23 Eylül 2014 Salı

MEHMET YUVA/ Yeni bir dünya düzeni mi?

Birinci Cihan Savaşı sonrasında, İmparatorlukların tasfiye edilmesi, Siyonist İsrail erkinin tesis edilmesi, petrolün talan edilmesi, etnik ve mezhepsel savaşların sürmesi için cetvelle çizilen sınırlar icat edildi. 1917-1920'de, yığınla gerekçe, kafalarındaki hinliğin mutlak hayat hakkı bulması önünde engel teşkil ediyordu. Sovyet (Rusya) devrimi, Türk devrimi, Suriye ve Irak devrimleri, Filistin direnişi tekerlerine çomak sokmuştu. Siyonizm'in yılmaz savaşçısı Henry Kissinger, iki gün önce Amerikan NBR radyosu ile yaptığı mülakatta ne demişti: "1919-1920 yıllarında yapılan ittifaklara binaen kurulan ulusal hudutlar bir bütün olarak yıkılmalıdır." Yani milletlerin dişi ile tırnağı ile kazandığı onur ve egemenlik rafa kaldırılmalı ve ABD, İngiltere ve İsrail ortak yapımı virüsün mutlak hegemonyası tesis edilmelidir. Birinci Dünya Savaşı ile İsrail, petrol, pazarlar elde edildi, zengin tarihi eserler yağmalandı. İkinci Dünya Savaşı ile ABD virüs gemisinin kaptan koltuğuna oturdu. İsrail tesis edildi, petrol, pazarlar, tarihi eserler talan edildi. Bunları yaparken kendi öz askeri ve idari öz gücüne itimat etmek zorunda kaldı. Çok büyük bedeller ödedi. Üçüncü Dünya Savaşını vekâleten ve hayvansal ile beşeri virüslerle sürdürmenin faydalarını öğrendi.
 
SURİYE'NİN TERÖRÜ DAĞITTIĞI DÖNEMDE
 
Geçen NATO zirvesi ve bugün de Suudi-Cidde toplantıları ile Yeni Dünya Düzeni için bir araya geliyorlar. Bu toplantılar, Suriye ve Irak halkının virüslere büyük darbeler indirdiği ve üstünlük sağladığı bir aşamada yapılıyor. Amaç kesin bir Suriye-Irak zaferine çelme atmak ve zaferi çalmak. İkinci İsrail Barzanistan'ın mümkün olan en geniş coğrafyaya yayılması ve palazlanması sağlamak. IŞİD'e karşı savaş bahanesiyle, Suriye'nin petrol ve doğalgaz zengini doğu coğrafyası mahalli Suud ve şürekâlarından teşkil etmeği planladıkları Vahhabi ordusu ile işgal etmek. Bu bölgede mevcut olan Suriye havalimanları ve askeri üslerine el koymak. Suriye'nin Türkiye ile sınır bölgesini teşkil eden Kuzeyi PYD-PKK-ÖSO ve şürekâları arasında taksim etmek. Türkiye üzerinden Suriye içinde bu bölgede tampon bölge oluşturmak. İsrail'in Golan bölgesinin tamamını işgal etmesini sağlamak. Suriye ile arasına Suriye toprakları içinde tampon bölge oluşturmak. Suriye'nin kontrolünde olan kentlerde ve bölgelerde daim kaos çıkartmak. Her on yılda bir Dünyanın başına yeni savaşlar ve virüsler musallat ettiler. Maceraperest, avcı, tarihçi ve tüccar olarak pazarlanan ABD Başkanı Theodore Roosevelt (1901-1909) ne demişti: "Yeni bir Dünya düzeni gereksinimi doğmuştur.
 
SAVAŞ ÇIKARANA NOBEL ÖDÜLÜ
 
ABD'nin her on yılda bir savaşa ihtiyacı var. Bu savaşları dışarıda yapmazsak topraklarımızda yaşamak zorunda kalırız." Nobel "Barış" komitesi, Roosevelt'in savaş ihtiyacını barış çağrısı olarak anlamış olacak ki, 1906'da Nobel Barış ödülüne layık gördü. Barış için 14 prensibin sahibi büyük devrimci olarak tedavüle sokulan, ABD Başkanı Thomas Woodrow Wilson (1913-1921) ne demişti: "Yeni bir Dünya düzenine ihtiyacımız var." Peki, her on yılda bir ve bugünde yüksek sesle telaffuz edilen 'Yeni Dünya Düzeni' nasıl olmalıydı? Wilson devam ediyor: "Bankalarımızın, şirketlerimizin Dünya pazarlarına ihtiyacı var. Pazarlar bizim olmalı. Gümrük duvarları, ABD'nin sanayi, askeri ve tarım ürünleri önünde yıkılmalıdır. Buna ulaşmak için gerekirse askeri zor kullanmaktan çekinmemeliyiz." Nobel "Barış" komitesi, "Global demokrasiyi tesis etmeye yönelik gösterdiği üstün gayretlerden" dolayı Wilson'u 1919'da Barış ödülüne uygun gördü. Bu ödül aslında Siyonizm'e hizmet edenlere verilen cesaret ödülüydü. Wilson, bütün dünya milletleri için "kendi kaderlerini özgürce tayin hakkını" savunup talep ederken, Filistin'in Siyonistlere verilmesini desteklemiş, Arap dünyasının İngiltere ve Fransa arasında paramparça edilmesine onay vermişti. Ancak hesaplayamadıkları bir husus vardı. Kibir, gaddarlık ve sahip oldukları devasa askeri güç kalplerine mühür vurmuştu. Ummadıkları taş başlarını paramparça etmişti. Hz. Davud'un sapan taşı Calut'u nasıl devirdiyse, Anadolu'da Mustafa Kemal, Suriye, Filistin, Lübnan ve Irak'ta milli ve devrimci taşlar zamane Calutlarını perişan etmişti. Zamane deccalları, Siyonist Yeni Dünya Düzeni için Afrika'ya Ebola virüsünü, Anadolu ve geniş Şam-Irak coğrafyasına Obama virüsünü saldılar. Hz. Davud'un sapan taşı onları hedef aldığında bakalım bu virüslerin ne kadarı piyasada erkeklik taslayacak?
 
Aydınlık / 11.09.2014