20 Nisan 2017 Perşembe

ABD'nin Türkiye Raporunda Suriye Senaryoları



CRS'in, ABD Kongresi için, dünya çapında gelişen durum ve olayların analizini yapmakla yükümlü resmi bir platform olması, kurumun Ortadoğu Uzmanları Jim Zanotti ve Clayton Thomas tarafından kaleme alınan raporu daha da önemli hale getiriyor.

'FIRAT KALKANI, ZORLU BİR DURUMA YOL AÇTI'

Raporun Suriye başlığı altında ABD-YPG ortaklığı; Türkiye'nin bu ortaklığa yönelik tutumu ve Türkiye'nin Astana'da, Rusya ve İran ile Suriye krizinin çözümüne yönelik olarak geliştirdiği üçlü mekanizma tartışmaya açıldı.

Fırat Kalkanı harekatı'nın, 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişiminden yalnızca 1 ay; ABD destekli YPG'nin Fırat'ın batı yakasındaki Münbiç'i ele geçirmesinden yalnızca 2 hafta sonra başladığının altı çizilen raporda, harekatın ABD cephesinde yarattığı karmaşa şu sözlerle ifade edildi:

[Harekat], ABD'li yetkililerin hem Türkiye, hem de YPG'ye yardım etmeye ve her iki taraf arasında çatışmaya neden olabilecek faaliyetleri engellemeye çalıştıkları oldukça zorlu ve hassas bir duruma yol açtı.

MÜNBİÇ, ESAD'A BIRAKILABİLİR

Raporda, 'Münbiç ve çevresinde yaşanan krizinin bertaraf edilebilmesi için bölgenin Suriye hükümet güçlerine bırakılabileceği' tavsiye edildi. ABD'li yetkililerin de bu durumu kabul edebilecekleri ve 'Türkiye'nin, bu güçlerin Fırat'ın batısındaki varlığını, YPG'nin mevcudiyetine tercih edeceği' vurgulandı.

Raporda ayrıca Türkiye'nin çeşitli stratejik nedenlerle, 'ABD desteğiyle veya ABD desteği olmaksızın' Fırat Kalkanı harekatını sürdürmek konusunda kararlı bir tutum içerisinde olduğunun altı çizildi.

'TÜRKİYE, MUHALİFLERE DESTEĞİ HAFİFLETEBİLİR'

Rusya-Suriye-İran ittifakının bölgede hızla alan kazanması ve ABD'nin IŞİD'e karşı mücadeleye öncelik vermesinin, Türkiye'nin Suriye politikasında temel değişikliklere gitmesine yol açmış olabileceğinin belirtildiği rapora göre, "Türkiye bu sebeple, Suriye'nin müttefikleriyle siyasi sonucu şekillendirmeyi umut ederek diplomatik ilişkilere açık bir yaklaşım benimsedi."

Raporda Türkiye, Rusya ve İran'ın, Suriye'de krizi sonlandırmak adına Astana'da oluşturdukları üçlü mekanizmanın amacı, tarafların 'Kuzey Suriye'deki nüfuz alanlarını örtülü bir şekilde belirlemek' olarak yorumlandı.

Rapora göre, "Türkiye, bu gibi anlaşmaların olası bir sonucu olarak, bir yandan ülkenin diğer bölgelerindeki Esad karşıtı asilere desteğini hafifletirken, diğer yandan da Suriyeli Kürt gruplarının kazanımlarını durdurmak ve belki de tersine çevirmek istediği, sınıra yakın bölgelerde daha fazla hareket özgürlüğü iddia edebilir."

YPG'NİN 'DOĞRUDAN' SİLANLANDIRILMASI

Raporda öne çıkan bir başka önemli başlık da, ABD'nin PKK'nın Suriye kolu YPG ile eşgüdüm halinde yürüttüğü Rakka operasyonu oldu. Buna göre operasyon, YPG öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) askeri desteği arttırabilir, hatta doğrudan oluşumun başat unsuru olan YPG'nin silahlandırılması da gündeme gelebilir.

Raporda hala belirsizliğini koruyan bazı sorular şu şekilde sıralandı:
  • ABD desteği olsun veya olmasın, Türk destekli kuvvetler, Suriye topraklarındaki konumlarını ve ilerleyişlerini hangi noktaya kadar sürdürecekler?
  • Türkiye, çeşitli devlet ve devlet dışı aktörler ve yerel nüfusa yönelik ne tür angajman kurallarını devreye sokacak?
  • Türkiye; Rusya, İran ve Suriye dahil olmak üzere diğer önemli paydaşlarla olan ilişkilerini de göz önünde bulundurarak Suriye, Irak ve bölgenin tamamındaki askeri operasyonlarını politik hedeflerine nasıl bağlayabilir?
Mustafa Birol Guger

aydinlik.com.tr / 20.4.2017