12 Mayıs 2016 Perşembe

Ateş hattında 4 gün




Yüksekova hem İran hem de Irak’a sınır. Adı gibi yüksek bir ova. Sabah ilk uyandığınızda gökyüzünü değil Cilo ve İkiyaka gibi yalçın dağları görüyorsunuz. Yüksekova, PKK terör örgütü için kritik bir şehir merkezi. Afganistan’da üretilen uyuşturucu, İran ve Irak üzerinden Türkiye’ye giriyor. Uyuşturucu musluğu başında da PKK terör örgütü var. Sadece uyuşturucu değil, sigara, silah ve insan kaçakçılığının da önemli noktası Yüksekova. Sadece sigara dolu bir minibüsün girişinde 40 bin lira kar elde ediliyor. İşte Türk Ordusu o oluk oluk akan para kaynağını da bu operasyonlarla kesiyor.

PKK’NIN İKİ KAÇIŞ NOKTASI

Şırnak Merkez’de ilk dikkatimizi çeken kentin coğrafyası. Operasyonlar Yüksekova’daki gibi zordan başlamamış. JÖH ve PÖH’lerin stratejisi hakim tepelerden şehri terör unsurlarından temizlemek. PKK’nın iki kaçış noktası var: Cudi ve Çukurca’ya geçmek. Ancak, 7 gün 24 saat esasına göre çalışan Türk Silahlı Kuvvetleri şehri saniye saniye izliyor. Bu da terörist kaçışlarını engelliyor.

Mardin Nusaybin’in coğrafyası ne Yüksekova’ya ne de Şırnak’a benziyor. Nusaybin, Suriye sınırında ve PYD’nin hakimiyetindeki Kamışlı’ya komşu. Güvenlik güçleri orada şu an kördüğümü çözmeye çalışıyor.

Operasyonlara komuta eden üst düzey güvenlik güçleri önceliği, “bölge halkının kazanılmasına” veriyor.

BAŞARININ SIRLARI

Yüksekova’da ve Şırnak’ta görüştüğümüz operasyonlara komuta eden üst düzey güvenlik yetkilileri, 24 Temmuz’dan bu yana yürütülen operasyonlardaki başarının sırlarını şöyle anlatıyorlar: “Bu operasyonlarda başarılı ve kesin sonuca ulaşmamızın en önemli nedeni, niçin yapıldığının farkına varmış olmamızdır. Durumun farkında olmayanlara da bu gerçeği biz anlatıyoruz.”

Çekimler ve incelemeler esnasında operasyona katılan asker ve polisle karşılaştığımızda hepsinin aynı dili konuştuğu ve aynı düşünceyi paylaştığına tanık olduk. Bir güvenlik görevlisi; “Biz burada sadece güneydoğu halkının kurtuluşu için mücadele etmiyoruz. Biz burada aynı zamanda Edirne’deki, İzmir’deki, Trabzon’daki halkın kurtuluşu için mücadele ediyoruz” sözlerine karşılık emniyetten bir özel harekatçının “Çok doğru söylüyor. Çünkü biz burada Türkiye için savaşıyoruz. Vatan için savaşıyoruz” ifadesi, operasyonların niçin yapıldığının gerçeğini apaçık ortaya koyuyordu.

ORTAK AKILLA MÜCADELE

Komutanlar, başarının ikinci sırrını şöyle açıklıyor: “Bu operasyonlara katılan tüm birimlerin birbirlerine sonsuz güven içerisinde olması ve ortak akıl ile hareket etmesidir. Biz burada sadece TSK ve emniyet güçleri olarak mücadele etmiyoruz. TSK, Emniyet, özel harekat, MİT, savcılık, korucular, AFAD, Kara Yolları, İtfaiye, Sağlık Bakanlığı, bölge halkı ile beraber teröre karşı ortak mücadele ediyoruz. Devletin bütün birimleri seferber olmuş durumda. İşte ortak akıl dediğimiz bu. Her birim elindeki bütün bilgileri ve belgeleri hiç çekinmeden masanın üzerine koyuyor. Ve o bilgi ve belgeleri değerlendirerek hareket ediyoruz.”

ZORLA İZNE GÖNDERİYORUZ

Yüksekova’da bir özel harekatçı, “ortak akıl” sırrını doğruluyor: “Daha önce böyle bir birlikteliğin mümkünü yoktu. Bu operasyonlarda bizi mutlu eden en önemli nokta TSK’nin ve tüm Emniyet güçlerinin birlikte hareket etmesi. Şimdiye kadar Emniyet güçleri Fethullahçı olarak suçlanıyordu. Artık içimizde Fethullahçı kalmadı ve TSK ile beraber büyük bir mutluluk içinde bu operasyonları yürütüyoruz. Vatan için ayrımız gayrımız yok bizim.”

Başarının bir başka nedeni ise, şöyle dile getiriliyor: “Hem TSK mensuplarında, hem güvenlik güçlerinde, daha doğrusu bütün birimlerde operasyona komuta edenlerden alt düzey görevliye kadar bu işin bitirilmesi için büyük bir gayret var. Burada ‘şu az gayret sarf ediyor, bu daha çok’ gibi bir durum yok. Bütün birimler olayın farkındadır. Ve ona göre çaba harcıyoruz. Bir asker ya da güvenlik görevlisi yaralandığında -ya da hastalanıp rapor aldığında- ya da izne gittiklerinde hep akıllarının burada olduklarını gördük. Hafif yaralanan bir asker ya da güvenlik görevlisi inanın evine gitmek istemiyor. Biz onları izne ya da istirahat etmeye inanın zorla gönderiyoruz. İşte burada böyle bir gayret var.”

KORUCULARIN VE HALKIN BÜYÜK KATKISI

“Başarılı olmamızdaki en önemli nokta ise korucular ve bölge halkı. Köy korucuları neyin ne olduğunu, hangi sokağın nereye çıktığını, hangi sokakta pusu kurulabileceğini çok iyi biliyorlar. Çünkü onlar buranın insanları. Ve operasyonların bizzat içindeler. Bölge halkı ise ilk zamanlardakinden daha farklı ve daha aktif. Operasyonların ilk aylarında halktan ses çıkmıyordu. Hatta canlı kalkan olabiliyorlardı. Şimdi ise halkımızdan bir yığın ihbarlar alıyoruz. Telefonlarımız susmak bilmiyor. Halktan bize çok net bilgiler gelmeye başladı ve operasyonlarda kesin sonuçlar almamızda bu bilgiler çok önemli oldu. Çünkü bölge halkı da gerçeği ve kimin ne için mücadele ettiğini gördü. Bize ihbarlar yağdırıyorlar. Bölge halkı bunlardan kurtulmanın yollarını arıyor. Niçin? Kendi çıkarları için. Ülkesinin çıkarları için. Bir önemli nokta daha. Bu operasyonlar süresi içinde, Edirne’den Hakkari’ye, Sinop’tan Hatay’a bu halk bölünmeyeceğini bir kez daha hissetti.”

İŞE PKK’NIN MERKEZİNİ PARÇALAYARAK BAŞLADIK

“Operasyonlarda başarılı olmamızın bir başka nedeni ise şu: Biz operasyonlara PKK’nın merkezinden başladık. Önce PKK terör örgütünün bütün bağlarını kestik, sonra kalbine girdik. Yani çevreden değil merkezden yıkıma başladık. Terör örgütünün beslendiği kaynakları kestiğiniz zaman iş daha da kolaylaşıyor, daha kesin çözümlere ulaşıyoruz. Bir diğer önemli nokta da bizden önce Cizre, Sur, Silvan’da yapılan operasyonlardan büyük tecrübeler elde ederek hareket ettik. PKK terör örgütünün belini kırdık.”

UYUŞTURUCU BARONLARIYLA DA SAVAŞ VAR

Yüksekova’da sadece terör örgütü ile mücadele etmiyoruz. Kaçakçılıkla da mücadele ediyoruz. Uyuşturucu baronları ile de mücadele ediyoruz. Yüksekova’da operasyonlara başladığımız zaman İstanbul’da uyuşturucu baronları neden ayağa kalktı zannediyorsunuz? Çünkü burada sadece terörün belini kırmıyoruz. O uyuşturucu ve kaçakçılıkla beslenen baronların da belini kırıyoruz aynı zamanda.”

AYNI KARAVANADAN YEMEK YİYORUZ

Şırnak’ta operasyonu yöneten bir güvenlik yetkilisi anlatıyor: “Emniyet içindeki Fethullahçılar temizlenmeseydi bu operasyonlarda kesin sonuca ulaşmamız çok zor olurdu. Ve belki de bu operasyonlara Emniyet güçleri dahil edilmezdi. Şimdi ise yemeklerimiz bile aynı karavanadan çıkıyor. Şırnak’ta 2 bin beş yüz asker, 2 bin beş yüz polis ve bin korucu operasyonda görev alıyor. Yani toplam 6 bin kişiyiz. 6 bin kişinin yemeği aynı karavanadan çıkıyor. Aynı yemekhanelerde yemek yiyor ve aynı kumanyayı paylaşıyor. Bu bizim için başka bir mutluluk.”

MEKTUPLAR MORAL KAYNAKLARIMIZ

“Operasyonlar sürecinde batıdaki halktan, çocuklardan tebrik mektupları aldık. Destek mektupları aldık. Bu mektuplar bizi çok mutlu etti. Batıdan gönderilen bir dilim pastanın bile bizim için çok önemi var. Bizim burada pastaya, çikolataya, ekmeğe ihtiyacımız yok. Yiyecek ve giyecek gibi şeylere ihtiyacımız yok. Ama o mektuplar, o pastalar, çörekler burada savaşan asker ve güvenlik güçlerimizin moralini bir kat daha yükseltiyor.”

Aydınlık / 26.04.2016