PKK ile 1 Mayıs kutlayan solcularadır sözüm. Solculuğun birinci şartı, ülkesinin bağımsızlığını savunmak, emperyalizme karşı olmaktır. Obama PKK için “kara gücümüz” diyor, silah ve eğitim sağlıyorsa, PKK ile ABD arasında ulu orta düzeyinde ilişki varsa, ABD’yi kurtarıcı olarak bölgeye davet ediyorsa PKK, solculuk için başka şeyleri sorgulamaya hacet kalmamış demektir. Oysa kör solcular için bunlar bile yetmiyor. O halde solculuğun diğer kıstaslarına da bakalım.
UYUŞTURUCU!
Solculuğu uyuşturucu ile yanyana düşünebilir misiniz? Tersine, uyuşturucunun düşmanı olmaktır solculuk. PKK böyle midir?
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı (KOM) 2011 yılında, PKK tarafından üretilen, ekilen, kaçakçılığı ve dağıtımı yapılan uyuşturucuya 366 kez operasyon düzenliyor. 2.5 milyar dolar değerinde uyuşturucu ele geçiriyor. OECD Mali Eylem Görev Grubu (Financial Action Task Force) 2011 Türkiye raporunda, “Türkiye’de aklanan kara para miktarının 1.7 milyar doları bulduğu, büyük kısmının PKK’nın uyuşturucu geliri olduğu” belirtiliyor.
Avrupa Polisi EUROPOL, “Avrupa uyuşturucu pazarında ilk sırada PKK’nın yer aldığını, yıllık gelirinin 300 milyon dolar olduğunu” açıklıyor.
Hollanda, Almanya ve daha başka ülkelerin raporları ve açıklamaları da var.
Ne diyorsunuz bu duruma? Ya PKK ile organik ilişkisine rağmen, bu duruma sesini çıkarmayan HDP’ye nasıl bir anlam veriyorsunuz?
AĞALIK!
Solculuk, sadece ortaçağ kurumları olduğu için değil, emekçi sınıf ve tabakaları sömürüden, baskıdan kurtarmak, mülksüzleri mülk sahibi yapmak, ortak mülkiyeti büyütmek için de ağalığa ve aşiret ilişkilerine karşı çıkar.
PKK ve HDP’de böyle midir? PKK’nın ve HDP’nin programlarında, kongre kararlarında, HDP’nin seçim bildirgelerinde, böyle bir amaç göremezsiniz. Neredeyse bütün milletvekillerinin toprak ağası olmasının anlamını düşündünüz mü?
Bir HDP sözcüsünden toprak ağalığına karşı bir söz duydunuz mu, toprak reformundan bahsettiğini işittiniz mi? Bırakalım toprak reformunu, köylüyü ayakta tutan kurumlar satılıp kapatılırken, zirai donatım kurumları, süt enstitüleri, yem ve gübre fabrikaları kapanırken, pancar ve tütün üreticisi toprağından sürülürken, ürünlerine yasak gelirken, kimin yanındaydı PKK ve HDP? Köylünün mü, yoksa vahşi kapitalizmin ve emperyalist programın mı? PKK, sadece uyuşturucu ticareti yaparak değil, dayandığı sınıf ve tabakalar bakımından da halkın, milletin karşısındadır, solculuğun karşısındadır.
İŞÇİDEN YANA OLMAK!
PKK ve HDP için işçinin anlamı, dizginsiz sömürülecek unsurdur. Özelleştirmelerin Doğu ve Güneydoğu’da taş taş üstünde bırakmamış olmasına rağmen, PKK ve HDP’nin özelleştirmelere neden karşı çıkmadığını düşündü mü PKK ve HDP’yi solcu sananlar? Peki ya, HDP’nin de AKP ve MHP gibi, devletin “Genel güvenlik, ulaşım, gümrük ve dış ilişkiler dışındaki tüm hizmetlerden” çekilmesini savunduğunu biliyorlar mı?
Bırakalım önceki dönemleri, AKP döneminde işçiye zulmün hangisine karşı çıktı HDP ya da PKK? Köy Hizmetleri kapatılırken mi, işçiler 4/C’ye sürülürken mi, denetimli serbestliğe mi, mezarda emekliliğe mi, toplum yararına çalışma köleliğine mi? Yıllardır mücadele eden Vanlı işçiler neden yanlarında HDP’yi göremedi? Özelleştirme sonrası sokağa atılan Diyarbakır’ın, Bitlis’in, Adıyaman’ın işçisinin feryatlarını neden duymadı HDP ve PKK? HDP belediyelerinde de, ihaleciliğin, taşeronculuğun hakim olmasının anlamı yok mudur? Hatta Erciş’te olduğu gibi, kadrolu işçileri işten atarak taşerona yer açmak nasıl bir solculuktur? Peki ya PKK’nın dağlara kaçırdığı ve katlettiği işçiler için ne demeli?
***
Emperyalizmin kara gücü olmayı bile umursamıyor, uyuşturucu ticaretini, ağalığın sözcüsü olmayı, köylünün feryadına kulak tıkamayı, azgınca işçi sömürüsünü, işçiyi dağa kaldırmayı solculuk sanıyorsan, şakulün epeyce kaymış demektir, sevgili solcu kardeşim. PKK bayrağı ile işçi bayramı kutlayıp, 1 Mayısların şakulünü kaydırmayın bari.
Mehmet AKKAYA
Aydınlık/05.05.2016