12 Ocak 2017 Perşembe

AKP’nin Hediyesi: Türkistanlı ‘Cihadçı’lar

Sıcak gündemle başlayalım. Meclisin Anayasa mesaisi başladı. Sürpriz yok: Tayyip Erdoğan kendi standartlarında.

Türkiye’yi yeni bir krize sürüklüyor.

İmalatçısını da içine çekecek şekilde.

***
Gözüm iki çevrede.
Biri: AKP Meclis grubu.
Bakalım: 1 Mart’ı tekrarlayabilecekler mi?
Umudum tükenmedi henüz.

***
Diğeri: AKP medyası.
Yazık: Yine parayı verenin düdüğü.
Yine iradesizler.
Yine münazaracı liseli gibiler.

***
Tarihlerine bakıyoruz:
Lügatlerinden “itiraz”ı atmışlar.
İki adım sonrasını konuşamıyorlar.
Gözleri sadece şefin değneğinde. Önlerini göremiyorlar.

***
Erdoğan vizesiz bir tek fikirleri yok.
Doğruları da, yanlışları da kendilerine ait değil.

***
Aslında farkındalar: Türkiye milli bir kriz sürecinde.
Yine de yaptıkları: Kazanı odunla beslemek.
Sonuç: Hiç umut vermiyorlar.

***
Bugün asıl yazı konusu başka.
Konu: “Cihadçı” Türkler.
Bir kısmı Türkiye’de. Bir kısmı da Suriye’de.
AKP iktidarı ise çıkış arayışında.
Bir büyük hatasından daha dönmeye çalışıyor.
Gerçekte: “Çıkış” zor.

***
Biraz ayrıntılara girelim.
Geçen hafta “dış” Türkleri dolaştım.
Orta Asya’dan son 70-80 yılda gelenleri.
Dernek başkanlarıyla sözcülerle konuştum.
Evlerine konuk oldum.
Sofralarına oturdum.
Kalplerini açtılar.
Teşekkür ediyorum.
Bu aşamada pek isim vermeyeceğim. Sıkıntıya girmesinler diye.
Çünkü: Öncelikle kendi tespitlerimi yazacağım.

***
Kamuoyu Balkan göçmenlerini bilir.
Kırım Tatarlarını ve Kafkasya’dan gelenleri de.
Sayıları milyonlarla ifade edilir.
Gördüğüm: Bir de Orta Asya diasporamız var.
Kendilerine topluca “Türkistanlı” diyorlar.
Özbek, Uygur, Kazak, Kırgız, Türkmen asıllılar.
Kesin sayı bilinmiyor.
Elimdeki tek tahmin: 300 bin civarında oldukları.
İsmail Cengiz’e ait. Avrasya Türk Dernekleri Federasyonu Başkanı.

***
Yerleşiklerde, önceden gelende sorun yok.
Kendi işinde gücündeler. Başarılı da olmuşlar.
Sorun: Son 6-7 yılda getirilenlerde.
“Getirildi” sözünün altını çizelim.
Daha sonra ayrıntısına gireceğim.

***
Yine İsmail Cengiz’in verdiği rakamlara bakalım.

“Suriye’de savaşan 12 bin kadar Türkistanlı var.”
“Bunun 4-5 bini Uygur. 4-5 bini de Özbek.”
“Kalanı Kırgız, Kazak...”

Hangi örgütlerin saflarında bunlar.

Söylediği: “Ağırlık IŞİD ve El Nusra’da.”

***
“Savaşçılar” bahsine devam edelim.

Bunlar tek başlarına değil.
Bazıları ailelerini de getirmiş.

Bir kısmı Suriye sahasında. Bir kısmı da Türkiye’de.

Sayı: 8-10 bin kişi.

Yani: Savaşçılarla birlikte en az 20 bin Türkistanlı.

Belirgin özellikleri:

Ya doğrudan terörün içindeler.
Ya da terörle bağlantı halindeler.

***
Anlatılan:

Kayıt yok. Devlet bunları kontrol edemiyor.
Hangi şehirdeler? Hangi evlerde kalıyorlar, belirsiz.
İstanbul’da “medreseler”i faaliyette.
Ana okulları açtılar.
Çocuklarını kendileri gibi yetiştiriyorlar.

***
Asıl sorun şu:

Türkistanlı cihadçılar sadece Esad’ı düşman görmüyor.

Reina saldırısında gördük. Türkiye de hedeflerinde.

Türkiye’yi yönetenler onlara göre “mürted”.

Yani: Dinden dönmüş.

IŞİD’in din anlayışı belli: Dinden dönenin katli vaciptir.

***
Özet: Hem “biz”denler. Hem de “biz”e düşmanlar.
Ve: Sayıları çok.
Ve de: İçimizdeler.

Çözümü ve maliyeti konuşmaya devam edeceğim.

Rafet BALLI
Aydınlık/11.01.2017