27 Nisan 2017 Perşembe

NOTAM ve/veya Oy'umuzu Çalmışlar?!

Mehmet GÜLERYÜZ- YENİ DÜZEN
Tual Üzerine Yağlıboya


(ya da Erdoğan'ı, Menderes gibi asmak mümkün mü ve/veya Erdoğan niçin meydanlarda, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" mısra'sını halka büyük harflerle okutuyor?!)

"Büyüklük odur ki, hiç kimseye iltifat etmeyeceksin, hiç kimseyi aldatmayacaksın, memleket için gerçek ülkü neyse onu görecek, o hedefe yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır. Herkes seni yolundan çevirmeye çalışacaktır. İşte sen bunda karşı koyuşları yok eden olacaksın. Önüne sayılamayacak güçlükler yığacaklardır. Kendini büyük değil küçük, zayıf, araçsız, 'Hiç' sayarak, kimseden yardım gelmeyeceğine inanarak bu güçlükleri aşacaksın. Ondan sonra sana büyüksün derlerse, bunu diyenlere de güleceksin.”

“İki Mustafa Kemâl vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemâl… İkinci Mustafa Kemâl, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemâl sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemâl odur!”

“Beni görmek demek mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız bu yeterlidir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk

"İnsanları yücelten iki büyük meziyet vardır: Erkeğin cesur kadının namuslu olması. Bu iki meziyetin yanında hem erkeği, hem kadını şereflendiren bir meziyet vardır. İcabında tereddütsüz canını feda edebilecek kadar vatanına bağlı olmak. İşte Türkler bu meziyetlere ve fazilete sahip kahramanlardır. Bundan dolayıdır ki Türkler öldürülebilir, lakin mağlup edilemezler."
Napoléon Bonaparte

DURUM

Manzara-i umumiye:

23 Nisan / 7 Mayıs tarihlerinde Fransa sandık başına gidecek ve yeni Cumhurbaşkanı'nı seçecek.
AB'ye tamam mı yoksa Brexit mi?

19 Mayıs'ta, İran'da Cumhurbaşkanlığı seçimleri var.
Nükleer kıyamet kapsamında bu seçim'in sonuç'u da önemli.
ABD'yi tahrik edecek, kafa tutacak iliştirilmiş bir başkan (Ahmedinecad) her şeyi değiştirebilir.

8 Haziran'da İngiltere'de erken seçim var.
Brexit / AB makası çerçevesinde, Acem Barzan Kıyamet'e akan süreç'te bir başka önemli seçim takvim'i.

24 Eylül'de ise Almanya'da genel seçimler var.
Avrupa'da yükselen radikal sağ rüzgar çerçevesi'nde bu seçim süreç'i de önemli.

Neo II. Dünya Savaşı'nın içinde geçmek mi yoksa AB köprüsünü yeniden ayak'a kaldırmak mı?!

Kaldı ki, 16 Nisan'da Türkiye'de sandık'tan ne çıktığı ortada:
(Kontrollü) KAOS.
Destabilizasyon.
Kürede, İran'la savaş bağlamında Neo 28 Şubat rüzgarı ayak'a kalkıyor ise yek tek parametre'ler ortada.
...
Bugün 20 Nisan.
16 Nisan sandık sonuç'u tartışmaları bitmedi.
CHP'liler diyor ki:
"Ak Partililer oy'larımızı çalmışlar!"

Oy'u çalmamış olsalar ne değişecek!?:))
Gel de gülme.

Ülkeyi çaldılar, BOP'ta yağmaladılar, oy çalmışlar çok mu?!

Kaldı ki, Acarkent'ten izin almadan, Gül onaylamadan CHP sine-i millete dönebilir mi?!

Kukla ve kuklacı.

Bu sabah kulak misafiri olduğum pazarcı esnafından yek'i diyordu ki:
"Adam girdiği her seçimi kazanıyor, yirmi seçim de oy çalınarak kazanılır mı?!"

Karşı tarafın anladığı bu!

Bu nokta'da cevabı aranması gerekli basit soru:

Engelsiz BOP koşusunda Erdoğan neden yek kazanan ve/veya 16 Nisan sandık'ı üzerinden ülkeyi hangi el karıştırıyor?

Türkiye tamamı ile dış dinamikler üzerinden yönlendiriliyor ise bu ortamda Ak Parti'nin istemeyeceği yek şey, sandık'ta hile.

Bahçeli'nin ülkeyi bir anda referandum'a götürme kararı üzerinden 16 Nisan sandık'ına bakılacak olursa, hangi el'in Türkiye'yi karıştırdığı çok net olarak ortaya çıkar.

Batı Roma istihbarat "MI9".

Ne var ki, bu nokta'da yabancı düşmanlığı da yersiz.
Kimse kimseye, zorla rüşvet vermiyor, iktidar koltuğuna gel otur demiyor.
Tezek'le yapılan neyle yıkılır?!
...
Kimi okur diyor ki, "HM'den başka Erdoğan'ı savunan kalmadı!"

Nereden baktığınızla alakalı!

Az bilmek insanı mutlu eder diye boşuna dememişler.

Daha önce çok yazdık, yazar elinden gelenden fazlasını yapıyor, okur da kendini süreç'i anlamak için zorlamalı.

Şifreli, telgraf gibi yazıyor diyenler için daha açık yazalım, konjonktür şu an müsait:

Soru 1:
Erdoğan'ı, Menderes gibi asmak mümkün mü?
El cevap: ?!

Soru 2:
Eski Türk filmlerinden çıkma figür, kokteyl adamı Menderes'ten Başbakan üreten sistem, neden asılmasına engel olamadı?!
El cevap:

Soru 3:
Erdoğan niçin meydanlarda, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" mısra'sını halka büyük harflerle okutuyor?!
El cevap:
İlk soru'dan başlayalım:

Erdoğan'ı, Menderes gibi asamazsınız çünkü; bu sorunun cevabı üçüncü sorunun cevabının içinde gizli.

Beraber yürüdüler bu yollarda Acarkent familya ile birlikte!

Erdoğan'ı Menderes gibi tutuklayıp yargılamaya kalksanız, yapacağı savunmada kaç kişinin kellesi düşer İstanbul dukalığından?

O sebep'ten Erdoğan'ı Menderes gibi asmak mümkün değil!

Olsa olsa Özal gibi hakka yürür.

Kaldı ki, Erdoğan da kiminle ne iş yaptığına dair özel bir kayıt tutuyor ise idam'lık hikaye o kadar basit değil!

Erdoğan üzerinden rüşvet kaydını CIA (Gehlen ekibi) tutuyor ise o iş o kadar da basit değil.

Kokteyl adamı Menderes'ten Başbakan üreten "sistem", Belediye Başkanı'ndan Başbakan, Cumhurbaşkanı üretirken çok mutluydu, şimdi mutsuz ise neden?!

Türkiye yağmalanırken kimler o yağmaya ortak olmuş, sır değil!

Geçmişte çok yazdık, fil yavrusu yiyenler İsrail / İran makas'ında diye.
...
Anlaşılmama ihtimaline karşı daha açık yazalım:

CHP'lilere sokakta "Hırsız Tayyip" diye bağırtıyorlar.

Vatandaş da zannediyor ki, yek hırsız Tayyip!

O giderse her şey güllük gülistanlık olacak.

Fox Ana Haber'de, Koray Aydın için usta siyasetçi yorumunu yapıyordu, 16 Nisan öncesinde Fatih Portakal.

Gel de gülme.

Koray Aydın kaç yılla yargılandı, o hırsız değil mi?!

Gürsel Tekin ne kadar temiz?!

Aziz Kocaoğlu'nun devraldığı Piriştina ekibi ne kadar ak?!

Şişli Belediyesi'nin dışarı saçılan pislikleri vb.

Liste uzun!

Erdoğan ne diyor, kime diyor, "Beraber yürüdük biz bu yollarda" diye.

1994'ten bu yana "ne istedilerse verdiği" İstanbul dükalığına, Acarkent familyaya.

Gaz alıp BOP'a can veren Sözcü'nün taşıyıcı patronları malum, finansörleri kimler!?

Meral Akşener, Acarkent gazı ile Erdoğan'ın yerine gelebilir mi?!

Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanlığı'ndan başlayarak Acarkent familya'nın güvenini kazanarak yem yedi, hem yedirdi hem de bu noktalara yükseldi!

Şimdi hepsinin kelle İsrail / İran makasında, Erdoğan'a Erbakan operasyonu yaparak yırtmak mümkün değil!

Amaç hırsızlıkla mücadele olsaydı, Gökçek ne kadar ak?!
...

Erdoğan'ın girdiği her seçimi neden kazandırıl'dığı malum!
Acem HAARP.

BOP'çulara deliğe süpürülmeme karşılığında verdiği "İran'la savaş" sözü.

16 Nisan ertesi gün Erdoğan'ın önüne konulan menü'de yek gündem maddesi var: Acem Harp.

BOP'un final sahnesinde Erdoğan'ın mazeret üretecek takati var mı?!

Yok.

İran'la savaş sözünü tutmamak için Erdoğan'ın elinden gelse oyları "Hayır" tarafından değil, "Evet" tarafından çalardı değil mi?!

YSK kimin emrinde, Gül'ün mü Erdoğan'ın mı?!

Brexit yek gündem.
Brexit / Meteo 28 Şubat çerçevesinde Türkiye'yi "rüşvet alanlar, yolsuzluk cenneti"ne çevirenler'in mecburiyetleri karıştırıyor.

Yakın geçmişte, Acarkent'ten Mustafa Sarıgül PR'ı yapan Nedim Şener'e operasyonu deşifre ettiğimizde, Acarkent familya rahatsız olmadı mı?!

Mahkemede Şener'i sözde savunan avukat'ı niçin magandalaştı?!

Bakmak ve de görmek farkı.

O gün bunları nereden çıkartıyorsun diyenler, bugünkü tablo'yu gördükleri halde utanıyorlar mı ya da geri adım atan var mı?!

İyilikten doğan maraz.

Lut kavmi durduk yere helak edilmedi.
...

Avrupa'da derinleşen güvenlik açığı ve de eşzamanlı yükselen radikal sağ akımlar üzerinden Türkiye'ye bakılacak olursa:

AKP, Bahçeli'nin ani seçim kararı üzerinden geldi.

Erdoğan, NATO, Kanarya Locası ve de Acarkent familya üzerinden Başbakanlığa yürüdü.

Aziz Yıldırım'ın gazetecileri aynı zamanda Erdoğan'ın yazarcıkları değil mi?!

AKP, Uzan'ın 72 günde 7,2 oy alan GP'si üzerinden, aldığı oy oranının iki katı milletvekili çıkarttı ve kanun yapma yetkisini elde etti.

Giyotin'i bulanın giyotin'le idam edilmesi gibi Uzan da AKP'nin çıkarttığı kanun ile infaz edildi.

Avrupa ses çıkartmadı, sebepsiz değil!

Cem Uzan, Baykal'ın deyişi ile eski yöntemler (rüşvet) ile sorun çözmeye kalktı, AKP'yi tasfiye etmek varken, kendi kendini tasfiye etti, kaybetti.

Zapsu'nun aracılığı ile yapılan sorun çözme toplantıları 2 milyar dolardan başlıyordu, Melih Gökçek ile yargı üzerinden yapılan pazarlıkların sonu ise Türkiye'den Fransa'ya kaçak hayatı ile son buldu.

2005 yazında ABD'den Türkiye'ye gelip "AKP'yi kim yıkacak?" sorusuna cevap arayanlar, geriye kötü notlarla döndüler.

"Bugün aslında dündü" ise 2005 sıcak yaz'ında AKP'yi yıkmak varken kazan & kazan oynayanların kelleri İsrail / İran makası üzerinden gövdesinden ayrık diye bakmak mümkün.

Apo İmralı'da yüksek koruma duvarının ardında yaşarken, Paris'te yaşayanlar ne kadar güvende?!
...

NOTAM?!

2007 öncesinde yazmıştık, yeri geldi tekrar edelim:

AKP'yi yıkmayı reddedip, kazan & kazan oynayan Cem Uzan 2017'de yaşıyor mu?!

Yüksek akıl ürünü kurnazlık ile kalbine çizik attırıp askerlikten yırtan Cem Uzan, 2017'de yırtabilir mi?!

Paris'te rehin.

Kemal Uzan ya da Hakan Uzan değil, Cem Uzan, Erdoğan'ı AKP'yi yolcu etmez ise ilk elden kendisi yolcu değil mi?!

Erdoğan'ı yıkmayı, indirmeyi başaramaz ise Melih Gökçek'in baş'ı 2017'de gövdesinin üzerinde kalabilir mi?!

(Şimdilerde Ahmet Hakan'la şakalaşan Gökçek, bana hırsız diyorlar ama belgesi nerede, kaldı ki, küçük işlerle olmaz büyük vurgunlar diye bana cevap verdiğinde, star'daki makam odamda kendisine demiştim ki, büyük işlerden büyük rüşvetler çıkar, onları da o rüşveti veren istihbarat servisleri kayda alır, istediklerini elde edemediklerinde medya'ya servis ederler. Siemens'i küçümsememek lazım demiştim. Başını önüne eğdi, sustu.)

Alman madalyalı Cüneyt Zapsu, AKP iktidarında istihbaratın iş dünyası içinden bilgi toplamak için kullandığı süper ego narsist şahsiyet!

Enver'i korumayan Alman, Zapsu için çıkarlarını zora sokar mı?!

Kaldı ki, AKP iktidarında Zapsu'nun dahil olmadığı büyük rüşvet, aracılık işi var mı?!

Zapsu'nun aracılık ettiği tüm akçasal işlerde MİT kayıt yapmış ise basit soru ortada:

Türkiye'yi yolsuzluk cumhuriyetine çeviren kimler ve/veya 15 Temmuz hangi güvenlik açıkları üzerinden geldi?!

Türkiye yağmalanırken erkete'de kimler vardı?!

Avrupa'da büyük güvenlik açığı var ise ABD'nin BOP'taki batağı 6,5 trilyon doları geçiyor ise AKP zengini milyar dolarlık adamların kelleleri İsrail / İran makasında, diye söylemek, altını çizmek müneccimlik olmasa gerek.

Onlar kazanacak, yağmalayacak diye küre yeni bir dünya savaşının içinden geçiyor.

Neden eskiden olduğu gibi sesin gür çıkmayan okur için cevap ortada:

AKP'yi, Erdoğan'ı, Gülen'i başımıza taç edenlerin sesleri, cıyaklamaları daha net duyulsun diye!

Kaldı ki, süreç banlama değil banlatma, acı acı bağırtma süreç'i.

Erdoğan'ın sırtından Türkiye'de ve Dünya'da güvenlik açığı üretenler, A'dan Z'ye İsrail / İran makası üzerinden (Neo çevreci) temizlik sayfasında.
...
Recm?!

Erdoğan'a ilk taş'ı atacak olan yakın çevreye bakalım:

Abdullah Gül, Melih Gökçek, Rifat Hisarcıklıoğlu, Zafer Çağlayan, Sinan Aygün, Recep Tayyip Erdoğan.

Bu zincir'i en zayıf yek halkasından tutup tavana astılar.

Zarrab davasına ya da Zarrab yargılama süreç'i çerçevesinde ABD'de tutuklanan Halk bankası genel müdür yardımcı operasyonuna şöyle bakmak da mümkün:

Abdullah Gül bir uç'undan çekecek, Erdoğan diğer uç'undan...

Büyük ermeni kürt devleti operasyonu.

Rüşvet zinciri üzerinden Türkiye Suriye bataklığında, İran'la burun buruna.

16 Nisan öncesinde Halk Tv ekranında, Melih Gökçek'in eski muhasebecisi Ali Babacan'ı büyük ekonomist diye Yılmaz Özdil'e övdürtüyorlardı.

Bir başka zehirli bilgi.

BOP'u bu kafalarla tasfiye etmek mümkün mü?!

Medya üzerinden bakılacak olursa:

Aydın Doğan, Erdoğan'la kazan & kazan oynadı.

AKP'yi yıkmak varken büyüttü, herkesin başına bela etti.

Varlık balonu çerçevesinde Alman Merkez Bankası üzerinden Aydın Doğan, batık Dışbank'ı sattı, parasını akladı.

Nitelikli dolandırıcılıktan içeri almak mümkün değil mi?!

Almanlar'ın dediğini yapmaz ise öyle!

2007 öncesinde Doğan Medya Grubu'nu 3 milyar dolara Cem Uzan'a satma, ki bu rakam daha sonra 5 milyara çıkartıldı, Ürdün Kralı da işin içindeydi, sonra bu satış da deşifre oldu, patladı, Fatih Çekirge'nin Gül'ün Çankaya'ya çıkartılma süreç'i çerçevesinde Hürriyet'e yazar yapılması, başlı başına ulusal güvenlik ihlali.

Şu hali ile Vehbi Koç olma hayali kuran Aydın Doğan yaşıyor mu, diye sormak yersiz!

Dalan benzer hikaye!

Görüldüğü ve anlaşıldığı üzere uzun yol'dan geliyoruz, boş laf değil.
Kimi kayıkçı kavgası yaptı, kimisi gaz aldı caz yaptı.
BOP'ta çevrilmedik fırıldak kalmadı, şimdi hepsi son can'ında.
...

"Erdoğan'ı, Menderes gibi asmak mümkün değil" argümanının quantum matematik'teki cevabı ortada!

Kaldı ki, Erdoğan'ın 2007 öncesinde ABD açıklarında bir yük gemisi içinde ağzına kadar narkotik ürünle yakalanmış bir kargosu var.

CIA'nın üstüne çöktüğü, Zapsu'nun operasyonu engellediği.

Şöyle bakmak da mümkün:

Afganistan üzerinden (Gehlen ekibinin) CIA uyuşturucu yüklettiği Erdoğan'a ait gemiciği yine CIA yakalayıp, kayda aldı.

Alman madalyalı Zapsu da, Erdoğan'ı o süreç'te kurtardı.

Buna istihbarat savaşlarında operasyon diyorlar.

Amaç'a giden yol'da her şey meşru ise CIA da AKP'yi ve tüm rüşvet ortaklarını kullanmaya devam etti.

15 Temmuz gecesi yaşanan kalkışmanın güvenlik açıkları ortada!

Gülen de Erdoğan da CIA'nın uşakları!

Bir diğeri?!

Saddam'ı devirdiklerinde yağmalanan dolar'lar, Türkiye'deki dolar'lar ile el değiştirdi.

Daha açık ifade ile gerçek dolar kalıbı ile basılan sahte gerçek Amerikan dolarları vardı, onlarla değiştirildi, (2) milyar dolarlık bir operasyondu.

ABD'den güvenlik uzmanları geldi (FBI), Erdoğan anında açıklama yaptı:
"Benim o konu ile bir alakam yok."

CIA Gehlen ekibi bir kez daha Erdoğan'ı avladı.
Kaldı ki, gerçek Amerikan doları kalıplarını AKP'lilerin eline veren de Gehlen ekibi idi.
Bu da bir başka operasyon!
CD vb.

İstihbarat Savaşları'nda, Zapsu üzerinden "Deliğe süpürmeyin İran operasyonunda kullanın" ricası çerçevesi'nde, Erdoğan zaten istihbari yüksek yargı'nın huzurunda.

JANUS.

Menderes'ten yek farkı, İmralı'da değil daha farklı bir mahkemede yargılanıyor, hepsi bu!

"Beraber yürüdük biz bu yollarda" nakaratını da o mahkeme salonundan yapılmış bir mesaj olarak görmek, okumak da mümkün:

"Ben gidersem sizler de BOP çukuruna gidersiniz" alt mesajı!

Velev ki, Menderes gibi yargılamaya kalktınız, Öcalan'ı korumak için kurulan koruma zincirinin on katından fazlasını hazırlamak lazım ki, Erdoğan'ı yargılayabilesiniz!

Ölmeden savunmasını tamamlayabilsin!

Ömer Lütfi Topal, güvenlik bürokrasisine yüklüce rüşvet verdi, ödemeler yaptı, ne zamanki başı belaya girdi, yardım istedi, çözülmesi zor bir sorundu, sorunu çözmek yerine Topal'ı temizlemeyi tercih etti, rüşvet'i alanlar.

Erdoğan, Acarkent de benzer hikaye!

Amaç, İran'la savaş zorlamasından Türkiye'yi çıkartmak ise şartlar ortada!

Amaç, Türkiye'yi parçalatmadan çözüm üretmek ise tablo ortada!

Hürriyet'in 17 Nisan sabahki manşeti neydi; Sistem değişikliği!

Sistem değişikliğinden kastedilen düz okunacak olursa yapılan anayasal değişiklik, yüksek siyaset okuması ise malum:

Ya AB köprüsünü ayağa kaldırırsınız ya da 2. Dünya Savaşı Ateş'inde yanarsınız, 28 Şubat rüzgarı üzerinden gayya kuyusuna doğru iteklenirsiniz.

Kaldı ki, rüşvet çarkı'nın içinde dolanan, kendine ekmek arayan emekli paşa, emniyetçi, gazeteci, siyasetçi, yüksek bürokrat zevat da bu zincir'in iç / dış halkası, yani Acarkent bu mana!

Cindoruk vakti zamanında, bu satırların yazarına, İtalya mafya devlettir, Japonya da öyle, ABD de bir yönü ile öyledir ama Türkiye değil demişti.

BOP'ta Türkiye için aynı şeyi söylemek mümkün değil!

Beş Yıldız Lüks Rüşvet City.
...
Ve...
Son olarak...

Erdoğan, Erdoğan değil!

Doğru okumak elzem.

Hatalı rota yüzünden Eczacıbaşı'nın üst düzey yöneticilerini taşıyan helikopter düştü, ölenler öldü, kim ne anladı?!

Polis helikopteri düştü, teknik diyorlar.

Diyarbakır'daki patlama öncesinde de benzer lakırdılar yükselmişti, sonra duvarı delip bombayı döşemişler bilgisi geldi.

Eşzamanlı Yunanistan'da helikopter düştü.

Rastlantının bu kadarı rüşvet'ten kaynaklı güvenlik açığına girer.

Soru:
Neden 23 Cent'lik, 1 Dolar'lık can'lar ölüyor da, milyar dolarlık yağmacılar ve onların veletleri dimdik ayakta?!

Soru bu ise cevap içinden geçmekte olduğumuz alacakaranlık kuşağının içinde saklı!

Ezcümle:
7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ne demişti, "Asmasaydık da beslese miydik?"

28 Şubat'ın beslemeleri bunlar.

Türkiye'yi BOP götürüyor.

2019'a kadar Türkiye'de de küre'de de huzurlu gün yok.

Rüşvet alanlardan kaynaklı acem barzan alacakaranlık kuşağı.

Ölen ölür kalan sağlar sağ mıdır?!
İçinden geçiyoruz yeniden zamanın.

Nokta.

20 Nisan 2017
@Hayrullah Mahmud