14 Eylül 2014 Pazar

Altı Ok’u sosyal demokrasiye kırdırmak

Cumhuriyet Halk Partisi’nin doğuşu ve yükselişi, sosyal demokratlıkla bağlı değildir. CHP’nin doğuşu, ulusal kurtuluş savaşı vererek bağımsızlığı inşa etmek göreviyle bağlıdır. Bu özelliğin alameti de Altı Ok’tur.

Sn. Kılıçdaroğlu Altı Ok’un yeniden yorumlanacağını, CHP’nin evrensel değerlere bağlanacağını amaçladığını ilan etmiş durumda. Bunlar açıklanmaya muhtaç sözler. Her şeyden önce “evrensel değerler” pek kapalı bir deyiş. Ne tür evrensel değerlerden söz ediliyor? İslami evrensel mi, Hıristiyan evrensel mi, Batılı evrensel mi? Böyle bir sıfat gerektiğinde, seçilen nitelemenin “sosyal demokrasi” olduğu görülüyor.

SOSYAL DEMOKRASİNİN EVRENSELLİĞİ

Sosyal demokrasi adı verilen düşünce, Batı Avrupalı. Dünyanın farklı köşelerinde belirmemiş. Belirdiği Avrupa’nın da tüm ülkelerinde değil, birkaçında varlık göstermiş.

Görüş sahipleri, geçtiğimiz yüzyıl boyunca ülkelerinde pek çok kez iktidar oldular. Ama bu ülkelerde geleceği de biçimlendiren devrim gibi “sosyal reformlar” yapamadılar. Uygulamaları, dünya genelinde bir “sistem” haline de gelemedi.

Ve hatırlanmalı. Üyesi CHP’dir; ama Sosyalist Enternasyonal adlı kuruluşun yetkilileri AKP’yi kendilerine daha yakın gördüklerini gizlemeye gerek görmemişlerdir. Ve BDP gözlemci üye olarak bu yapıya kabul edilmiş durumdadır. Bu durumda eldeki evrensel değerler listesi nasıl yazılmış olabilir?

ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞLARINI SEVMEZ

Bu sosyal demokrasi, 20. yüzyılı kasıp kavuran ulusal kurtuluş savaşlarını sevmedi. Oysa bizim tarihimiz onunla başladı.

Almanya’da 1919-1925 yıllarında iktidarda sosyal demokratlar vardı. Frederich Ebert baştaydı. Ulusal kurtuluş savaşına sempatisi de desteği yoktu. Düyunu Umumiye cenderesinde, cendereyi sıkıştıran taraftaydı. İkinci dünya savaşı sonrasında dünya ulusal kurtuluş savaşlarıyla sarsıldı. Batı kaynaklı sosyal demokrasi, bu savaşçıların yanında yer almaktan ısrarla kaçındı. En sonunda, İngiltere’de 10 yıl hüküm süren Tony Blair sosyal demokrasisi, 1997 -2007 arasında Irak’ın işgaline öncülük etti; ABD’nin sağ iktidarlarıyla birlikte “uluslararası toplum” adıyla elinde sopa dünyayı kasıp kavurdu. Hem de buna 3. yol adını vererek!

Evrensel olduğu söylenen sosyal demokrasinin iki temel örneği İngiltere ile Almanya. Yavru örnekleri de İsveç ve Avusturya. Eldeki dört örnek de, “evrensel değer” üretecek ölçüde benzerlik - bütünlük sergilemiyor.  

Örneğin Almanya - Avusturya Cumhuriyet’e sahip, ama İngiltere - İsveç Krallık. Yaklaşık 40 yıl iktidarda olmalarına karşın, İsveç sosyal demokratları Krallık üzerine hiçbir şey dememiş, hiçbir şey yapmamış. Kabullenmiş. İngiltere’de de öyle.  

Oysa bizim Altı Ok omurgamızın birinci omuru Cumhuriyetçilik... Bizde saltanat ve padişahlığın durumu ve Cumhuriyet mücadelemizin önemi malum. Sosyal demokrasinin evrensel değerleri içinde bir ailenin / sülalenin / hanedanın iktidarına karşıtlık yok.

Bir ülkede aile - sülale - hanedan iktidarına “evet” demek, ilericilik olabilir mi? Bu yapı varsa, ülkede mülkiyetin, sermayenin, emeğin, ayrıcalıkların olmadığı özgür bir dünyaya kavuşmuş olduğu düşünülebilir mi? 21. yüzyılda bunu mesele etmemek, “evrensel değerler” üretmeye olanak verir mi?

DEĞERLERİ ARASINDA LAİKLİK YOK

Sosyal demokrasi bizi “din ve vicdan özgürlüğü” adı altında din - devlet işlerinin ayrılmasına davet ediyor. Ama dünyaya, Kilise örgütlenmesinin iktidarına, zenginliğine, misyonerliğine, inanç sömürücülüğüne körleşmeyi tercih eden bir resim veriyor.
 
SOSYAL DEMOKRASİNİN EVRENSEL DEĞERLERİ ARASINDA 'ALTI OK' LAİKLİĞİ YOK
 
İngiltere ve Almanya köklü sayılan bu görüş, Fransız laikliğini “katı” buluyor. Otoriter laiklik diye niteliyor. İngiliz-Amerikan modeli laikliği demokratik sayıyor. Yani hilafeti kabul edilebilir sayan bir anlayış olarak “sekülerizm” iyidir diyor. Nitekim, son sosyal demokrat Tony Blair, Ortadoğuyu kana buladıktan sonra Katolik Kilisesi’nde papaz oldu.
 
Demek ki, sosyal demokrasinin “evrensel değer”leri arasında Altı Ok laikliğinden farklı bir şey vardır. Farklı uygulamalara dem vurduğuna göre, aynı Cumhuriyetçilik gibi Laiklik de onun evrensel değerleri arasında yer almaz. Bunu da, ülkelerin tarihselliklerine bağlayıp geçer.

FİİLİ İŞGAL ile FİKRİ GASP

Gerçekten de, “ben sosyal demokratım, o yüzden Cumhuriyetçiyim, o yüzden laikliği vazgeçilmez görürüm, o yüzden bağımsızlıkçıyım” diyen gördünüz mü? Ya “sosyal demokratım, o yüzden anti-emperyalistim” diyen?

Sosyal demokrasideki “özgürlük”, “eşitlik”, “emeğin üstünlüğü” ilkeleri boş kaplara dönüşmüştür. Dönemden döneme başka türlü dolar. Günümüzde mekanı hala Batı Avrupa olan sosyal demokrasinin bu değerleri, tanımlanışları bakımından küreselcilik ve neo-liberalizm tarafından gasp edilmiş durumdadır. Altı Ok’u eskimiş sayanların, öncelikle bulanmış ve karışmış olan evrensel değerler listesine bakmaları gerekir.

Altı Ok’u Batılı/Batıcı olmayı bir türlü aşamamış sözde “evrensel değerler”in peşinde yorumlamak, Altı Oku kırmak ve CHP’yi “Yeni Türkiye”nin uyumlu muhalefeti haline getirmek demektir.
 
Prof. Dr. Birgül Ayman Güler
CHP İzmir Milletvekili
Aydınlık / 04.09.2014