23 Nisan 2017 Pazar

"Yes, be Annem"in Üzerinden 13 Yıl Geçti

Jeopolitik Kaderi Değiştirecek Bir Referandum



   24 Nisan 2004 yani günümüzden neredeyse tam 13 yıl önce Kıbrıs Türkleri bir referanduma gitti.  Bu referandumda oy kullanan Türklerin yüzde 64,90’ı sadece yaşayan nesillerin değil, gelecek nesillerin güvenlik, refah ve mutluluğunu daha da öte Anadolu yarımadasında yaşayan anavatan Türklerinin güvenliğini ve jeopolitik geleceğini etkileyecek yıkıcı sonuçları beraberinde getireceğinin farkında değildi. Zira jeopolitik körlük içindeydiler. Günü yaşıyorlardı. Kıbrıs’taki bağımsız Türk varlığına son verecek ve adadaki Türk askerlerinin geri çekilmesine neden olacak Annan Planına Evet demişlerdi. 

NASIL EVET DEDİLER?

   Annan Planı’na Hayır diyen Türklerin yüzde 35’lik kısmı, aynı kanı, aynı tarihi ve aynı kaderi paylaştıkları evetçileri kahrolarak, üzülerek anlamaya çalışıyordu. 14 Ağustos 1974’te Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde Rum EOKA B çetesi tarafından gerçekleştirilen soykırımda vahşi şekilde katledilen 126 Türk’ü nasıl unutabilirlerdi.

   Evetçilerin büyük bir bölümü sadece 1974 katliamlarını değil, geçmişte yaşanan 1963 Kanlı Noel’ini, 1964 Erenköy, Ayvasil, Küçükkaymaklı, 1967’de Boğaziçi, Yeniboğaz, Geçitkale ve daha nice Türk yerleşimlerinde EOKA’nın, Grivas’ın, Akritas Planlarının katliamlarını çoktan unutmuştu.

  Soydaşları, akrabaları sistematik bir şekilde yok edilip, Türkiye’den askeri yardım gelmesi için dualar edilirken ve Rumların dalga geçer gibi “Bekledim de Gelmedin” şarkısını radyolarda çalarken yaşadıkları kahır dolu anları unutmuşlardı. TMT (Türk Mukavemet Teşkilatını) unutmuşlardı. Kıbrıs Türkü’nün direnişinde 1958 yılından 1974 yılına kadar köprübaşı görevi yapan Erenköy’ün Bereketçilerini unutmuşlardı.

​  Bu kahramanlar Mersin Anamur’dan Erenköy’e derme çatma balıkçı tekneleriyle silah sevkıyatı yaptı, bununla da yetinmeyip bu silahların adaya dağılmasını da sağladı. Pek çoğu fırtınalarda kayboldu  ya da sahile çıktıklarında EOKA pusularında öldürüldü. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nın şehitleri ve gazilerini unutmuşlardı. 

ANAVATANDAKİ  EVETÇİLER

  Plana “hayır” diyen küçük kesim kendi vatandaşlarının bu ihanetini anlamaya çalışırken Türkiye’deki iktidarın AB rüzgarını arkasına alarak Annan Planı’nı desteklemesine ne diyeceklerini bilemiyorlardı.

​  Rauf Denktaş’ın Ergenekon gibi kumpas davalara eklenmeye çalışılmasına ne denebilirdi? “Yes, be Annem” sloganı ile Türk halkının plana evet demesinin teşvik edilmesine söyleyecekleri söz kalmamıştı.

HAYIRCI DENKTAŞ

  24 Nisan Referandumdan bir hafta önce TBMM’de bir konuşma yapan KKTC’nin kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş şöyle diyordu:

’Hayır diyeceğim. Çünkü Rumların AB ile hazırladıkları 9000 sayfalık bir paketin geleceğimizi nasıl etkileyeceğini bilmiyorum... Çünkü bu paketin içinde Meclisimizin onayından geçmeyen ancak geleceğimizi ipotek altına alacak  bir anayasa bile var... Hayır diyeceğim çünkü bu metot halkımıza hakarettir. Onun varlığını, meclisin otoritesini hiçe sayarak başka ülkelerin Kıbrıs üzerinde kendi çıkarlarını sağlamak için kurulmuş bir mega hiledir. Hayır diyeceğim. Çünkü bu plan bizi Türkiye’ye Anadolu’ya ebediyen hasret bırakacaktır.’’

JEOPOLİTİK FELAKETİ RUMLAR ÖNLEDİ

  Annan Planı felaketini Rauf Denktaş ve Türk halkının yüzde 35’lik kesiminin “hayır” oyları önleyemedi. Türklerle birlikte yaşamaya tenezzül bile etmeyen Rum halkının yüzde 76’lık kesiminin hayır oyları jeopolitik felaketi önledi. Bir siyah kuğu vakası yaşanmıştı. Talih Türklerin yüzüne gülmüştü ama ne acıdır ki bu durum ancak Rumlar sayesinde yaşanmıştı.

EVETÇİLERE TARİHTEN BİR HATIRLATMA

  4 Ağustos 1964 tarihinde Rumlar Erenköy’ü kuşatır. Başlarında Yunanistan’dan getirdikleri General Yorgo Grivas vardır.

​ Bu kuşatmaya EOKA’lı teröristlerle beraber Yunan komandoları da katılır. Kıbrıs Cumhurbaşkanı Makarios, dünyaya bir mesaj yayınlar: “Kıbrıs’ta Türkleri denize dökeceğiz!” Rum taarruzu 6 Ağustos (1964) sabahı 05.30 sularında başlar. Erenköy savunmasına TMT Kurucusu Kore Gazisi Yarbay Ali Rıza Vuruşkan ile beraber Rauf Denktaş da katılır.

  Rumlar, karadan, havadan, denizden Erenköy’ü amansız bir ateş altına alırlar. Bunun üzerine Erenköy Sancağı’ndan Türkiye’ye bir mesaj çekilir: “Son mermimize kadar kendimizi savunacağız. Ve son mermimizi de kendimize saklayacağız. Gelirseniz kurtuluruz, gelmezseniz vatan sağ olsun.” Bunun üzerine Türk uçakları Yüzbaşı Cengiz Topel’in Filo Başkanlığında keşif uçuşları yapar. 8-9 Ağustos günlerinde de Rumlara büyük zayiat verdirir ve Rum taarruzu durdurulur. Ancak Cengiz Topel’in uçağı düşürülür. Yakalanır ve işkence ile öldürülür.

TARİH İBRETLİK DERSLERLE DOLUDUR

  Türk halkı tarihten ders almasını acı çekmeden öğrenmek zorundadır. Yoksa acı çekmeye ve bedel ödemeye devam eder. İçinde bulunduğumuz neo-liberal sistemin yarattığı küresel cehalet ve ortaçağ döneminde dilerim Türk halkı tarihini iyi öğrenir ve Annan referandumundan dersler çıkarır.

  (Kıbrıs’ta yaşanan katliamlar ve Türk kahramanlıklarıyla ilgili olarak, geçen hafta elime ulaşan “Geçidi Bekleyen Sancak: Lefke Sancağı” adlı kitap takdire şayan.

​ Kitabın basımını 39. Tümen’in yönlendirmesi ile Kıbrıs’taki Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı  yapmış. Editörlüğünü Çağdaş Bayraktar’ın yaptığı kitap yakında ALİBİ yayınevinden çıkacak. Emeği geçenleri kutlarım.)

Cem Gürdeniz

Aydınlık Gazetesi, 16.4.2017