İslam Devleti (İD/IŞİD) adlı terör örgütünün yeni bir Amerikalı gazetecinin kafasını keserek öldürmesi, özellikle Batı kamuoyunda büyük infiale yol açtı. Steven Sotloff adındaki gazetecinin görüntüleri sosyal medyada yoğun bir şekilde paylaşıldı ve korku rüzgarları estirildi. Ancak birçok Batılı bağımsız kaynak IŞİD’in aslında CIA ve NATO ile bağlantılı bir terör organizasyonu olduğunu yüksek sesle belirtiyor.
Konuyla ilgili gazetemize konuşan Hollandalı ortadoğu uzmanı Henk Brusselaar, IŞİD’in kurulmasında “tüm bölgeyi kapsayan ve farklı başlıklar altında özetlenebilecek tek bir hedefin olduğunu bildirdi”. Irak ve Suriye’yi, hatta Lübnan ve Türkiye’yi de içine alan bir plandan söz eden Brusselaar, ABD’nin, Irak’ta işgal süresince başaramadığı ve yarım kalan hedeflerini tamamlamak amacıyla IŞİD’i kullanmaya çalıştığını ancak bu konuda asıl hedeflediği adımları atamadığını söyledi.
İran ve Türkiye IŞİD’e engel
Brusselaar sözlerine şu şekilde devam etti: “IŞİD projesi, başta İran olmak üzere, Hizbullah ve Suriye ordularının darbesiyle sürekli olarak duraksamaktadır. Türk birlikleri de IŞİD’e engel olan güçlerden bir tanesi.”
Brusselaar’a, ‘Türk birlikleri’ derken ne kastediğini sorduğumuzda ise şunu söyledi: “Türkiye’de Türk birliklerinin operasyonlarından haberdar olduğunuzu sanıyordum, Türk ordusuna bağlı birliklerden söz ediyorum, IŞİD’e Suriye’de, ama özellikle Irak’ta engel olacak eylem içindeler. Bu konuda Irak ordusu o kadar etkili değil. ABD işgali sürecinde yapısal olarak çok güç kaybettiler çünkü. Pek bir müdahale edemiyorlar. Irak’ta asıl olarak Şiiler ve tabii İran birlikleri çok daha etkili. İran’ın gizli operasyonel birlikler gönderdiği bilgileri de var.”
Brusselaar’ın sözünü ettiği ve Irak, Suriye, Lübnan ve Türkiye’yi kapsayan planın Irak ayağı ise şu şekilde;
- Irak’ta Nuri Maliki yönetimini istikrarsızlaştırmak;
- Kürt yönetimini silahlandırmak ve bağımsızlık için bahane yaratmak;
- Irak-Suriye sınırını ortadan kaldırmak.
Suriye’de ise öncelik ülkenin kuzeyini başkarargah yaparak Suriye’ye müdahaleye bahane yaratmak.
Hollandalı ve İngiliz diğer kaynaklarımız da konuyla ilgili benzer ifadelerde bulundu. Hollanda dışişlerinde de çalışmış olan kaynağımız, İran, Hizbullah, Suriye ile birlikte IŞİD’e karşı operasyon yapan güçler arasında Türkiye’yi sayıyor. Ancak bu operasyonların boyutları ve gizliliği konusunda daha fazla ayrıntıya girmiyor.
IŞİD eylemleri Batı’ya yarıyor
Gazetemizin yazarlarından Prof. Dr. Mehmet Yuva da Amerikalı gazetecinin öldürülmesiyle dünya kamuoyunun muhtemel bir Suriye işgaline hazırlanmaya çalışıldığını belirtti. Şam Üniversitesi öğretim görevlisi Prof. Yuva, söz konusu Amerikalı gazetecinin ne zaman, kim tarafından öldürüldüğünün ve cesetlerinin akıbetinin meçhul olduğunu söyledi. Prof. Yuva sözlerine şu şekilde devam etti: “IŞİD, ABD başta olmak üzere, dünya kamuoyunun kendisine yönelik tepkisini Amerikalı gazetecileri öldürerek neden çeksin? Devlet ordularının bile yapamadığını sahada icra eden çok kimlikli ve çok istihbaratlı bu yapılanma ABD ve Batı’yı kışkırtacak bir eyleme neden girişir? Bu eylem bile IŞİD ile ABD-İsrail arasındaki koordinasyonu göstermesi açısından önemlidir” dedi.
Bush’un El Kaide’si gibi
Prof. Yuva, IŞİD’in ABD ve müttefiklerinin çıkarlarına hizmet eden bu söylem ve eylemleri ile El Kaide dönemi provokasyonları hatırlattığını söyledi ve “Bush ne zaman bir müdahale veya işgal ihtiyacı duysa El Kaide anında gerekli gerekçeleri sunardı, Usama Bin Ladin’in ABD’yi ya işgal ya da seçimlerden önce tehdit eden konuşmalarını ABD vilayetlerinde bilboardlarda canlı göstermiş ve Amerikan kamuoyu El Kaide korkusu ile faşist-işgalci ABD siyasi oteritenin tüm taleplerine ve dış politikalarına ‘güvenlik ve teröre karşı savaş’ umuduyla destek vermiştir...” şeklinde konuştu. Prof. Yuva, “IŞİD’in yabancı istihbarat servislerinin denetiminde olduğunu gösteren bir başka önemli unsurun ise, söz konusu “gazetecilerin” NATO ve ABD’nin müdahale için toplantılar düzenleyeceği, siyasi kurumların karar vereceği ve ABD’nin Suud, Katar ve özellikle Mısır gibi önemli Arap ülkelerini IŞİD’e karşı savaş bahanesiyle Suriye’ye kara operasyonlarını tartıştığı bir dönemde yapmasıdır. İkna turuna çıktığı bir dönemde yapmasıdır” dedi.
Şafak Terzi
Aydınlık / 05.09.2014