17 Nisan 2016 Pazar

Memleketimden iki ‘casusluk’ hikayesi!

Adı, Ersel Ezen...

Görev yeri, Türk Silahlı Kuvvetleri...


Rütbesi, yüzbaşı...


Görevi, Diyarbakır’ın Hani ilçesinde Jandarma Komutanlığı...


Bundan tam üç yıl önce, yani 2013 yılının Nisan ayında, Fethullah Gülen Örgütü-AKP ittifakının kurbanı olarak, “İzmir Askeri Casusluk Davası” isimli kumpasta yargılandı.



Toplam 357 sanıklı bu davanın, 49 muvazzaf askerinden biriydi.

Alçakça iftiralara hedef oldu.

Kabuslarla dolu günler geçirdi.

Onuru, itibarı ayaklar altına alındı.

Yılmadı, direndi. Eşinin desteği sayesinde zor günlerde ayakta durmasını bildi.

Sonunda hakkındaki tüm suçlamaları çürüttü. Diğer sanıklarla birlikte beraat etti.

İki yıldır Hani’de görev yapıyor, terör örgütüne karşı kelle koltukta, kahramanca savaşıyordu.
Eşi ve oğlu da bu zor görevinde onu yalnız bırakmamıştı.

Komutanı olduğu jandarma binası, geçtiğimiz pazartesi akşamı 23.10’da PKK’lıların kalleş saldırısına hedef oldu.

Eli kanlı alçaklar, bomba yüklü tankerle saldırdı ve binayı havaya uçurdu.

Saldırıda, emrindeki 38 askeriyle birlikte yaralandı.

Şimdi hastanede... Bir gözünü kaybetme riskiyle karşı karşıya...

Saldırı sırasında eşi de hafif yaralandı. Oğlu ise çok şükür ki yara almadan kurtuldu.

İkide bir askerlerini soruyor ve “Ne zaman taburcu olacağım?” diyor!

***


Adı, Mustafa Tanrıverdi...

Çalıştığı yer, Makine Kimya Endüstrüsi Kurumu...

Görevi, kurumun Kırıkkale’deki Silah Fabrikası’nın Müdürlüğü...

Kamu görevlisi olduğu halde, AKP’nin kentteki bütün organizasyonlarına koşarak giden, siyasi rengini açıkça belli eden, bu sayede siyasi himaye görmeyi hedefleyen bir bürokrat...

Bu konuda o kadar rahat ki; 2013’ün Nisan ayında... Yani Yüzbaşı Ersel Ezen’in “askeri casusluk kumpası”ndan “sanık” olduğu günlerde, AKP Kırıkkale İl Başkanlığı tarafından düzenlenen “Siyaset Akademisi” toplantılarına bile katıldı.

İki hafta önce MKEK’nin milyonlarca dolar harcayarak, büyük bir gizlilikle geliştirdiği MPT-76 ve MP-5 tüfeklerine ait bilgileri 1 milyon lira karşılığında satarken suçüstü yakalandı.

Sonradan anlaşıldı ki; bu, beyefendinin ilk icraatı değil...

Daha önce de yine yüklü paralar karşılığında bir Alman silah firmasına devletin gizli bilgilerini sattığı tespit edildi.

Evinde ele geçirilen bilgisayarın ve dijital dokümanların incelenmesi sırasında, bir banka dekontu göze çarptı. Özenle sakladığı bu dekont, Mustafa Tanrıverdi’nin 2014’teki Cumhurbaşkanlığı seçimi kampanyasında Recep Tayyip Erdoğan’a 1000 lira bağış yaptığını gösteriyordu.

Hesaplarındaki paranın miktarı ve mal varlığı konusunda şimdilik bir bilgiye sahip değiliz ama... Sadece evinden çıkan nakit para 30 bin lira...

Maaşının 6 bin lira olduğunu söyleyeyim de; bu 30 bin liranın ne anlama geldiğine siz karar verin!

***
İşte; size 13,5 yıllık AKP devrinden iki “casusluk” manzarası dostlar...
Bende söz bitti... Devam edersem, mahkemelik olacağım!
İyisi mi siz devam edin!

Mustafa MUTLU
Aydınlık / 14.04.2016