Principal Trilogy Danışmanlık Şirketi Başkanı ve ABD Dışişleri Bakanlığı Danışmanı John Stilides, Türkiye’de yaşanan son gelişmeleri Amerika’nın Sesi’ne değerlendirdi. Referandumun Türk toplumunu böldüğünü kaydeden Stilides, Ankara-Washington ilişkilerinin geleceğini şimdiden kestirmenin zor olduğunu söyledi.
Türk toplumunun referandum sonuçları yüzünden iyice bölündüğünü savunan John Stilides, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde daha önce bu kadar kesin hatlı bir bölünme yaşanmadığını söyledi.
“Ülkenin yarısı Erdoğan’ı çok severken yarısı ondan nefret ediyor. Bu fark eskiden bu kadar belirgin değildi ancak referandum sonrası bu bölünme daha da ortaya çıktı. Amerika’dan baktığımızda benim endişelendiğim konu, ülkenin tekrar bir araya gelemeyecek kadar siyasi açıdan bölünmüş olması. Bu siyasi bölünme Türkiye iç politikasını önümüzdeki dönemlerde daha da istikrarsız bir hale getirme potansiyeli taşıyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan idam yasası masasına getirilirse onaylayacağını ve hatta Meclis’in anlaşamaması durumunda bunu da halk oylamasına sunacağını söyledi. Peki, idam yasasının geri gelmesi, Türkiye’nin Avrupa Birliği’yle ilişkilerini nasıl etkiler?
“İdam cezasının yürürlüğe konulması konusunda ne kadar ileri gidileceğini tahmin etmek zor.Bildiğim tek şey, başarısız darbe girişimi sonrası idam cezasının geri getirilmesinin sürekli dillendirilmesi. İdam cezasının yasallaşması, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme şansını bitirir. Avrupa Birliği-Türkiye ilişkileri, özellikle Erdoğan’ın ikinci kez Başbakan seçildiği 2007 seçimlerinden itibaren zaten iyi gitmiyor. Geriye dönüp baktığımızda Erdoğan’ın aslında Avrupa Birliği’ne girmeyi gerçekten istemediğini fark ediyoruz. Erdoğan’ın Avrupa Birliği’ne uyum kuralları çerçevesinde attığı adımları başta ordu olmak üzere aslında kendisine karşı muhalefeti bitirmek için kullandığını görüyoruz. Erdoğan’ın, ‘demokrasi bir trendir gideceğin durağa gitmek için binersin o durağa gelince de inersin’ gibi çok meşhur bir sözü var. Şimdi hepimiz Erdoğan’ın o durağa gelip gelmediğini merak ediyoruz.”
Stilides, referandumdan sonraki dönemde Türk-Amerikan ilişkilerinin nasıl bir seyir izleyeceğini kestirmenin zor olduğunu da söyledi:
“Amerika, 1960’lardan bu yana Türk demokrasisinde yaşanan sert iniş çıkışlarla ilgileniyor. Amerika açısından jeopolitik olarak çok önemli bir bölgede bulunan Türkiye ayrıca, bölgesel ve küresel güvenlik konularında da önemli bir konumda. Amerika Türkiye’yle, Ortadoğu’dan Kuzey Afrika’ya, Avrupa’dan Pakistan, Hindistan ve Afganistan’a kadar uzanan topraklarda ulusal güvenliğiyle ilgili konularda işbirliği yapıyor. Bu nedenle bazı konuları ikinci plana atmak zorunda. Trump yönetimi, Türkiye’nin içinde yaşananlar veya Ermeni sorunu gibi konuları savunma işbirliği gibi ulusal güvenlik konularının önüne alamaz.”
Bölgedeki IŞİD’le mücadele çabalarına da değinen Stilides, bunun Amerika için de bölgedeki en önemli konu olduğuna dikkati çekti:
“Şu anda Erdoğan referandum sonucunda elde ettiği gücü pekiştirmek üzerinde yoğunlaşmış durumda. Bunun için de bütün enerjisini ve kaynaklarını buna ayırmış gibi görünüyor. Ancak Türkiye için birinci sorunun olası bir Kürt devleti kurulması olduğunun farkındayız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Amerika önderliğindeki koalisyonun Irak ve Suriye’de IŞİD’e karşı yürüttüğü operasyonlara vereceği desteğin seviyesini bekleyip göreceğiz. Amerika için önemli olan bir diğer konu da IŞİD yok edildikten sonra Esat’sız bir Suriye’nin Rusya’yla birlikte nasıl şekillendirileceği. Amerika için çok önemli olan bu iki konu da Türkiye’nin hemen güney sınırında. Önemli olan Erdoğan’ın IŞİD’in Suriye ve Irak’ta yenilgiye uğratılması ve Türk sınırında bir Kürt devleti kurulmaması için ne kadar çaba sarfedeceği."
Bölgedeki durumu bu şekilde değerlendiren John Stilides, herşeye rağmen Türkiye’nin insan hakları ve demokrasi çizgisinde ilerleyeceğinden emin olduğunu da söyledi.
AMERİKA'NIN SESİ, WASHINGTON
05.05.2017