Güvenlik güçleri, 24 Temmuz’da başlayan PKK’ya yönelik operasyonlarla ilgili kapsamlı bir değerlendirme yaptı. Dünya liderliğine soyunan güçlerin Türkiye’yi kendilerine mecbur bıraktırmak için PKK’yı kullandığını belirtilerek ABD’ye işaret edilen raporda, Kandil’e yönelik operasyonlarda gelinen nokta, örgütün durumu, PKK’nın uyuşturucu ticaretindeki son durumu ve PKK’nın eylemlerini kırsala kaydırması ele alındı.
KANDİL ÇÖKERTİLDİ
Güvenlik güçlerince hazırlanan raporda PKK’ya karşı yürütülen operasyonlarda gelinen noktaya ilişkin şu bilgiler verildi:
“Terör örgütü 2011 yılında Uludere’de kaçakçılara karşı yapılan hava harekâtından sonra özellikle sınır ötesi hava harekâtına maruz kalmamıştı. Aralık 2015 ayında belirlenen il ve ilçelerde başlatılan operasyonlardan önce Kandil başta olmak üzere Irak kuzeyine ve yurt içindeki hedeflere eş zamanlı ve yoğun icra edilen hava harekatlarıyla örgüt ciddi baskı altına alınmış; İkiyaka dağları ve Doski Vadisinde yürütülen operasyonlarda BTÖ (Bölücü Terör Örgütü) çok miktarda zayiat vermişti. Bu zayiatın yanında, Irak kuzeyindeki lojistik tesisleri, yer altı (Satıhtan 15-20 metre derinlikte) silah ve mühimmat depoları, barınma alanları, sığınakları, yer üstü ağır silah mevzileri yüzde 80-85 oranında imha edildi. BTÖ lojistik ikmalinin çoğunu Suriye kuzeyindeki PYD/YPG unsurları üzerinden Irak kuzeyine getirdiyse de, aralıklarla yapılan hava taarruzlarıyla buradan da beklediklerini bulamadılar.
ŞEHİRLERDE HEZİMETE UĞRADI
‘Şehir direnişi’ adı verdikleri şehirlerde uzun bir planlama ve hazırlık dönemini müteakip giriştikleri son eylemlerinde bölücü terör örgütü, kendilerine sadece kolluk (Jandarma ve Polis) güçlerinin müdahale edeceğini ve onlara çok zayiat verdireceğini düşünmüştü. Ancak TSK’nın da içinde bulunduğu organize, müşterek operasyonlarla bu çok güvendikleri planları, hazırlıkları suya düşmüş ve birçok il ve ilçede bertaraf olmuş ve hezimete uğramıştır. Kendi liderlerinin de uygulanan stratejinin (şehir direnişleri) yanlış olduğuna dair beyanları basında sıklıkla yer almıştır. Operasyonlarda tüm güvenlik güçlerinin ortak hareket etmesi sinerji oluşturdu.
ARKASINDA BÜYÜK GÜÇLER VAR
Dünya liderliğine soyunmuş ülkeler, menfaat elde edecekleri bölge ve ülkelerde taşeron terör örgütlerini özellikle o ülkelerin şehirlerinde bir baskı ve yıpratma aracı olarak kullanacaklardır.
Bu yolla hem bu ülkeleri kendilerine mecbur hale getirme yoluna gidecekler, hem de sınırsızca ürettikleri silah ve mühimmata yeni pazarlar elde edeceklerdir. İşte buradan hareketle, Türkiye’nin dolayısıyla güvenlik kuvvetlerimizin bu dönemde pek de aşina olmadıkları bu savaş türüne mecbur da olsa girmiş olmaları, şehitlerimize ve yaşanan ve yaşanmakta olan acılara rağmen bu yönde önemli bir tecrübe kazanımına yol açmıştır.
Bölgede örgüte yakın ve büyük gelir sağlayan ‘uyuşturucu baronları’ gibi gelir kapıları da büyük darbe yemiş ve ülke sınırları içinde büyük ölçüde kesintiye uğramıştır.
HALK ÖRGÜTTEN NEFRET EDİYOR
BTÖ’nün bulundukları binalardan kaçarken bina kolonlarına yerleştirdikleri patlayıcı maddelerle içeri giren güvenlik kuvvetlerine zayiat verdirmek, engel teşkil etmesini sağlayarak zaman kazanmak maksadıyla binaları çökertmeleri, evleri, mahalleleri yaşanamaz hale getirmeleri teröristlere karşı bölge halkının geri dönülemeyecek nefretinin oluşmasına sebep olmuştur.
Bölgedeki okulları ve sağlık kurumlarını yakarak yıkarak kullanılamaz duruma getirmeleri bölge halkı tarafından tepkiyle karşılanmıştır.
ÇÖZÜLME BAŞLADI
Bölücü terör örgütü mensuplarının aralarında yaptıkları telsiz konuşmalarının bir kısmı basında da yer almıştır. Burada kalkışmayı başaramadıkları, çok kayıp verdikleri, kaçmak istedikleri gibi ifadelerde bulunmaktadırlar. Bu da örgüt içindeki çatışmayı ve çözülmeyi göstermektedir. Elebaşlarının operasyonlarda etkisiz hale getirilmesi moral olarak “Barikat ve çukur” siyasetlerini çökertmiştir. Son dönemde, terör örgütünün en tepesindeki isimlerce yapılan açıklamalar il ve ilçelerdeki çöküşün itirafı niteliğindedir.
ÖRGÜT İÇİ İNFAZLAR ARTTI
Kaçışların başlamasıyla örgüt içi infazlar arttı. Bu durum diğer teröristlerde büyük bir moral çöküntüsü oluşturmuş; zincirleme reaksiyon halinde yayılan bu çöküntü örgütün direnme gücünü kırmıştır.
Özellikle örgüte yeni katılan teröristlerin kırsaldan gelen tecrübeli teröristlerce “yemlik” olarak ön saflarda kullanılması tepkiye neden olmuş ve bu tepki kendilerini “etek ve şalvar” giyerek kaçmayı deneyecek seviyeye getirmiştir. Örgüte yeni katılımlar önemli ölçüde durmuştur. Ateşkes çağrılarının bir amacı da örgütün yeniden toparlanma çabasıdır.
ÖRGÜTÜN EYLEMLERİ KIRSALA KAYDIRILDI
İl ve ilçelerde büyük bir hezimete uğrayan BTÖ, sözde liderlerinin çağrılarıyla eylemlerini kırsala yönlendirmiş bulunmaktadırlar. Ancak başlangıçtan itibaren kar, kış, yağmur ve soğuk demeden kırsaldaki teröristlere karşı da operasyonlara ara verilmeden devam edilmektedir. Bu kapsamda teröristlerin kırsalda yürüttükleri faaliyetler, “Üs bölgelerine uzak mesafelerden ateş açarak zayiat verdirmek”, “Yol üzerindeki jandarma karakollarına ve lojmanlarına bombalı araç marifetiyle saldırılarda bulunmak”, “Askeri birliklerin üs bölgelerine giden yollarına EYP yerleştirerek kablolu düzenekle uzaktan infilak ettirmek”, “Kırsal alanda operasyon yapan TSK unsurlarına keskin nişancı tüfekleriyle ateş açmak” şeklinde gerçekleşmektedir.
HALKIN SEVGİSİNİ KAZANDIK
BTÖ’nün, bölge halkını tehditle, zor kullanarak ve karşı gelenleri öldürerek bulundukları yerlerde evlerinde kalmaya zorlama çabaları, kendilerine canlı kalkan olarak kullanma girişimleri büyük bir hezimetle sonuçlanmıştır. Burada da güvenlik kuvvetleri sabırla ve soğukkanlılıkla hareket ederek, halkın emniyetli bir şekilde tehlikeli bölgelerden tahliyesini sağlamış, halkın bu kapsamda büyük oranlarda sevgisini kazanmıştır.
TÜRKİYE’Yİ KARALAMA ÇABASI TUTMADI
Uluslararası kamuoyunda Türkiye’yi karalamak, kendi halkına ve şehirlerine zarar veren bir devlet olarak gösterme çabaları yürütülen operasyonlardaki hassasiyet ve şeffaflık ile amacına ulaşmamış; tam tersine “terör örgütü mü, değil mi?” diye kasıtlı olarak net tavır sergilemeyen bazı ülkeleri de “Evet bunlar terör örgütüdür” deme noktasına getirmiştir.
Aydınlık / 06.05.2016