12 Mayıs 2016 Perşembe

Yargıtay 16. Ceza Dairesinin gerekçeli kararı




GEREKÇELİ KARARDAN BAŞLIKLAR:

| İlker Başbuğ’un yargılama mercii Yüce Divan olmalıydı. Sanığın, Yüce Divan yerine Ağır Ceza Mahkemesinde dava açılması ve yargılamaya bu mahkemede devam edilmesi Anayasa’ya ve yasalara açıkça aykırı.

| Mehmet Şener Eruygur uzman bir hastanede gözlem altına alınmalıydı. İyileştiğinde yargılanmasına başlanmalıydı. Yapılan usul ve yasaya aykırı.

| Danıştay davası sanıkları ile Ergenekon Terör örgütü olarak isimlendirilen davanın sanıkları arasında hukuki ve fiili bağlantının varlığının somut delillerle ispat edilmeden bu davalar birleştirildi.

| Mahkeme heyeti kanuna uygun teşekkül etmedi.

| Duruşmalar, usul kurallarına uygun yürütülmedi.

| Sanıklar “Makul sürede yargılanma hakkı”ndan yararlanamadı.

| Arama veya el koymalarda koruma tedbirleri uygulanmadı.

| Avukatlık büroları hukuka uygun aranmadı.

| Delillerin elde edilme şekli, hukuka uygun yürütülmedi.

AYNI KİŞİLER

| Davaların soruşturmasında görev alan ve aynı kişilerden oluşan kolluk personeli grubu, Türkiye’nin birçok ilinde yapılan operasyonlarda görev yaptı. Tüm dokümanlar ile dijital verilerin bu kişiler tarafından incelendi, tutanağa bağlandı. Cumhuriyet savcıları bu tutanaklara kuşku ile yaklaşmadan ve sorgulamadan itibar ettiler.

YASALARA AYKIRI KANITLAR

| Yargılamayı yapan yargıçlar, ısrarla yasalara aykırı elde edilen kanıtlara göz yumması ve maddi gerçeğin ortaya çıkmasına yönelik haklı taleplerin ısrarla ve yetersiz gerekçelerle reddettiler.

| Soruşturma ve yargılamada esas alınan önemli delillerin sahteliği konusunda tespitlerin ortaya çıkması karşısında, sahteliği ortaya çıkan delillerden objektiflikten uzak, varsayıma dayalı çıkarımlar yapıldı. Hakimlerin tarafsızlığı konusunda haklı şüphe oluştu.

| İletişimin dinlenilmesine ilişkin kararlar verilmeden önce başka suretle delil elde etmeye ilişkin soyut ifadeler dışında dosya kapsamında yeterli çalışmalar yapılmadı.

GENELLEME SURETİYLE

| Her bir sanık ve somut olay için ortaya çıkan bulgulara göre bir değerlendirilme yapılması gerekirken genelleme suretiyle tüm kararlarda iletişim tespiti kararı verildi. Yetersiz gerekçeye dayalı bu kararlar uyarınca yapılan arama işlemleri hükme esas alındı.

| Arama ve el koyma kararlarında usulsüzlükler yapıldı.

TANIK, SANIK, GİZLİ TANIK

| Birçok sanık, tanıkların dinlendiği oturumlardan çıkarıldı. Tanıklara soru sorma ve tanık ifadelerine karşı beyanda bulunma olanağı tanınmadı. Savunma hakkı kısıtlandı.

| Osman Yıldırım’ın ifadelerinin sanık, tanık ve gizli tanık olarak alındı. Daha sonra bu beyanlar, aynı maddi olayla ilgili olarak birbirini destekler nitelikte üç ayrı kanıt olarak hükme esas alındı. Tanığın beyanlarının güvenilirliği denetlenmedi.

| Tanıkların, sanıkların aleyhine şahsi yorumlar yapmasına müsaade edildi. Bir kısım sanıkların itirazları dikkate alınmadı. Hayatın olağan akışıyla uygun düşmeyen tanık beyanları hükme esas alındı.

| Dinlenmesi halinde dosyanın esasını etkileyebilecek konumda olup duruşmalarda hazır edilen tanıkların dinlenme taleplerinin reddedildi.

SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI

| Tanık Şamil Tayyar’ın dinlenmesi yönündeki ara karardan yeterli ve hukuki gerekçe gösterilmeden vazgeçildi.

| 2937 sayılı MİT Kanunu’nun 29. maddesine aykırı davranmak suretiyle emekli MİT mensubu Mehmet Eymür’ün tanık olarak dinlenilmesi ve beyanlarının hükme esas alınması da usul ve yasaya aykırı.

| Gizli tanıklara soru sorulmasına engel olunması da bir bozma nedenidir.

| Sanıkların savunma hakkı kısıtlandı. Mahkeme tarafından, bazı sanıkların savunma süresinin iki duruşma günü, bazılarının ise bir duruşma günü ile sınırlandırıldı. Silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılması istenen sanıklar için sanık ve avukatlarına toplam bir saat, silahlı terör örgüt üyeliği ile diğer suçlardan cezalandırılması istenen sanıklar için ise sanık ve avukatlarına toplam iki saat sözlü beyanda bulunma hakkı tanındı.

| Duruşmalar sırasında sanık müdafilerinin mikrofonlarının verilen süreyi aştıklarından bahisle kapatıldı.

| Hukuki yardım amacıyla oturumda sanıklarla görüşmelerine izin verilmedi. Duruşma sırasında ve verilen aralara ilişkin kamera kayıtlarına göre işlem yapıldı. Sanık müdafilerinin görevlerinin yerine getirilmesine engel olundu.

| Kararda, dava konusu yapılacak eylemin açıkça ve bağımsız olarak iddianamede gösterilmesi gerektiği halde, aralarında Doğu Perinçek, Kemal Gürüz, Tuncay Özkan, Ergün Poyraz, Levent Ersöz, Mustafa Balbay, Sinan Aygün, Veli Küçük’ün de bulunduğu bazı sanıklar hakkında iddianamede yer almayan suçlardan hüküm kurulmasının, bozma nedenleri arasında yer aldığı belirtildi.

| Ağır Ceza Mahkemesinin 1 hakim ve 2 üyeden oluşması gerekirken, 6 hakimle hükmün açıklanması bozma nedenlerinden sayıldı. 

Aydınlık / 24.04.2016