30 Ocak 2017 Pazartesi

Yaptıklarımız Yapacaklarımızın Teminatıdır

R.T.Erdoğan, başbakan olarak sınırlı yetki kullanırken, işçilere ilişkin çeşitli açıklamalar yapmıştı. Anayasa değişiklikleri onaylanırsa geniş yetkilerle acaba neler yapacak?

R.T.Erdoğan, 16 Mayıs 2003 günü yaptığı konuşmada “İş güvencesinden daha önce işyeri güvencesini sağlamak görevimiz var” dedi. (Hürriyet, 17.5.2003)

R.T.Erdoğan 16 Temmuz 2003 günü Rize’de yaptığı konuşmada şunları söyledi:

İşçi emeklisine: “Aldınız alacağınızı. Bir daha mı vereceğiz? Popülist düşünceyle bizden bir şey beklemeyin.” Memura: “Milletvekilleri kadar fedakar olun. Siz ne kadar alıyorsanız, milletvekilleri de o kadar alıyor.” İşçiye: “Benim ülkemde 5.5 milyon işsiz var. Şimdi çıkıp ‘mevcut asgari ücretle işe girmek ister misiniz?’ dersen kabul edecek milyonlarca insan var. Maaş ortalaması 1 milyarı bulan işçilerin hükümeti sıkıştırmaya hakkı yok. Olmayan para verilmez.” (Star, 17.7.2003)

ASGARİ ÜCRETLE BİRİKİM BİLE YAPILIR

R.T.Erdoğan 21 Ocak 2005 günü yaptığı konuşmada, 350 milyon liralık asgari ücretle, 5 kişilik bir ailenin bir ay boyunca çay ve simitle beslenmenin yanı sıra birikim bile yapabileceğini söyledi. (Birgün, 22.1.2005)

2008 yılı Mart ayında sosyal güvenlik alanındaki düzenlemeleri protesto eylemleri gündemdeydi. R.T.Erdoğan sendikalara ilişkin olarak şunları söyledi: “Bazıları yasa tasarısının tek bir cümlesini bile okumadan spekülasyon yaratıyor. Dürüst davranmıyorlar, yalan söylüyorlar. Kazanılmış haklar aynen devam edecek. Hiçbir şey kimseden alınmayacak. Tam aksine iyileşmiş olacak. Kimseye fildişi kulelerden bakmayız. (...) Ben sendikalara soruyorum. Bu işi siz yürütseniz bu tabloyu devam ettirebilir misiniz? Öyle sendikalar var; bir ay grev ilan ediyorlar, ikinci ay işçilerin maaşını ödeyemiyorlar. Bizdeki sendika kültürü gelişmiş değildir.” (www.milliyet.com.tr. 11.3.2008)

AYAKLAR VE BAŞLAR

R.T.Erdoğan 2008 yılı Nisan ayında 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye bir tatiller cenneti. Yılda çalışma günü 200 gün dolayında, bir günün ekonomiye maliyeti yaklaşık 2 katrilyon lira. Dünyada da 1 Mayıs her yerde resmi tatil olarak kutlanmıyor. 1 Mayıs’ı ilan ettik. Bunu bizden önceki hiçbir hükümet yapmadı. Ayakların başları yönettiği bir yerde kıyamet kopar. Her ilde valilik, toplantı ve gösterilerin yapılacağı meydanları hazırlar. İstanbul’da da mitinglerimizi hep Kazlıçeşme’de, Ankara’da Tandoğan’da, Sıhhiye’de yaptık. ‘Bize illa Kızılay’ı vereceksiniz’ demedik. İstanbul’da ‘illa Taksim’i, Sultanahmet’i vereceksiniz,’ demedik.” (Milliyet, Cumhuriyet, 23.4.2008)

2010 yılı Mayıs ayı ortalarında Zonguldak’ta Karadon Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında grizu patlaması yaşandı ve 30 işçi hayatını kaybetti. R.T.Erdoğan, “Bölge insanı bu tür üzüntülere alışık; bu mesleğe giren kardeşlerimiz böyle şeylerin olabileceğini biliyorlar; mesleğin kaderinde bu var” dedi. (Cumhuriyet, 31.5.2010)

17 Mayıs 2014 günü Soma’da Eynez Ocağı’nda meydana gelen büyük iş kazasında 301 madenci hayatını kaybetti. R.T.Erdoğan 19. yüzyıldaki maden kazalarından örnekler verdikten sonra bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: “Arkadaşlar yani biz bir defa bu tür ocaklarında, kömür ocaklarında bu olanları, lütfen buralarda bu olaylar hiç olmaz diye yorumlamayalım. Bunlar olağan şeylerdir. Literatürde iş kazası denilen bir olay vardır. Bunun yapısında fıtratında bunlar var. Hiç kaza olmayacak diye bir şey yok.” (http://haber.sol.org.tr/devlet-ve-siyaset/erdogan-bu-isin-fitratinda-var-haberi-92417)

Yıldırım KOÇ
Aydınlık/30.01.2017