Sene 1916, “Hasta Osmanlıyı rafa kaldıracak, ezilen milletlere demokrasi ve özgürlük getireceğiz” demişlerdi. Şam, Anadolu ve Irak paramparça edildi. Şam coğrafyası Suriye, Filistin, Lübnan, Ürdün diye bölündü. Ardından daha çok demokrasi daha çok özgürlük vaat edildi. Suriye’yi daha çok böldüler. Mezhepler Federasyonu tabiri o zaman tedavüle sokuldu. Bağımsız mezhep kantonları inşa edildi. Akdeniz şeridi boyunca Filistin’e bir Yahudi, Lübnan’a Hristiyan, Suriye’ye Alevi devletleri ilan edildi. Kalan iç kesimlere, Sünni, Dürzi erkler kuruldu. Suriye Arap Milli hareketi çatısı altında birleşen kuvvetler Batının Mezhep Federalizmini çöpe attı.
MEZHEP VE ETNİK FEDERASYON PLANI
Sene 2016, coğrafyamız halen kara altın denilen petrol ve çağımızın elması gaz uğruna canından ve malından olmaya devam ediyor. Kavganın merkezinde kazanılması ve kaybedilmesi stratejik olan yine Suriye var. Irak misali Suriye’ye demokrasi ve özgürlük getireceklerdi. Meselenin Suriye’nin muhtaç olduğu reformlarla ilgili olmadığını, bu söylemleri dillendirenlerin samimi olmadıklarını anlatmaya çalıştık. Suriye’yi bölmek, 100 sene önce gündeme sokulan mezhep federasyonu planını ve üst versiyonu olan etnik federasyon projelerini uygulamak istediklerini yazdık. Irak üzerinden Suriye’nin Suriye üzerinden Türkiye’nin hedef alındığını anlatmaya çalıştık. Uyarılarımıza üç maymun oldular.
Büyüyen Büyük Türkiye’yi anlamadığımızı söylediler. Türk-Kürt-Arap Sünni imparatorluk rüyasını pazarladılar. Türk-Kürt Federasyonu ile yeni bir bölgesel şahlanma teraneleri ile hariçten gazel okudular. Derin stratejilerini anlayamadığımızı iddia ettiler. Hatta utanmadan bizi hain, yabancı ülkelerin istihbaratı ile ilişkili olduğumuzu iddia edebildiler ve bize daha nice iftiralarla saldırdılar.
Suriye halkı ve devleti toprakları üzerinde mezhep veya etnik federe yapılanmalarına izin vermez, dedik. Ama, perde arkasında ABD ve Rusya anlaşmış Suriye için bağımsız bir Kürdistan kurdurma kararı almış diye yazdılar. ABD, Rusya, İsrail, Batı, İran, Esad, Barzani, Hizbullah, Suudi-Katar Hanedanlığı, Türkiye aynı potada tek hedefe çalışan robotlar misali takdim edildi. Bütün bu kuvvetler seferber olmuş Suriye sahasında Kürdistan uğruna bir tek hedefe hizmet ediyor gibi tarihin en maskara tahlilleri yapıldı. Ortaya çıkan son garip tabloda bütün bu kuvvetlerin artık federalizm istemediklerini ve Suriye’nin bölünmez bütünlüğünü arzu ettiklerini okuyoruz. ABD resmi sözcüleri, Suriye’de değil Kürdistan kısmi özerk Kürt kantonlarını bile tanımayacağını, Suriye devletinin mezhepçi bir yapıda olmamasının elzem olduğunu ifade ediyor. Suriye’yi parçalayan federal sistemleri arzu etmiyor.
SURİYE’Yİ KİM BÖLÜYOR?
Davutoğlu, İran ziyareti esnasında Suriye’nin bölünmemesi üzerine ahkam kesiyor. Rusya, Batı ve tüm camia Suriye’nin bölünmez bütünlüğü diyor. Bütün bu kuvvetler federalizme, sanal Kürdistan’a, mezhep ve etnik temelde bölünmeyi istemiyorsa, Cenevre’de bir araya gelen hükümet ve muhalefet yetkilileri aynı yönde beyanatta bulunuyorsa, herkes Suriye’nin üniter, laik, demokratik karakterine atıfta bulunuyorsa, Suriye halkının kararına ve seçimine saygılı olacağını söylüyorsa peki güzel gardaşım Suriye’yi kim bölüyor? Suriye’nin Kuzeyine bağımsız kantonlar inşa edip bağımsızlık türkülerini söyleyenler kim? Oraya yabancı askeri üsler kuran kim? Ayrılıkçı kuvvetler ile aşna fişne olan kim?
Yazalım ve tarihe not düşelim: Suriye’yi demokrasi, özgürlük ve federalizm projeleri ile bölmek isteyen Irak’ı mezhep ve etnik kökende parçalayan ABD’nin Siyonist kuvvetleridir. İsrail ve Suudi hanedanlığıdır. Ayrıca Suriye devleti ile konuşmayan, uzlaşmayan, güç birliği yapmayan ve bölgesel sorunların çözüm anahtarı olan Suriye-Türkiye işbirliğine karşı çıkanlardır. Bu kuvvetler sadece Suriye’yi bölen kuvvetler değil. Bu güruh Türkiye’nin canı ve malına kast eden terörün de sorumlularıdır.
TÜRKİYE’NİN HALİ 5 SENE ÖNCEKİ SURİYE
Türkiye’deki gelişmeler beş sene önceki Suriye’yi hatırlatıyor. Suriye’nin başkenti Dimaşk (Şam) ve ülkenin önemli kentlerinde infilak eden araçlar, tonlarca patlayıcı ile donatılan tırlar, intihar eylemleri, suikastlar, kalabalık çarşıları, okulları, üniversiteleri, hastaneleri özetle can ve mal üzerinden Suriye’yi felç ve teslim almaya çalışan terörist üst-akıl Türkiye’yi benzer bir sürece sokmaya çalışıyor. Sizi yıkamayan bir darbe size güç katar. Suriye bunun canlı örneğidir. Yıkılmayan Suriye ile birleşen Türkiye bölge tarihini farklı yazar. Milli kurtuluş mücadelesi veren Suriye ile milli kurtuluş tarihi yazmış olan Türkiye bölücü mezhep ve etnik federalizminize de terörünüze de okkalı bir çomak sokar. Bu projeye hizmet etmeyen kim varsa bölünme, ekonomik sömürü, terör ve savaşın sorumlusudur.
Mehmet YUVA
Aydınlık / 20.03.2016