1960'larda gizli
servis ajanı olarak Türkiye'de çalışan, CIA'nın eski Ortadoğu Masası şefi Graham Fuller VATAN'a çarpıcı
açıklamalar yaptı
Son kitap
çalışması için İstanbul ve Ankara'daki özellikle hükümete yakın kesimlerle
görüşmeler yapan, eskinin CIAcısı, şimdinin teorisyeni Graham Fuller Türkiye'den ayrılmadan önce VATAN'a konuştu. Ortadoğu'nun en
tanınmış CIA uzmanı olmasına karşın hakkında çok az bilgi sahibi olunan Fuller, özellikle 1960’1ı yıllarını geçirdiği Türkiye'yle ilgili önemli
açıklamalarda bulundu. CIA'nın gücünün kendisine her
sözü söyleme özgürlüğünü verdiğini vurgulayan Fuller gerçekten de telaffuz edilmesi zor konularda bile çok rahat
konuştu. "Beni çok yordunuz ama çok ilginç bir sohbet oldu" dedi...
* Irak,
Ortadoğu'nun Vietnam'ı oldu diyebilir miyiz?
İslam dünyası
için, evet. Ama Vietnam'ın manası başlıca ABD içindi. Irak ise daha geniş bir
kesimin Vietnam'ı oldu.
* O zaman bu
hezimetin anlamı da daha büyük?
En tehlikeli tarafı
da bu olacak. Cihatçılar bunu bir zafer olarak görecek. Irak belki de iç savaşa
girecek. Ve iktidara ABD'nin yüzde yüz istemediği bir lider gelecek.
* Peki bu cihatçılar sorununu başımıza ABD açmadı mı? Hatta CIA'nın Ortadoğu Masası Şefi olarak sorumlusu bizzat siz değil misiniz?
* Peki bu cihatçılar sorununu başımıza ABD açmadı mı? Hatta CIA'nın Ortadoğu Masası Şefi olarak sorumlusu bizzat siz değil misiniz?
Efendim,
zannederim radikal İslam'ı, siyasal İslam'ı ilk olarak biz yaratmadık. Biz icat
etmedik. Ayrıca bütün dünya radikal İslam'ı Sovyetlere karşı
kullanmak istedi. Sadece ABD değil. Bütün Arap dünyası, Avrupalılar, herkes
Sovyetler bir hezimete uğrasın diye yardım ettiler. Parayla, silahla... Her
şekilde...
* Yeşil Kuşak ilk
kimin fikriydi peki? ABD'nin değil mi?
Soğuk Savaş zamanında
Sovyetler'in güneye doğru yayılmasını önlemek içindi. Fikir herhalde bizimdi.
Ama o zamanlar bütün İslam devletleri de komünizme karşı Müslümanlığın çok
güçlü bir duvar olduğunu anlamışlardı.
* Türkiye'de bu
fikrin en ateşli savunucusu olarak siz biliniyorsunuz?..
Benim için şeref
sayılabilir ama ben kabul etmiyorum. Tek bir kişi olarak bunu sahiplenemem.
Suudi Arabistan'ın da büyük katkısı vardı. Herhalde babası ben değildim. Ama
babasını kim bilir?
* CIA'nin Ortadoğu
Masası Şefi sizdiniz. En azından büyük katkı size ait değil mi?
Oldu tabii, belki bu kavram
hakkında en çok konuşan bendim. Çok da haklı bir tezdi. Çok çok doğruydu.
Komünizme karşı gerçek bir duvar oluyordu İslam.
* Bu yüzden siz de bölgede sürekli radikal İslam'ı pompaladınız?..
* Bu yüzden siz de bölgede sürekli radikal İslam'ı pompaladınız?..
Pompalamadık. Bizden evvel
Suudi Arabistan yaptı bunu. ABD'nin Afganistan üzerindeki rolü daha büyüktü.
* Peki Türkiye'yi niye kattınız bu kuşağın içine? Tam da Türkiye'de
laik bir reform oturtulmaya çalışılırken?..
Çünkü Türkiye'de çok
kuvvetli bir sol vardı. Aynı şekilde İran'da da... Hem 1950,1960'larda hem
70'lerde... Komünizm hareketi çok kuvvetliydi. Ve Türkiye'de İslam komünizme
karşı çok efektif değildi. İslam zayıf ama solculuk güçlüydü.
* Ve ABD bunu tersine çevirmeye karar verdi, değil mi?
* Ve ABD bunu tersine çevirmeye karar verdi, değil mi?
Hayır, biz
hiçbir değişim getirmedik Türkiye'de.
* Nasıl
getirmediniz? Mendereslerden bu yana sağ hükümetleri desteklemediniz mi?
Evet, doğru. Ama
aynı zamanda Türkiye'de çok güçlü bir sol hareket de vardı. Ve Türkler için de
komünizm İslam'dan daha büyük tehlike görüldü.
* Kimse durup
dururken "Aa, solculuk çok kötü bir şeymiş, vazgeçiyorum" demedi
ki... Bu ülkede bir sürü solcu ne işkencelerden geçti, kaç darbe yapıldı? Ve
bunlar hep ABD desteğiyle olmadı mı?
Evet, zannederim her zaman
ABD biraz iki şekilliydi. Bir yandan Türkiye'de demokrasinin güçlenmesini
istiyorduk. Bir yandan da komünizmi zayıflatmaya çalışıyorduk. Sanırım
çelişkili davrandık o zamanlar.
AKP islam dünyası için iyi bir örnek
* Sonuçtan memnun
musunuz peki?
Bence şu anda Türkiye çok
iyi bir noktada.
* Kişi başına
düşen milli gelir 4 bin dolar seviyesinde. Hala yolsuzluk, türban, çete
meseleleriyle uğraşılıyor. Bu sizce iyi bir sonuç mu?
Arzu edildiği
kadar gelişmediniz belki ama bu sadece Türkiye'nin problemi değil. Bütün
dünyada böyle. Bizler de çok büyük problem var. Cinayetler, çürümüşlük... Ama
siz beni nereye itmek istiyorsunuz, onu çok anlayamadım.
* Hollywood'ta
James Bond, Türkiye'de siz...
Böyle bir
şöhretim olduğunu sanmıyorum.
* Öylesiniz ve bu
coğrafyada yaşayanlar için çok önemlisiniz. Bu yüzden sadece fikirlerinizi
öğrenmeye çalışıyorum. Mesela, AKP'yi niye çok beğeniyorsunuz?
Yok, çok
beğendiğimden değil. Ama bütün İslam dünyasında İslamcı
partilerle diktatörlük arasında müthiş bir savaş var. Bu bütün bölgeyi bir
istikrarsızlığa doğru götürüyor. O bakımdan AKP gibi bir partinin iktidara
gelmesiyle artık bir nevi siyasal İslam problemi için çözüm bulunmuş oldu.
Demek ki eğer AKP kökleri İslam'dan çıkan bir parti olmasına karşın, bu sözümü
yanlış anlayabilirler ama, çok ılımlı bir İslam gibi de olsa artık entegre
oldular. Türkiye'den hariç siyasal İslam normal bir parti haline gelmedi.
* Yani AKP İslam
dünyası için iyi bir model olabilir mi?
Model lafını sevmiyorum ama
örnek diyelim. Eğer Türkiye'yi örnek görürlerse bu çok güzel olur. Bunu
İslamcılığı çok sevdiğim için söylemiyorum. Bilhassa ABD'ye, İsrail'e karşı,
yaşadıkları şartlara karşı İslam dünyasında büyük öfke var. Çok radikaller.
Bunları evcilleştirmek lazım. Bu aşağılayıcı bir tabir gibi görünebilir. Amacım
bu değil ama onların da realiteyi öğrenmesi gerekir, siyasi hayata iştirak
etmesi lazım.
ABD'ye karşı tavırlar çok yerinde oldu
* Türkiye'nin bu
süreçteki rolü nedir peki?
Türkiye'nin
tecrübesi çok oldu. Ve zannederim bu tecrübenin manası giderek Arap dünyasında
da anlaşılacak. Müttefiki ABD'ye tezkerede "Hayır"
diyebilen bir Türkiye... Şaron'a "Siz devlet terörizmi yapıyorsunuz"
diyebilen bir Türkiye... Bunu söylemeye ne ABD ne de Avrupa cesaret edebiliyor.
Ama böyle söylemek Başbakan Erdoğan'ın hakkıdır. Çok iyi yaptı. Bu bakımdan
Türkiye ABD'ye karşı asıl bağımsızlığını şimdi ifade etmeye başladı ve İslam
dünyasında da büyük tesir yaptı. İşte bu yüzden Türkiye bölgede büyük şeyler
yapabilir. Kendi tecrübesini aktararak, nasihatle, Araplarla iyi ilişkiler
kurarak İslam dünyasındaki öfkeyi yatıştırabilir.
* Bu misyonu
liberal bir parti, AKP kadar iyi yerine getiremez mi?
Maalesef İslam
dünyasında liberal, sosyal demokrat parti diye bir şey yok. Varsa da çok küçük
ve etkisiz. Türkiye'de liberaller iktidara gelirse Arap dünyasında
kimse pek dönüp de bakmaz. "Bunlar da Batı'nın
değerlerinde" der ve dikkate almazlar.
* Yani dünyanın
selameti için Türkiye'de uzun bir süre daha İslamcı bir partinin mi iktidarda
kalması gerekiyor?
Türkiye büyük
bir fedakarlık yapsın demiyorum ben. Ben diyorum ki Türkiye ilk defa İslam
dünyasında bu problemi çözmüş halde. Bunun da mutlaka diğer İslam ülkeleri için
bir manası vardır.
* Ama siz demin
aşırı radikal İslamcı hareketleri yatıştırması bakımından AKP gibi bir partinin
tercih nedeni olduğunu söylediniz...
Bunu bilhassa Avrupa iyi
anladı. Avrupa'nın ikinci dini artık İslamiyet oldu. Çok küçük bile olsa orada
da aşırı hareketler var. Bu onları kaygılandırıyor. Onlar anladılar ki Türkiye
yardım edebilir. Ben demiyorum ki İslam dünyasını yatıştırmak uğruna bunu
yapsın. Bunu kendisi için yapsın ve yaptı ve artık çözüm buldu sayılır.
Eski CIA görevlisi olarak anılmaktan hiç rahatsız değilim
Graham Fullerle Sultanahmet'teki Four Seasons Otcl'de buluştuk. Ama
kendisi orada kalmamış. "Beş yıldızlı bir otelde kalırsam İstanbul'da
olduğumu anlayamam. O yüzden mutlaka küçük bir pansiyonu tercih ederim. Ayrıca
o kadar da zengin dcğilim" dcdi. Yaşadığı ülkelerin hepsini sevmiş. Ama
Türkiye'nin yeri ayrı olmalı ki büyük kızının ismi Ankara'.
Eski CIA'cı olarak anılmaktan rahatsız değil. Tam tersi
"İşime yarıyor. Dünyayı serbestçe dolaşıyorum, isteğimi
söyleyebiliyorum" diyor.
Kemalizmin sonuna gelindi
* Sizce Türkiye'de
Kemalistler çoğunlukta değil mi?
Zannetmiyorum.
* Yani Mustafa Kemal modeli bitti mi?
* Yani Mustafa Kemal modeli bitti mi?
Mustafa Kemal çok hürmet
ettiğim bir şahıstır. Besbelli ki Türkiye'yi emperyalizmden o kurtardı. Hem de
bazı çok hayati reformları yerine getirdi. Ama bu zorunlu Batılılaşma Türk
toplumunda bazı yaralar da bıraktı. Kendi Osmanlı tarihini, İslam geleneklerini
sevenler vardı. Batılılaşma İslamiyet'i aşağılayan bir hale dönüşünce bu bir
memnuniyetsizlik yarattı. Şimdilerde ise sarkaç daha merkeze geldi. Anadolu
Kaplanları da yeni bir Türkiye içinde yeni bir rol oynamaya başladılar. Yani
bir bağdaşma var. Bu çok sağlıklı.
* Bir makalenizde
"Mustafa Kemal'in işlevi bitmiştir" dediğinizde bu ülkede pek çok
insanı ne kadar kızdırdığınızı biliyor musunuz?
Böyle bir şey söylemedim.
Zorlu bir süreç olarak sonuna geldiğini ve belki de sonuna gelmesinin iyi
olduğunu söyledim. Türkiye'ye artık yeni bir harmoni getirmek lazım.
* Mustafa Kemal
ölene kadar aslında herkes mutluydu. Cumhuriyet çocukları şapkasını takıyor,
Diyarbakır'da bile genç kızlar kısa kollularla sinemaya gidiyorlardı. Bu
enstantaneler de önemli değil mi?
Çok çarpıtılmış bir şekilde
anlatıyorsunuz. Bu benim anladığım Türk tarihi değil. Pek çok hususlarda halkın
hoşuna gitti tabii, hiç şüphesiz. Ama aynı zamanda halkın büyük bir parçası
İslam için daha hürmet görmeyi, Osmanlı tarihiyle övünmeyi istediler.
* Acaba sorun
sizin anlattıklarınızdan mı yoksa sanayileşmenin sıfır olmasından mı
kaynaklanıyordu?
Evet, bu aslında
bir tabaka rekabetiydi. Kemalistler seçkindi. Ve alt tabaka bunu
bağdaştıramadı. Aslında bir ihtilal olduğunda her zaman büyük yaralar kalır.
Her yerde bu böyledir. Türkiye'deki ihtilalde de bir
takım yaralar açıldı. Ama şimdi kapanıyor. Bağdaşma süreci şimdi yapılıyor.
40 yıldır tesbih çekerim kızımın adı Ankara
Türk usulü: Kanada'daki evimde Türk yemeği yapıyoruz. En çok da patlıcan
yemeklerinizi seviyorum. Türk edebiyatını, uzun havalarınızı çok seviyorum.
Eski dostlar: Ben Türklerin eski tüfek solcularını severdim. Onlar gerçekten
daha iyiydi. Aziz Nesin, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Ruhi Su en sevdiklerimdi.
Ankara: Büyük kızımın orta ismi. Yaratıldığında Türkiye'deydik ve isim
olarak çok hoşuma gitti. O sırada istanbul'da olmamıza rağmen Ankara daha
yerinde bir isim olarak geldi bana. Kendisi de bu ismiyle çok övünüyor.
Tesbih: 40 yıldır tespih çekerim. Eskiden sürekli anahtarlığımla
oynuyordum. Karım bir gün bunu hediye etti ve neredeyse 30 yaşımdan beri hep
elimdedir.
Komplo: Türkiye komplo teorisi üretmede Arap dünyasından daha zayıf.
Türkler yaşadıkları bölgelerde hep emir verendi. Asıl komplo teorileri ise
başka bir ülkenin hükümranlığında yaşayan halklar tarafından üretilir. Bu
konuda kimse İranlıları geçemez. Dünya seviyesinde bir numaralar.
ODTÜ: Haziran 2003'teki o protesto olayı büyük bir mesele değildi, hiç
korkmadım. Ama içimi acıtan tek bir şey oldu. Söyleyeceklerim onların hoşuna
gidebilirdi. Oysa duymak bile istemediler. Önyargıyla beni reddettiler. Bu beni
acıttı.
Devrim SEVİMAY
Vatan Gazetesi
31 Ekim 2004 Pazar