiz! İstihbaratları’nın içindeyiz! Sır’larına hakimiz! Debka üzerinden istediğimiz an sır boşaltabiliriz! AKP & Gülen iktidarının Avrupa ayağında duran kazanç ortakları için de oyun bitti!” Tercümesi: “11 Eylül, TM ile ortak yaptığımız bir operasyondur! I. Dünya Savaşı’nın rövanş harbi’dir! Sonra operasyon içinde operasyon oldu, ihale üstümüze kaldı! Kendi yazdığımız senaryoda figüran durumuna düştük! Arap baharı takozları (ultra) üzerinden Avrupa baharı bumerangı ile yüz yüze bırakıldık! Türkler’in arka bahçesinde “çelik çekirdek” ne derse o olur! Pes! HM)
(…)

Sayfa 254:
Yani görüldüğü üzere, Alman Vakıfları 2000’li yıllarda, Türkiye’ye yıllık ortalama 1,5 ile 2,5 milyar arasında Alman markı harcamışlardır.
(Tercümesi: “Bu parayı alanlar için de, ki onlar kendilerini biliyorlar, oyun bitti, AKP’nin yanından hızla uzaklaşacaklar!” HM)
(…)

Sayfa 252:
“Euro Gold”!
(Mesaj: “Altın pas tutmaz, Euro ise bir kağıt parçasıdır, kir tutabilir! Yani, Mark’tan vazgeçen Euro’dan da konjonktürel ihtiyaçlarına binaen vazgeçebilir!” HM)
(…)

Sayfa 253:
Çünkü Dünya’da, ABD’den sonra en büyük altın rezervi olan ülke Almanya’dır.
(Mesaj: “Almanya batmaz, bizde altın çok!” Tercümesi: Almanlar için her şey “madde” demektir. Para kağıttır “altın” ise madde! Dünyadaki en büyük altın rezervi, ABD’deki de (önemli ölçüde) dahil olmak üzere Almanlar’dadır! Power! HM)
(…)

Sayfa 253:
Altın fiyatlarının yükselmesi Almanya’nın yararınadır!
(…)

Sayfa 254:
“Bugün Almanya’nın 90 bin ton altın stoğu bulunuyor!”
(Mesaj: Altın altındır!” ve/veya “Bizde Ordu yok, istihbarat ve altın var!” Power! HM)
(…)

Sayfa 255:
Nazi Almanyası, II. Dünya Savaşı döneminde işgal ettiği tüm ülkelerin altın stoklarına el koyarken…
(Operasyon: II. Dünya Savaşı’nda saklı olan illüzyon; Avrupa’nın altınları! Yani Avrupa’yı işgal etmek değil altınlarına sahip olmak! Onca şamata, kan, Hitler vs bu operasyonun figürasyonu! Tercümesi: Anadolu’yu geçemedikten sonra “altın” hiçbir işe yaramıyor! Su, enerji vb altın’dan da değerli! HM)
(…)

Sayfa 265:
Uzun zamandır zarar eden Alman bankaları, 2001 yılında genel olarak Türkiye’deki yaşanan ekonomik krizden dolayı yaptıkları güzel bir manevra ile 15 milyar Alman Markı’nı, 27 milyar’a çıkarmışlardı.
(Tercümesi: 28 Şubat operasyonu’nun perde arkasında Alman İstihbaratı da var! 11 Eylül öncesi BOP’a hazırlık süreci! Parmak izlerimizi kabul ediyoruz! HM)
(…)

Sayfa 275:
Bir başka Alman organizeli şantaj olayı da, Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete Yüksel’in tuzağa düşürüldüğü…
(Tercümesi: “Gökçek bizim de zaman zaman kullandığımız, çevirdiğimiz bir ‘Topaç’tır. Tüm faturayı bize kesmeyin!”! HM)
(…)

Sayfa 296:
“Hablemitoğlu’nu Alman istihbaratı öldürdü!”
...
Nokta.

17 Mart 2017
Hayrullah Mahmud