Amerika, bölgeye dönmenin fırsatlarını aradığı, bundan bir ay kadar önce, Şam’da patlayan bombalardan anlaşılmıştı.
Halep’in Rusya ve Suriye işbirliği ile temizlenmesi; Amerika’nın Suriye’deki varlığı yönünden büyük eksiklik yaratmıştı. Rusya’ya, Suriye’de bulunma meşruiyetini güçlendirmişti.
Suriye ordusu, Kuzey Suriye’deki ve Şam kırsalındaki temizlikten sonra Rakka’ya yönelecekti. Suriye ordusunu Şam’da kalmaya zorlayan bu bombalamalar, CIA’nın kontrolündeki El Nusra tarafından atılmıştı. (Kendi açıklamalarından)
Bilindiği gibi Halep’ten çıkarılan terör grupları İdlip’te konuşlandı. Bir bakıma Suriye ve Rusya teröristleri bir bölgede (İdlip) toplanmasını planlıyordu. Öyle de oldu.
Suriye’nin terörden temizlenmesi için İdlip’te temizlik Suriye devletinin bekası için şarttı.
Durumu herkesten daha iyi bilen CIA harekete geçti. Kimyasal provokasyon başlatıldı. Amerikan savaş makinası CNN İnternational, Astana Sürecini imha edecek yayınlara hız verdi. Tıpkı Saddam’a yapılan medya operasyonu Esad için sürdürüldü.
El Nusra terör örgütünün bir diğer özelliği; içinde en fazla yabancı barındırmasıdır. Afgan, Libya, Avrupa, CIA gibi…
Siyasal iktidarın, “Katil Esad Söylemi” Suriye’deki Türkiye aleyhtarı terör örgütlerinin temizlenmesinin önüne set çekti.
Bu söylem; Fırat’ın doğusunu PKK,PYD, YPG ve Amerika’ya, Fırat’ın Batısını Rusya’ya ve Güneyine de Suriye devlet ordusunun yerleşmesine sebep oldu.
Önce şunu bilmek gerekir; Rusya Genelkurmay Başkanı ve Suriye devlet başkanlarının resmi açıklamalarını yok sayan, Katil Esad Söylemcileri, genlerindeki Amerikancılığa GERİ dönmek için Kimyasal Provokasyonuna sarıldılar.
İdlip kimyasal provokasyonunun üç temel amacı vardı.
- Astana Sürecini durdurmak, İran, Rusya, Türkiye işbirliğinin önünü kesmek,
- Türkiye Rusya arasında gelişen ilişkileri dinamitlemek,
- ABD’nin bölgede yapacağı eylem ve söylemlere meşruiyet kazandırmaktır.
Katil Esad Söylemi; Türkiye’yi adım adım Amerika’nın kucağına atma söylemidir. Amerikancı genlere dönüştür.
Suriye’nin Moskova Büyükelçisi Haddad, Türkiye’nin Suriye’deki terör guruplarına destek vermeye devam ettiğini açıkladı. Pravda’da, çıkan bazı yazılarda da, bu tür konular üzerinde durulduğu görüldü.
Rusya’yı rahatsız eden sadece Katil Esad Söylemi değildir. Asıl sorun; Türkiye’nin Karadeniz’de Amerikan siyasetlerini sürdürmesidir.
Karadeniz’i NATO Gölü yapmak, Kırım için Amerikan söylemlerini sürdürmek ve Kırımdan kalkan gemileri Türk limanlarına sokmamaktır.
Rusya ile ilişkilerde yol alınamaması bu ve buna benzeyen sebeplerden ötürüdür.
Irak’ta Sancar için Dicle Kalkanı Harekâtına hazırlanıyoruz.
Gereklidir. Ancak Suriye’de yaptığımız gibi Katil Abadi veya Şia Abadi söylemiyle yola çıkarsak, gene önümüzün tıkanacağını görmek için kâhin olmaya gerek yok.
Başka ülkelerin hukukuna saygı göstermezsek, onlar da bizim hukukumuza saygı göstermezler.
Bülent Esinoğlu
ulusalkanal.com.tr / 06.04.2017