4 Eylül 2014 Perşembe

İmralı tutanakları 3: Kemal'e selam söyleyin

imralitutanak3-1
 
TUTANAKLAR VE HEYETTEKİLER
- 3 Nisan 2013 tarihindeki 4'üncü görüşme: Heyette BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş, BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan ve BDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder yer aldı.
 
- 14 Nisan 2013 tarihindeki 5'inci görüşme: Heyette Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder yer aldı.
 
- 24 Haziran 2013 tarihindeki 7'nci görüşme: Heyette Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan yer aldı.
 
- 17 Ağustos 2013 tarihindeki 9'uncu görüşme: Heyette Selahattin Demirtaş ve Pervin Buldan yer aldı.
 
İşte İmralı Tutanakları'nda Öcalan'ın çarpıcı ifadeleri:
 
Heyet: Tabi sizin buradaki yeriniz kadar sağlık durumunuz da önemli, sağlık ekibi, yeterli tıbbi donanım falan da olmalı.
 
Öcalan: Şimdi benim durumum Başbakan gibidir. Düşünün birkaç gün ortadan kayboldu, haber alınamadı, herkesin aklına ilk olarak sağlık durumu geldi. Yeni yerim iyidir ama 24 saatte her şey değişebilir. Bu Kürtlerde ilk defa bir Önderlik çıkıyor. Benim hep şu sözüm vardı; keşke biri çıksa da Önderliği devretsem. Osman, Şemdin, Çürükkaya bir günlük paşalık yüzünden devletini satarlar. Bir kadın için Kürdistan'ı satarlar. Gelin bir gün bunun altına girin, çatlarsınız, çok ağırdır. Devlet de beni 15 yıldır sınıyor. Artık diyoruz ki sen Kürtleri böyle güdemezsin, biz de devleti böyle taşıyamayız. Barışmak, demokratikleşmek, normalleşmek. Son 300 yıllık hikâyedir.
 
'OSMAN-BOTAN GİBİ Mİ YAPARSINIZ'
 
Öcalan: Ben nasıl bu işe girdim, (Demirtaş'a dönerek) son bölümde sizinle ilgili de değineceğim. (Gülerek) tabi siz de bana Osman-Botan gibi mi yaparsınız, ama ben tedbirliyim. Önderlik iddianız varsa ki isteğiniz, hevesiniz var, o halde donanımlı olmalısınız. Toplumsal sorunlara çözümler bulmalısınız. Çocuklarınızı seviyorsunuz tamam ama onları böyle tehlikelere açık halde bırakarak nasıl sahip çıkarsınız. İsminizi Selahaddin Eyyübi'den almışsınız, O'nun Nureddin Zengibar'la çekişmeleri, uzlaşmaları vardır. (Gülerek) İlginçtir abinizin adı da Nurettin'dir. İyi niyetlisiniz, kaçak dövüşmüyorsunuz, çok ilginçti o spiker size sorular soruyor, dersiniz, Şirin Payzın Hanım, Öcalan da sizi takip ediyor. Bazı şeyleri merak ediyorlar benimle ilgili olarak. Sizi ölçüp biçmeye, sizi sahneye çıkarmaya çalışıyorlar, sizin de buna hazırlıklı olmanız lazım, donanımlı olmanız lazım. Pervin Hanım da iyi konuşuyor ama daha hazırlıklı olmalısınız.
 
(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)
 
MHP KARŞI ÇIKABİLİR, CHP GELSE İYİ OLUR
 
Öcalan: ... Parlamentoda "Çözüm Sürecini Değerlendirme Komisyonu" kuracaklar. Bu da önemlidir. İsimle ilgili sıkıntı çıkarmayacağız, ama hakikat komisyonu gibi çalışır, onun ön hazırlığı gibi ya da. Çünkü tartıştık; sorun olmamalı!
 
MHP karşı çıkabilir. CHP gelse iyi olur. İkna etmeye çalışın, gelmezlerse ne yapalım! "Demokratikleşmenin bütün maddelerini gündeme alacak bir komisyondur" deyin CHP'ye. İşte 16 madde falan açıkladılar, bunların hepsi bu komisyonun gündeme alacağı konulardır. (Öcalan'ın kastettiği 16 madde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 26 Mart 2013 tarihinde partisinin CHP Grup Toplantısı'nda açıkladığı "Demokrasi Paketi"nin maddeleri-Aydınlık)
 
(3 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)
 
HF İLE CHP'Yİ 'YOL AYRIMINA GETİRME' GÖRÜŞMELERİ
 
Heyet: Sayın Başkan, Meclis'te komisyon kurulması sürecini izlemişsinizdir. Hükümet tıkanmıştı. Ulusalcıların ve kendi içlerindeki tepkilerin ağırlığıyla içine fenni gübre gibi her yere "terör" kelimesini serpiştirdiği bir ucube komisyon önerisi yaptı. Gerek Adalet Bakanı'yla yaptığımız görüşmelerde, gerekse HF (MİT Müsteşarı Hakan Fidan kastediliyor-Aydınlık) ile yaptığımız görüşmede, CHP'nin geçmişte verip unuttuğu böyle bir araştırma komisyonu önerisi olduğunu, eğer bunu güncellersek CHP'nin bir yol ayrımına geleceğini, önergesine sahip çıkması durumunda sürece katılmış olacağını, reddetmesi durumunda siyaseten beş paralık duruma düşeceğini önerdik. AKP başlangıçta bunun önemini kavrayamadı. Sıkıştıklarında bunu hatırladılar ve alelacele uyguladılar. Gelinen noktada AKP'nin önerisinden daha sağlıklı bir dil ve içeriğe sahip bir komisyon kurulma aşamasına gelindi. 4. yargı paketinde de çok nispi bir olumlu düzeltme yaklaşımı geliştirdiler. Yeterli değildir ama önemsiz de değildir.
 
ÖCALAN'A SELAM GÖNDEREN CHP'Lİ A.H.
 
Heyet: Başkanım, komisyon kurulmadan bir gün önce CHP'den vekil A.H. ile görüştük. Size selamı var. Newroz'da okunan mesajınızı çok beğenmiş. Derli toplu bir metin olduğunu söyledi. Yalnız 'daha çok Ortadoğu'ya ilişkin belirlemeler var. Eksik olan AB konusunda bir görüşte belirtilseydi iyi olurdu' dedi. Bireysel olarak CHP'nin sürecin içerisinde olması gerektiğini düşünüyor.
 
(CHP'de doğrudan ismi A, soyismi de H ile başlayan milletvekili yok. Ancak A.H. sıralamasına göre iki isimli bazı milletvekilleri var. Bunlar Isparta Milletvekili Ali Haydar Önen, İstanbul Milletvekili ve CHP TBMM Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi ve Samsun Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Haluk Koç bulunuyor-Aydınlık)
 
'CHP MUTLAKA SÜRECE GİRMELİDİR'
 
Öcalan: CHP'nin iyi bir sosyal demokrat parti olmasının ne kadar önemli olduğunu ben biliyorum onlar bilmiyorlar. A. Bey ve Kemal'e (Kılıçdaroğlu) selamlarımla beraber deyin ki 'Öcalan'ın Kemalizm eleştirisi yapıcıdır. Kemalizm güncellenerek faydalı olabilir. Ulusalcılar CHP'yi aşağıya çekiyorlar. Onlara deyin ki Öcalan'a destek verseydiniz, AKP'nin hegemonik yapıdan kurtulmak için komisyon önemli bir şanstır. Bu şansı kaçırmayın. Komisyona mutlaka üye vermeliler. Ayrıca deyin ki akil insanları Öcalan'la görüştüler. Bu kadar büyütmesinler. AKP'nin diktatörleşmesine izin vermeyeceğiz. Ama onlar katılırlarsa bu daha hızlı olur. Bu şansı kaçırmasınlar her iki komisyona da yavaş yavaş girmeliler. Ankara konferansında özellikle kadınlarla ortaklaşabilirler.
 
Heyet: Kendi tabanları da onları çok eleştiriyor. HDK'nın en son Dersim ve Erzincan'da yaptığı halk toplantılarında gençliklerinin CHP'nin sürece katılmaması konusunda eleştirileri var.
 
Öcalan: Evet, bunları onlara anlatmalısınız. Tekrar görüşmelisiniz. CHP mutlaka sürece girmelidir.
 
(14 Nisan 2013 tarihli görüşme tutanağından)
 
'YAŞANTINIZ NEFERTİTİ'Yİ HATIRLATIYOR'
 
Öcalan: (Pervin Buldan'a hitaben) Ben sizin için de aslında, ne övmeyi ne de yermeyi düşündüm. İhtiyacınız yok aslında. Ama yine de şahsınıza ilişkin bir şeyler söyleyeceğim.
Politika yapmak çalışmak istiyorsunuz belli. Çalışıyorsunuz da. Yararlı olacağınızı düşünüyorum. Her türlü görevde yer alabilirsiniz. Bizim kadın politikamız önemli. Kadına yaklaşımımız önemlidir. Kadınları sever sayarım. Saygı duyarım, değerlidirler. Kadınlara karşı bir prensibimiz var. Sizin yaşantınız bana tarihi olarak Mitani-Mısır firavunları döneminde yaşayan Nefertiti'yi anımsatıyor. O dönem başkent Serekaniye'dir, Nefertiti'nin eşi de öldürülüyor. O da çok güçlü bir kadın. Savaş Buldan da talihsiz bir şekilde vahşice öldürüldü. Dehak misali Kürtlerin de en akıllı ve cesur insanlarını öldürdüler. Kürt gençlerinin başını (beynini) bu şekilde yediler. Bunu, vekalet savaşını durdurmalıyız, zaten buradan yola çıkarak bu tezleri geliştirdim. Bu tarihsel bir diyalektiktir.
 
(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)
 
'BU KADAR ÇABAM ERDOĞAN'I KURTARDI'
 
Öcalan: Şimdi sizin bütün aktarımlarınıza karşılık iki önerme yapmış oldum. İzleme kurulu ve paket. İlerleme kolay olmuyor. İlerleme işte budur. Gerisi lafı güzaftır. Bu devlet Türk ve Kürt'ün dışında herkesin devleti olmuş. Paralel devlet aygıtı devleti ele geçirip Kürt-Türk boğazlaşması yarattı. Birbirimizi boğazladık, yaktık, bu devlet kimin öyleyse? Kim bu hale getirdi? Yine ciddi bir engel çıkar mı acaba? Bak işte Mısır'ı haşat ettiler. Dün de heyete söyledim, bu kadar çabam öncelikle Erdoğan'ı kurtardı. Beşir Bey'in bilmesi lazım. 1920-24'lerden sonra yaşananlar batının bugün Mısır'daki tezgâhları gibidir. Bunun için biraz büyük düşünmek gerek. Boş-dolu vakitlerinde bununla uğraşmalısın. Önderlik etmenize karşı değilim ama hazırlıklı olmalısınız.
 
(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)
 
'ÖNDERLİK NASIL OLUR SİZE ANLATAYIM'
 
Öcalan: Bireysel durumlarınızla ilgili biraz anlattım zaten, Selahaddin Eyyübi, Nureddin Zengibar meselesini. Benim kişilere yaklaşımım geneldir. PKK'deki tarzım da budur. Tecrübem var, nasıl Önderlik olunur anlatayım, örnek alın. Siz de artık biraz bu yöne girmişsiniz çünkü. Genel çözümlemelerim bellidir onları da okuyun. Diyarbakır'da doğmuşsunuz, adınız, aileniz iyidir. Ben geri çekilme kararını verirken halkı kurda kuşa yem yapmak için almadım bu kararı, baktınız böyle riskli oluyor karakol, korucular, HES'ler falan gerekirse geri çekilme yerine ileri gelinir. Kandil de siz de saflık yaptınız. Ben bu kararı alırken bunların olacağını tahmin etmedim. İmkânlarınız çoktur, değerlendirin.
 
(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)
 
ŞEMDİN SAKIK ÖRNEĞİ
 
Şemdin (Sakık), Hogir (PKK tarafından infaz edilen eski PKK'lı itirafçı Cemil Işık), Terzi Cemal (Öcalan'ın talimatıyla infaz edildiği söylenen PKK'lı Ali Ömürcan) neler yaptılar, bunların en ufak belirtisi sizde yok tabi ben herkesi bu çerçevede eleştiririm. Cuma (Cemil Bayık), Cemal (Murat Karayılan), Karasu (Mustafa Karasu) bütün arkadaşları bu çerçevede eleştiririm. Hepsi de çok fedakârdır, kahramanca direndiler, mesela Karayılan yüzlerce mayını kendisi temizledi. Olası savaş olursa tedbirli olsunlar, Sakine gibi kendilerini de vururlar. Süreç olmayabilir, görüşmeler bitti gelemiyorsunuz diyelim, tedbir alacaksınız, Ermenilerin 24 Nisanını, KCK'nin 14 Nisanını hatırlayın.
 
(17 Ağustos 2013 tarihli görüşme tutanağından)
 
Ceyhun Bozkurt / Aydınlık / 30.08.2014