25 Eylül 2015 Cuma

Kılıçdaroğlu Atatürk’ten daha mı akıllı?

Bugün artık şu soruyu sorar duruma geldik: Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yeni CHP’si; Türkiye’nin birliğini ve sınırlarını savunacak mı yoksa Büyük Ortadoğu Projesi’nde belirtildiği gibi ülkemizin parçalanmasında bir araç olarak mı kullanılacak?

Bu soruyu bir komplo teorisi sayanlara hatırlatıyorum: İsterseniz 7 Ağustos 2003 tarihli Washington Post gazetesine bakın. Orada ABD’nin ulusal güvenlik danışmanı (sonra dışişleri bakanı) Condoleezza Rice’ın “Ortadoğu’yu Dö-nüştürmek” başlıklı bir makalesi çıktı. Rice yazısında, aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 22 İslam ülkesinin sınırlarının değiştirileceğini açıkça dile getirdi ve bunun uygulaması da Tayyip Erdoğan, BOP Eşbaşkanı yapılarak başlatıldı.

Şimdi, Erdoğan iç çatışmalar yüzünden geri çekilmiş; onun yerine başka bir siyasetçi oturtulmaya çalışılmaktadır. Bu isim de Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

PARTİSİNİ İNKÂR ETTİ

Amerika’nın akıl hocalarından Samuel P. Huntington, “Türkiye laik Batı’yı bırakıp İslam dünyasına dönsün. Kadın hakları gibi konulardan vazgeçip İslami değerlere sarılsın; Atatürk’ü şiddetle reddetsin” derken bunu BOP için diyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu da “Laiklik karın doyurmuyor!” diyerek bu görüşe destek verdi. “1930’ların CHP’si değiliz!” diyerek emperyalist Batı’ya direnen devrim yıllarını ve Atatürk mirasını inkâr etti.

En önemlisi de CHP’nin ruhunu oluşturan, cumhuriyeti simgeleyen “6 OK”u partinin dışına attı.

Sonrasında, Türkiye’yi derinden kuşatan Amerikan emrindeki Fethullahçı örgüte arka çıktı.

Ve en önemlisi: PKK ile mücadele etmeyi, “Türkiye’nin fay hatlarını çatlatır!” diyerek reddetti.

Bunu nereden çıkardın demeyin? Vatan Partisi ile seçim işbirliğini kabul etmeyişinin temel gerekçesi budur...

ABD’li Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ne diyorsa, CHP’nin bu genel başkanı aynısını, başka cümleler kurarak tekrar eder hale getirilmiştir. Ve böylece de CHP; PKK’nın kalkanı haline düşürülmüştür. Kılıçdaroğlu’nun dün aktardığım şu sözlerini yeniden bir düşünün: “Bu gerçeği hepimizin görmesi gerekir. PKK Kandil’e çekilse bile silah bırakmaz. Çünkü IŞİD ile çarpışıyorlar. Arkasında da Amerika var.”

Bu sözleriyle o, PKK’nın 36 yıldır işlediği cinayetleri yok sayarak onu IŞİD ile savaşan kahraman örgüt haline getirmiştir.

İşte bu tanım tam da ABD’nin PKK’yı ve uzantısı YPG’yi göstermek istediği gibi bir tanımlamadır.

Yani, ABD işaret veriyor; Kılıçdaroğlu ona göre konuşuyor. Sanki ABD’nin Ankara’daki özel temsilcisi mübarek...

NATO Genel Sekreteri, ABD Dışişleri Bakanlığı, CHP, HDP, Fethullahçılar ve ajan liberaller el ele vermişler; Türkiye’nin altını oyuyorlar.

ŞEYH SAİT AYAKLANDIĞINDA

Eğer 1925 Şubat ayındaki CHP, bugünkü CHP olsaydı, Şeyh Sait, Doğu Anadolu’da ayaklandığında; “Aman fay hattı çatlamasın; görmezden gelelim” der, Kürdistan Krallığı’nın kurulmasına izin verirlerdi.

Halbuki gerçek CHP başka türlü hareket etti. Ayaklanmacılara üç beş çapulcu gözüyle bakmadı. Cumhurbaşkanı Kemal Atatürk, isyanı önemsemeyen dönemin Başbakanı Ali Fethi Okyar’ı istifa ettirdi ve yerine İsmet İnönü’yü getirdi.

Kürt Teali Cemiyeti’nin ateşlediği; gericilerin doluştuğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın el altından destek verdiği, İngiltere’nin açıktan desteklediği ve ülke içindeki Nakşibendilerin rol aldıkları, toprak ağalarının ve yurt dışındaki hain padişah Vahdettin’in de omuz verdiği bu isyan daha 1 yaşında olan cumhuriyeti yıkacak biçimde yayıldı. Üzerlerine ordu gönderilen gerici ayrılıkçılar büyük mücadelelerden sonra bastırıldılar.

Birinci Dünya Savaşı’nda Rus ordularıyla da işbirliği yapan hain Şeyh Sait, isyan başında yayımladığı bildiride yeni cumhuriyetin kurucularını, “dinsiz, Kuran düşmanı, kanları helal” diye kötülüyor ve öldürülmelerini istiyordu.

(Bu ve diğer Kürtçü hareketin ayrıntılarını DERSİM İSYANLARI VE SEYİT RIZA GERÇEĞİ isimli kitabımızda ayrıntısıyla gösterdik)

İşte şu sıralarda Kılıçdaroğlu’nun arka çıktığı PKK, bu gerici ve demokrasi düşmanı hainin heykellerini dikiyor, Atatürk’ün heykellerini ise kırıyor, yakıyor.

Şimdi gerçek CHP’lilere soruyorum:

Sevgili dostlar!

Atatürk’ün adını bir kez bile ağzına almayan, üstelik ona soykırımcı diyen bir Ermeni militanını kendi kontenjanından milletvekili yapan, AKP’nin yüksek bürokratı Murat Özçelik’i genel başkan yardımcılığına getirerek onun üstünden Çözüm Süreci’ni sahiplenen, 6 Ok’u reddeden, Fethullahçılara arka çıkan, türbancıları ve imam hatipçileri korurken Alevileri ağzına bile almayan bu Kılıçdaroğlu’na daha ne zamana kadar tahammül edeceksiniz?
Ve size soruyorum: Böyle bir kadroya, içinizden gelerek oy verebilecek misiniz?

Rıza ZELYUT- Aydınlık/24.09.2015